Gürcistan’da 26 Ekim’de yapılan parlamento seçimlerinin ardından muhalefet, seçime hile karıştırıldığı yönündeki iddialarını sürekli gündemde tutuyor. Meydanlarda toplanıyor. Gösteriler yapıyor. ABD ve Avrupa da muhalefeti destekliyor. Seçimi, yüzde 54 oyla kazanan iktidardaki Gürcü Rüyası Partisi’ni, seçimlerde hile yapmakla suçlayan muhalefetin talepleri ve ABD’nin de baskısı sonrasında, savcılık seçimlere ilişkin soruşturma başlattı.

Son yıllarda sıklıkla görüldüğü üzere, ABD’nin öncülük ettiği Atlantik bloku, Avrupa Birliği, sandıktan istemedikleri sonuç çıkınca, hemen kazananları Rus yanlısı ilan edip, seçimlere de hile karıştırıldığını öne sürüyor. ABD ve Batılı müttefiklerine göre; ABD ve Avrupa destekli partiler seçimi kazanınca, seçim adil, dürüst ve şeffaf oluyor, bunlar seçimi kaybedince ise seçim hileleri nedeniyle kaybetmiş oluyorlar…

Azerbaycan ve Ermenistan’la birlikte Güney Kafkasya’daki üç cumhuriyetten biri olan, Karadeniz’e kıyısı bulunan, ABD ve Avrupa’nın sürekli olarak etkili olmaya çalıştığı Gürcistan’ın, ekonomik durumu pek parlak değil. 2003 yılında Soros destekli turuncu devrime sahne olan, 2008 yılında Rusya’yla savaştıktan sonra Abhazya ve Güney Osetya’nın ülkeden kopmasına karşı bir şey yapamayan Gürcistan iç siyasetinde Rusya’nın da etkisi var şüphesiz.

Gürcistan’ın bir diğer önemi ise geçiş ülkesi olmasıyla ilgili. Kuşak ve Yol Projesi kapsamında da değerli bu yüzden.  Örnek vermek gerekirse, kabaca 150 bin ton yük, Çin’den çıkıp, Orta Asya üzerinden Hazar Denizi’ne, oradandan da Güney Kafkasya’ya ulaşıyor. Bu güzergâh Trans- Hazar Uluslararası Ticaret Yolu ya da yaygın olarak kullanılan adıyla Orta Koridor olarak biliniyor ve deniz yoluna karşı önemli bir seçenek oluşturuyor.

Gürcistan’ın Türkiye ve Azerbaycan’la ilişkileri iyi, Ermenistan’la ise arası şeker renk. Gürcistan, bölgesel projelerde dışlanmıyor. Orta Asya ve Güney Kafkasya arasında bir güzergah, bir enerji projesi akla gelince, Doğu ile Batı arasında ticaretin gelişmesi için ulaşım hatları düşünülünce, Gürcistan hemen akla gelen devletlerden oluyor.

Bu kapsamda, hatırlanması gereken önemli bir hamle de, 2013 yılında, yani Çin’in Kuşak ve Yol Projesi’ni ilan ettiği yıl, Azerbaycan, Gürcistan ve Kazakistan arasında, Orta Koridora ilişkin olarak yapılan anlaşmaydı. Bu adım sadece bu üç devletin veya sadece bölgenin değil, küresel ölçekte de ticaretin gelişmesine yönelik iddialı bir adımdı.

Orta Koridorun Kuşak ve Yol kapsamındaki önemi yanında, Ukrayna’da devam eden savaş da, Orta Koridorun daha fazla öne çıkmasını sağladı. Batının Rusya’ya yönelik yaptırımları, Rusya’yla yakın ilişkileri olan Belarus’un Batıyla gerilen ilişkileri sonucu, Orta Koridor üzerinden taşınan konteyner sayısı çok arttı. Savaş öncesine oranla konteyner geçişi, üçte bir oranında yükseldi. Bu artış, Azerbaycan, Gürcistan ve Kazakistan’ı, işbirliğini geliştirme, bağlantıları güçlendirme, hızı artırma konusunda cesaretlendirdi. Unutulmasın ki, üç devletin, Çin ile Avrupa Birliği arasında gelişen ticaretin de etkisiyle, (2030 yılına dek, bu ticaretin yüzde 30 oranında artacağı öngörülüyor) atacağı adımlar, sadece bölgesel değil, küresel ticareti de doğrudan etkileyecek.