Bunun adı hovardalık!
Erkut Tekin
Futbol kamuoyunun dört gözle beklediği Bayern Münih maçının hemen öncesinde katıldığım bir radyo yayınında “Korkarım, neticeyi Okan Buruk’un oyuna dokunuş biçimi belirleyecek” demiştim.
Keşke yanılsaydım…
Skor hariç her şeyin mükemmele yakın gerçekleştiği ilk yarının ardından eminim sadece Galatasaraylılar değil, Almanlar dâhil tüm izleyenler, Bayern’in bu şekilde kendi yarı sahasına mahkûm oynamak zorunda kaldığı herhangi bir maç izlememişlerdir.
Tabiri caizse eze eze oynadı Galatasaray ve karşısında Şampiyonlar Ligi’nin en dominant takımlarından biri olan Bundesliga şampiyonu Bayern Münih vardı.
İlk 45 dakikanın ardından ikinci yarıda da kuyruğu dik tutan sarı kırmızılı takım, 70. dakikaya kadar attığının dışında en az 6 gol pozisyonu da değerlendiremedi.
Daha açık söyleyecek olursam, yani endüstriyel futbol diliyle: Market değeri 235 milyon Euro olan Galatasaray, kendisinin dört katından daha fazla bir bütçeyle kurulmuş olan (948 milyon Euro) Bayern Münih’e tarihi bir hezimet yaşatacak kadar pozisyona girdi ancak sadece bir penaltı golü atabildi.
İşin Türkçesi, bu ekonomik dengesizliğe ve oyuncu kalitesindeki bu denli farka rağmen bu kadar gol pozisyonu yaratıp atamamanın bir karşılığı olmalıydı elbette. 70. dakikadan sonra olan da buydu zaten.
İYİSİ DE KÖTÜSÜ DE OKAN BURUK’A YAZAR
Galatasaray’ın bu maçtaki ilk 11’i ve sahaya yayılışı anlamında Okan hoca ile hemfikir olmakla birlikte, hocanın çözemediği bir meselesi var ki, geçtiğimiz yıldan bu yana yazmaktan, söylemekten dilimde tüy bitti resmen.
Ne yazık ki Okan hoca, artık tecrübeli bir isim olmasına rağmen yazının en başında da söylediğim gibi ‘oyuna dokunuş biçimini’ özellikle de oyuncu değiştirme zamanlamasındaki geç kalışlarını bir türlü geliştiremedi.
Sarı kırmızılı ekibin ilk 70 dakika boyunca amansızca yaptığı ön alan baskısı (üstelik bu seviyede bir rakibe) sonucunda buna çok da alışkın olmayan oyuncuların çoğunun ciddi anlamda oyundan düşmesine neden oldu.
Kazımcan’ın, Tete’nin, Zaha’nın ve Kaan’ın 55-60. dakikadan sonra yaşadıkları fiziki tükenmişlik, Rams Park’ın en üst tribünlerinden bile görülürken, yanı başlarındaki Okan Buruk ve yardımcıları, oyuna müdahale etmek için ‘geliyorum’ diyen Bayern Münih’in golünü beklediler. Ve en kötüsü bu, onların ilk defa yaptıkları bir hata değildi.
İşte o yüzde diyorum ki, nasıl ilk 70 dakikadaki muhteşem oyun Buruk ve yardımcılarına yazılacaksa, son 20 dakika da yine onlara yazılmak zorunda!
HER ŞEYE RAĞMEN GURUR VERİCİYDİ
Maçları sonuçlarıyla değerlendirmenin yanlış olduğunu öğreneli çok zaman oldu. Dolayısıyla bardağın dolu kısmıyla ilgilenmek gerekiyor.
Galatasaray’ın bu gece sergilediği 70 dakikalık muhteşem resital, önümüzdeki haftalar için çıtanın daha da yukarıya çıkmasının da işaret fişeğiydi. Yeter ki, oyunun bu yönünü geliştiren Okan hoca, takımda aksayan oyunculara müdahale etme işini de geliştirsin.
MASAYA YATIRILMASI GEREKEN EN ÖNEMLİ MESELE!
Geçtiğimiz yılın şampiyonu Galatasaray, transfer döneminin de Fenerbahçe ile birlikte en çok konuşulan takımı olmuştu.
Rashica dışında önemli bir kayıp yaşamayan sarı kırmızılı takım, buna rağmen Zaha, Ziyech, Ndombele, Angelino, K.Demirbay, D.Sanchez gibi marka isimleri kadrosuna katarak resmen transfer şovu yapmıştı.
Peki sonuç?
Angelino’nun düşük performansı, Ziyech ve Zaha’nın hala 90 dakika oynayacak kıvama erişememeleri, Kerem Demirbay’ın yavaşlığı ve pas hataları, Ndombele’nin Kaan Ayhan’dan formayı söküp alamaması…
Elde kala kala transferin son günlerinde imza attırılan ancak oynadığı futbolla geldiği günden bu yana herkesin saygısını kazanan Davinson Sanchez kalıyor.
Diğerleri için elbette umutsuz değilim lakin hem Süper Lig’in hem de Avrupa mücadelesinin boyu her hafta biraz daha kısalırken bu şöhretli isimlerin kendilerini göstermelerinin zamanı geldi de geçiyor artık.
Galatasaray, bu maça dek ligde ve Avrupa’da hiç kaybetmediği için bu önemli sorun küçük bir ayrıntıymış gibi duruyor. Belki Bayern Münih’e kaybetmenin doğallığı açısından bu maç özelinde de sorun teşkil etmeyecek lakin önümüzdeki Çaykur Rizespor deplasmanında yaşanacak bir olumsuzluk, gözlerin bu noktaya çevrilmesi için yeterli olacaktır!