Trump’ın başkanlık seçimlerini kazandığının ilanı ne kadar kolay olduysa Beyaz Saray’a geçerek görevi devralacağı 20 Ocak 2025 tarihine kadar işler o kadar karmaşık hatta zor olacak gibi görünüyor. Çünkü kazanması anketlerin gösterdiği gibi kafa kafaya olsaydı muhtemelen herkes sonuçlara itiraz ederek yeniden sayım isteyecek, tartışmalar dinmeyecek ve ne olacağı belli olmayan bir kargaşaya sürükleneceklerdi. Trump’ın ezici çoğunlukla sadece başkanlığı değil hem salıncak eyaletlerde hem ABD genelinde popüler oylarda kazanması, Cumhuriyetçilerin Kongre’nin iki kanadında çoğunluğu sağlamakla kalmayıp aynı zamanda eyalet seçimlerinde de hem valiliklerin sayısında hem de eyalet meclislerinde çoğunluğu elde etmeleri bu tür tartışmalar yapmak isteyecek derin devlet bağlantılarının ağzını kapattı.

FAKAT İŞ BURADA BİTMEYECEK GİBİ

Daha açık bir şekilde söylemek gerekirse ABD derin devleti Trump’ın seçim kampanyasında söylediklerinin/vaat ettiklerinin devlet politikası haline dönüşmesini/dönüştürülmesini kolay kolay kabul etmeyecek gibi görünüyor ki bu ihtimale CGTN TÜRK’te yaptığımız Hasan Hocaya Soruyorum programında değinmiştik. Pazar günü akşamı gelen haberlerle bu durum daha da belirginlik kazandı. Biden, giderayak Ukrayna’ya verilen/verilecek uzun menzilli füzelerin kullanımına ilişkin bütün kısıtlamaları kaldırdığını duyurdu. İngiltere ve Fransa da aynı açıklamaları yaptılar. Yani Ukrayna, elinde var olan veya kendisine verilecek ve Rusya’nın birçok bölgesini vurmaya yetecek menzildeki füzeleri sınırlama olmaksızın kullanabilecek.

Burada birinci sorun Amerika’daki durumla ilgili. Biden yönetimi bu kararı alırken Trump ve ekibiyle koordinasyon sağlamış ve onların da onayını almış mıdır? Bu açıdan önümüzdeki günlerde ve hatta saatlerde Trump’ın ve ekibinin yapacağı açıklamalar çok önemli olacaktır. Örneğin bu yazıyı tamamlarken Biden’ın Dışişleri Bakanı Blinken’ın ellerinde ne kadar para varsa hepsini 20 Ocak 2025 tarihinde Trump görevi devralıncaya kadar Ukrayna’ya yönlendireceklerini söylüyordu. Trump baştan itibaren bu savaşı durdurmak istediğini söylemiş ve bu düşüncelerini seçildikten hemen sonra da tekrar tekrar ifade etmişken topal ördek durumundaki Biden yönetiminin bu kararı alması aynı zamanda Trump’ın göreve gelmesine engel olacak başka olayların/gelişmelerin/komploların da başlangıcı mı?

Daha da önemlisi Trump ve Cumhuriyetçiler meseleyi bu çerçevede görürlerse nasıl tepkiler vereceklerdir? Örneğin göreve başlamak için ocak ayını beklemeyen Cumhuriyetçilerin kontrolündeki Kongre, Biden yönetiminin böyle bir karar almasının Amerika’daki teamüllere aykırı olduğunu söyleyerek devreye girebilir mi? Bu kararın bir manada Rusya’ya savaş ilanı anlamına geldiğini ve böyle bir durumda Kongre’nin onayına ihtiyaç olduğunu bağırarak söylerler mi? Öte yandan hemen devreye girmesi kuvvetle muhtemel görünen kamuoyu anketlerinde halkın Biden yönetiminin böyle bir karar almasına vereceği tepkiler nasıl şekillenir?

Bunları bekleyip göreceğiz. Meselenin bir başka tarafı da Rusya’nın nasıl karşılık vereceğiyle ilgili. Örneğin Rus lider Putin bugüne kadar sergilediği sabırlı ve dengeli çizgiyi terk ederek ilk füzeleri ateşlemesinin ardından Ukrayna’ya karşı Amerika ve İsrail’in bombalama yöntemlerine yani sivil kayıplarını ciddiye almadan girişir mi? Bugüne kadar Rus ve Ukrayna halklarının kardeş vs. olduğu tezinden hareketle bazen de zayiat riskini göze alarak hareket eden Putin Rus kamuoyundan da gelen tepkilerle sert askeri karşılıklar vermeye yönelir mi?

Putin’in Ukrayna’da uzun süreli bir tür yıpratma savaşını göze alarak zamana oynaması aynı zamanda Amerika ve Avrupa arasında çatlak oluşturmak ve böylece Ukrayna savaşına verdikleri desteği azaltmak stratejisine dayanıyordu. Ukrayna’da göreceli olarak yumuşak davranmaları da bundan dolayıydı. Şimdi Trump Ukrayna’da Biden yönetiminin bu tırmandırma politikasına ciddi şekilde karşı çıkarsa belki vereceği karşılıkları her zaman yaptığı gibi Ukrayna’nın enerji ve askeri alt yapısını tahrip etmekle sınırlandırabilir.

Geçtiğimiz eylül ayında İngiltere Başbakanı Starmer bu füzelerin Ukrayna tarafından kullanılmasına izin verilmesi için Amerika nezdinde girişimlerde bulunduğunda Putin, bunun doğrudan Rusya-Ukrayna savaşına yol açacağını belirtmişti. Çünkü bu tür silah sistemlerinin tam olarak kullanılabilmesi için mutlaka Amerikan uydu sistemlerinin ve Ukrayna’ya kurulacak Amerikan ve/veya İngiliz platformlarının kurulması gerektiğinden söz etmişti. Ayrıca bütün bunları da Amerikan, İngiliz veya başka NATO ülke subaylarının kullanabileceğine dikkat çekmişti. Kısacası böyle bir durum bugüne kadar devam eden dolaylı Rusya-NATO savaşını doğrudan Rusya-NATO çatışmasına dönüştürebileceğinin altını çizmişti.

Bütün bu uyarılara rağmen, Amerikan derin devletinin tırmandırma kabiliyetini hafife almamak gerekir. Onlar da Putin’i tahrik etmek için her yönteme başvuracaklardır. Amaçları Trump yönetime geldiği zaman Ukrayna savaşını müzakerelerle çözemeyecek duruma sokmak ve devamını sağlamak görünüyor. İngiltere başta olmak üzere Avrupa’daki mevcut hükümetlerin çoğunluğu da bu politikaya tam destek veriyorlar. Böyle bir tırmandırma politikasının işleri taktik nükleer silah kullanılacak noktaya getirmesi şimdilik düşük olsa da ihtimaller arasında. Kolektif Batı Putin’in aşırı tırmandırmayı ve nükleer silah kullanmayı hiçbir zaman göze alamayacağı varsayımıyla hareket ediyor ama tırmandırmanın derecesine göre hiçbir ihtimalin göz ardı edilemeyeceği noktaya doğru hızla yaklaşıyor gibiyiz.