ABD’nin Ukrayna’yı cepheye sürerek Rusya’ya, geniş ölçekte Avrasya’ya yönelik hamlesi, yine ABD’nin İsrail’in vahşetine verdiği sınırsız destekle birlikte düşünüldüğünde, Avrasya ve Ortadoğu politikaları arasındaki doğrudan ilişki, bir kez daha görülüyor. Sıklıkla yinelediğimiz şu basit formülün, ne denli geçerli ve gerçekçi olduğu daha iyi anlaşılıyor: Avrasya’da etkili olabilmek için Ortadoğu’da güçlü olmak, Ortadoğu’da etkili olabilmek için Avrasya’da güçlü olmak gerekir. Ne var ki, bu bölgelerdeki gelişmeler ABD’nin umduğu gibi gitmiyor. Gitmemesinin pek çok sebebi var elbette. Bunlardan biri de, ABD’nin Ortadoğu’da geleneksel müttefikleri arasında gördüğü Körfez ülkelerinde son yıllarda gözlenen farklı yönelim. Suudi Arabistan’ın liderlik ettiği Körfez ülkeleri ve onların örgütü olan Körfez İşbirliği Konseyi’nin (KİK) hem Çin hem de Rusya’yla gelişen ilişkileri, ABD’yi kara kara düşündürüyor. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Kuveyt, Bahreyn ve Umman’dan oluşan konseyin, son yıllarda politik, diplomatik, ekonomik olarak yönelimlerinde önemli değişiklikler gözleniyor. Bahreyn hariç, KİK üyesi beş devletin, 2000 yılında, Çin’le toplam ticaret hacmi 10 milyar dolar kadarken, 2022 yılında 232 milyar dolara yükseldiğinden, günümüzde Körfez ülkeleri, Ortadoğu bölgesinde Çin’in en önemli dış ticaret ortakları arasında yer alıyorlar. Anımsatmak gerekir ki Çin; Ortadoğu enerji kaynaklarının en büyük müşterisi olmayı da sürdürüyor. KİK üyeleri de, uzun yıllar boyunca Çin’in enerji tedarikinde yaklaşık yüzde 40 pay sahibi olduklarından, bu enerji ticareti de ilişkileri güçlendiriyor. Çinli şirketlerle Körfez sermayesi arasında büyük, hacimli ortaklıklar kuruluyor. Birlikte geliştirilen projelerin sayısı artıyor. Havayolu taşımacılığı büyüyor. Çinli bankaların bölgeye yönelik ilgisi yükseliyor. Bu yüzden çok sayıda uzman, önümüzdeki süreçte Çin ve KİK arasında serbest ticaret anlaşması imzalanmasının kuvvetle muhtemel olduğunu söylüyorlar. Bu konudaki müzakerelerin yüzde 90 oranında tamamlandığına dikkat çekiyorlar. Çin’in en büyük petrol tedarikçileri arasında, Rusya’dan sonra ikinci sırada geliyor Suudi Arabistan. 2023 yılında Rusya’nın payı yüzde 19, Suudi Arabistan’ın payı yüzde 15 olmuş. Çin’in, Körfez ülkelerinin en önemli dış ticaret ortaklarından biri haline gelmesi, Körfez ülkelerinin büyük dış ticaret ortakları olarak bilinen ABD, AB, İngiltere, Japonya ve Güney Kore’yle birlikte öne çıkması, hele de Çin malı otomobillere olan ilginin artması, Batıda da dikkat çekiyor. Çin; Kuşak ve Yol inisiyatifi kapsamında da Körfez ülkelerine büyük önem veriyor. Burada üzerinde önemle durulması gereken bir diğer konu da Suudi Arabistan ve İran arasındaki normalleşmenin, Çin'in arabuluculuğu sayesinde kotarılmış olması. İran ve Suudi Arabistan arasındaki gerilimin sadece Tahran ve Riyad arasında yaşanmadığı, Lübnan’da, Suriye’de, Irak’ta, Bahreyn’de, Yemen’de de bu gerilimin yansımalarının yaşandığı düşünülürse, ilişkilerin normalleşmesinin, hem Körfez’in iki yakası arasındaki ilişkiler hem de Ortadoğu açısından ne kadar önemli olduğu çok açık. Sözün özü, Suudi Arabistan başta olmak üzere Körfez ülkelerinin ABD’nin onca itirazına karşın Çin’le, Rusya’yla ilişkilerinin gelişmesi, ABD’nin hegemonyasındaki aşınmanın boyutlarını da ortaya koyuyor. Barış Doster  YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYIN