Şanghay İşbirliği Örgütü istikrarlı bir gelişme gösteriyor. Bu yıl içinde örgütün üyelerinin, gözlemci üyelerinin ve diyalog ortaklarının sayısı toplamda 29 oldu. Bu ülkelerin coğrafi dağılımına bakıldığında, Orta Asya'dan Güney Asya'ya, Orta Doğu'dan Doğu Avrupa'ya, Güney Kafkasya'dan Çinhindi yarımadasına uzanan geniş bir coğrafyaya yayıldığı dikkat çekiyor. Bu sayısal artış ve coğrafi dağılım çok önemli elbette.

Örgütün üye sayısı yanında, kurumsal düzeyde iddiası, özgüveni, ölçek büyütme çabası da önemli şüphesiz. Üye sayısı arttıkça, doğal olarak coğrafya da genişler, üye profili de çeşitlenir. Üye ülkeler arasındaki kapasite farkı, öncelik farkı, hedef farkı, menfaat farkı, tehdit tanımları ve algılarına ilişkin farklar da daha belirginleşir, görünür hale gelir.

O nedenle böylesi bir uluslararası örgütün organları, bürokrasisi, kurumsal yapısı, sekreteryası da gelişen, güçlenen, genişleyen, üye sayısı çoğalan ve çeşitlenen yapıya uygun şekilde kendini yenilemek, güncellemek zorundadır. 

Dünyada çok taraflılığı savunan ŞİÖ gibi örgütlerin ortaya çıkması, sayılarının artması bile başlı başına büyük bir gelişmedir. Emperyalist merkezleri, başta ABD olmak üzere tedirgin etmektedir. Bu örgütlerin hızla kurumsallaşmaları, üyeleri arasındaki ilişkileri geliştirmede, komşuluğu güçlendirmede, sorunları çözmede, karşılıklı güveni pekiştirmede, iletişim ve işbirliğini kuvvetlendirmede başarılı olursa, çok önemli sonuçlar doğurur. Hem çok taraflılığa gidiş daha da hızlanır hem de bu örgütlerin çekim gücü artar. 

Bir uluslararası örgüt için iddialı ve zor olan, sistemleri, rejimleri, devlet kapasiteleri, hedefleri birbirinden farklı üyeler arasında mümkün olduğunca uyumu, ahengi, işbirliğini sağlamaktır. Tarihsel seyirleri, toplumsal yapıları, nüfusları, gelişmişlik düzeyleri farklı olan üye ülkeleri, ortak bir hedefe yönlendirebilmektir. 

ŞİÖ'nün bu konuda rüştünü ispat etmesi, hem itibarını artırmış hem küresel güneyde moralleri yükseltmiştir. Devletlerin bağımsızlığı temelinde, bağlantısızlık çizgisinde, barışçı dış politika ortak paydasında buluşmak gelişmekte olan ülkeler, mazlum milletler için önemlidir. Bu durum ABD ve onun saldırı ve işgal aygıtı olan NATO açısından da büyük bir endişe kaynağıdır