Dünyada yeni bir yılbaşına doğru geri sayım sürerken ve eğlenceli kutlamalar için hazırlıklar yapılırken, bazı ülkelerde, örneğin Çin’de her şey her zamanki olağan seyrinde yaşanacak.
1 Ocak, Miladi takvime geçilen 1912’den bu yana Çin’de de yılın ilk günü kabul edilmekle birlikte yılbaşı kutlamaları, Batılıların Noel tatili boyunca ya da 31 Aralık gecesi değil, Ay Takvimi’ne göre Bahar Bayramı adıyla, daha sonra, daha uzun süreli, çok daha ayrıntılı ve coşkulu biçimde yapılıyor bilindiği gibi.
Yılın son günü ve gecesi, dünyanın çok sayıda ülkesinden farklı olarak hayli sessiz ve sakin geçiyor Çin’de. Elbette ki kutlama yapanlara, yakınlarına hediyeler alanlara, Noel Baba kukuletası takanlara, saat tam 24’te birbirlerine sarılanlara rastlanıyor rastlanmasına da işler pek öyle büyük boyutlar kazanmıyor. Sembolik birkaç havai fişek fırlatılsa da meydan ve caddeler fazlasıyla boş kalıyor. 2006 yılını 2007’ye bağlayan gece, metrodan çıkıp dünyanın en büyük meydanı Tiananmen’e adım attığımda, tamamına yakını Batılı 70-80 kişiden fazlasının olmadığına epey şaşırmıştım örneğin. Tenhalığın nedeni havanın buz gibi soğuk olması değildi.
Noel Baba karşımıza çıkarsa…
Ülkedeki nüfusun yüzde 1’ine karşılık gelen, yaklaşık 15 milyon Hıristiyan dışında Çin halkının geneli tarafından “Yabancı kültür unsuru” olarak algılanan ve mesafeyle yaklaşılan Noel kutlamalarına yönelik herhangi bir yasak söz konusu değil ama Noel Baba’nın zaman zaman tartışmalara ve protestolara konu olduğu da bir gerçek. Kimi aydın, sanatçı ve akademisyen gruplarınca bir “kültürel koma” biçimi olarak eleştirilen “Christmas”, örneğin geçmiş yıllarda Çin’in en seçkin 10 üniversitesinde öğrenim gören 10 doktora öğrencisinin hazırladığı bildiri gibi bir metne konu olmuş, yazılanlar geniş yankı yaratmıştı. Kendi adıma, o yankının bugün de devam ettiği kanısındayım.
“Küresel kapitalizm ve kültürel emperyalizm, Noel Baba’nın kırmızı-beyaz kıyafetlerine bürünmüş biçimde karşımıza çıktığında, ne yapmalıyız?” diye soran bu öğrenciler, “Christmas-Noel Bayramı ve Çin’e ait olmayan diğer tüm kültürel trendlere karşı boykot çağrısı” yapmış, Çin’in binlerce yıllık geleneksel, kültürel, ahlaki değerlerinin, “Batı’nın popüler değerlerinin saldırı ve tecavüzüne uğruyor olmasından” büyük üzüntü duyduklarını ifade etmişti. Bizim yılbaşı günümüzün Çin gençliğinin bir kısmı tarafından Sevgililer Günü gibi bir şey olarak algılandığını da ekleyeyim.
En büyük küçük emtia pazarı
Öte yandan şaşırtıcı ama gerçek, dünya genelindeki Noel tüketim mallarının, Noel Baba figürlerinin, yeni yıl süslemelerinin, hediyelik eşyanın vb. yüzde 60’ı da Çin’de üretiliyor! Çin’in güneydoğusundaki Zhejiang eyaletine bağlı Yiwu şehri, adeta Noel Baba üretim üssü niteliğinde bir yer ve Birleşmiş Milletler ve Dünya Bankası’nın ortak raporuna göre “dünyadaki en büyük küçük emtia pazarı”.
“Çin’in Noel Köyü” olarak anılan, kaderi 1980’lerin başındaki Reform ve Dışa Açılma süreciyle değişen, halen yaklaşık 2 milyon insanın yaşadığı Yiwu’daki toplam 600 fabrika ve atölye, özellikle yılın ikinci yarısında tam kapasiteyle çalışıyor. Hz. İsa’nın pek bilinmediği ama Noel Baba’nın gayet iyi tanındığı Yiwu, şehircilik açısından oldukça planlı bir düzene sahip ve üretim yerlerinin yanı sıra perakende satış için de çok sayıda dükkân bulunuyor ama satışların büyük kısmı dünyanın dört yanına giden konteynerlerle toptan olarak gerçekleşiyor. Unutmadan, Yiwu’da yerleşik ve gelip gidici çok sayıda Müslüman bulunduğunu, şehirde bolca İslami restoran ve büyük bir cami olduğunu da belirteyim.
Günde 5 bini yabancı 40 bin kişinin ziyaret ettiği Yiwu’da bir yılbaşı geçirmek, özellikle görsel açıdan çok ilginç olur eminim ki. Düşünsenize, nereye baksanız Noel Baba!
Tüm okur ve izleyicilerimizin yeni yılını kutluyor, esenlikler dolu bir 2024 diliyorum.