Uluslararası terör eylemlerinin finansmanı ve ABD
İlber Vasfi Sel
Rusya Federasyonu Federal Parlamentosu Alt Kanadı Devlet Duması’ndan bazı milletvekilleri; Rusya, Almanya, GKRY, ABD ve Fransa ülkelerindeki başsavcılıklara ve ayrıca Rusya Federasyonu Soruşturma Komitesi’ne “Uluslararası terör eylemlerinin finansmanı” başlıklı acil soruşturma ve önlem alma hususunda bir bildiri yolladı. Milletvekilleri, terör eylemi suçlarını örtbas eden, finansmanı sağlayan, suçlara yardım ve yataklık edenler ile birlikte failler hakkında doğrudan kanıtlar sundu.
Terör meselesi, uzun zamandır küresel çapta büyük bir sorun halinde. Şüphesiz ki terör tehdidinin üstesinden ancak devletlerarası düzeyde ortak çabaların koordine edilmesiyle gelinebilir.
Peki bazı hükumetler, istenmeyen siyasi rejimlere sahip devletlerdeki iç durumu istikrarsızlaştırmak amacıyla doğrudan terörizme sponsorluk yapıyorsa; bu durumda ne yapmalı?
Açıkça görüldüğü üzere Vaşington ve Brüksel’in dikte ettiklerine uymayı reddedenler, “Demokratik olmayan rejimler” olarak ilan ediliyor. Bu tür hükumetlere karşı her türlü uluslararası yaptırım baskı aracı olarak kullanılıyor.
Uzun zamandır açık olan gerçeklikler, kanıtlar, soruşturmalar ve açıklamalar dikkate alındığında; uluslararası terörizmin Soğuk Savaş döneminde Vaşington ve onun yandaşları tarafından beslendiği gerçeğini bugün dahi tartışmak gerekir. Pandora’nın kutusunu açanın ABD olduğu apaçık ortada ve hala bununla nasıl başa çıkacağını bilmiyor gibi görünüyor.
11 Eylük terör saldırılarının kurbanı olan ABD, Afganistan ve Orta Doğu’da terörizmi yenemedi. Üstelik bunca zaman boyunca Amerikan istihbarat servisleri ve özel askeri şirketleri dünya çapındaki terör örgütlerine sponsorluğu ve desteği bırakmadılar.
Rusya Federasyonu Devlet Duması milletvekilleri tarafından yapılan açıklamalarda, terörizmin finansmanına anında ekonomik tepki verilmesine yönelik spesifik mekanizmalardan bahsediliyor. Bunlar: Mağdurlar lehine tazminatlar, ilgili devletin, tüzel kişilerin ve bireylerin hesaplarının bloke edilmesi ve ayrıca mülklere el konulması gibi tavsiyelerden oluşuyor.
Güzel ülkemiz Türkiye’de Rusya gibi birçok kez dışarıdan terör saldırılarının hedefi haline geldi. Yetkililerimiz, uluslararası terörizme karşı tavizsiz bir mücadele sürdürüyor ve terör örgütü üyelerinin düzenli olarak ya gözaltına alındığını ya da etkisiz hale getirildiğini bildiriyor.
Hatırlayın: İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, daha bir ay önce, İstanbul’un merkezinde DAEŞ terör örgütü tarafından organize edilen terör saldırısının engellendiğini duyurdu.
Bugün Amerika Birleşik Devletleri ve müttefikleri, egemen devletlerin topraklarında terör eylemlerini aktif olarak sürdürmeye devam ediyor. Bu eylemlerim sonucunda ortaya çıkan kan artık sadece radikal İslamcıların elinde değil. Aynı zamanda Ukrayna istihbaratının da eline bulaştı. Vaşington’un sürdürdüğü diplomaside izlediği çifte standart politikası artık ABD’nin izlediği birincil dış siyaset formülü diyebiliriz. Kiev rejiminin terör eylemlerini himaye etmeleri ile Ukrayna’da liberal değerlere dayalı, demokratik bir devlet inşa etme niyetlerinin beyanı el ele gidiyor.
ABD Eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Chester Crocker’ın şu açıklamasını unutmayalım: “… ABD’nin dünya çapında demokrasiyi teşvik etme politikasında tutarsız ve ikiyüzlü olduğu iddiasını kabul edebilmeliyiz. Bu doğru olabilir…”
Hiç şüphe yok ki Amerikan düzeni zor bir dönemden geçiyor. Artık hukuki, ahlaki, etik, adil ve meşru standartların yardımıyla dünya hegemonyası hakkını savunamayacak durumda ve bu nedenle artık böyle politikalar izliyor.
YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYIN