Kabul edelim ki, futbolu biraz bile takip eden milyonların ortak fikri, Şampiyonlar Ligi’nin dördüncü maçında Bayern Münih’in Galatasaray’a acı verici bir tecrübe yaşatacağı yönündeydi. Oysa maçın İstanbul ayağında Galatasaray’ın sergilediği 70 dakikalık oyun kalitesi, sarı kırmızılı takıma inanan çok az da olsa bazı insanların bu maça umutla bakmasına neden oluyordu. BU KEZ 80 DAKİKA DAYANDILAR Maçın başlamasıyla birlikte topun ve oyunun kontrolü Bayern Münih’te olsa bile özellikle Torreria-Kaan Ayhan ve D.Sanchez-Abdülkerim ikililerinin takım savunmasını ayakta tutmaları, Almanların sonuca ulaşmasına engel oldu. Bir de sakat sakat oynamasına rağmen iki çok tehlikeli pozisyonda kalesinde harikalar yaratan Muslera vardı ki, yaşayan bir Galatasaray efsanesi olduğunu bir kere daha anımsattı herkese. Bunlara rağmen sarı kırmızılı takım, maçın kimi zamanlarında rakibini çok zor durumlara düşürmesini de bildi. Özellikle uzun toplarla ve ani çıkışlarla rakip kalede yaratılan ama bir türlü gole dönüşmeyen pek çok atak, güçlü Bayern için adeta hediye gibiydi. Üstelik oyun 0-0’ken Torreria ile bulunan golde İcardi’nin omzu bir karış geride olsaydı şu anda okuduğunuz maçın hikâyesini muhtemelen çok farklı yazmak durumunda kalacaktım! Gelgelelim, kimse ne ilk yarıyı beraberlikle bitirdiği için ne de maçın 80 dakikasında çok iyi oynayıp son 10 dakikasında yenildiği için puan kazanamıyor. Maç 90 dakika ve son düdük çaldığında skor tabelasında yazan skora göre puanlar dağıtılıyor… BU SEVİYEDE BU KADAR GOL KAÇMAMALI İlk Bayern maçında en çok hayıflandığımız durum, o kadar pozisyonuna girdikten sonra sadece bir penaltıyla golü bulabilmekti. Oysa Kerem Aktürkoğlu ve İcardi biraz günlerinde olsalardı, belki de 24 Ekim akşamı, Bayern tarihine utanç verici bir skorla geçecekti. Ne yazık ki, bu gece de benzer şeyleri yazıyorum. Yine birçok net gol pozisyonuna girildi ve yine değerlendirilemedi. Eğer Şampiyonlar Ligi’nde, hem Kopenhag’a hem de iki Bayern Münih maçında yakalanan böylesi pozisyonları değerlendiremezsen bedeli ağır olur! ZAHA-KEREM-ZIYECH-ANGELINO Bu ofansif üç oyuncu, birazcık daha yüksek performansla oynamış olsalardı, emin olun Galatasaray, Alianz Arena’dan çok rahat üç puanla dönebilirdi. Ama ne yazık ki, Zaha/Ziyech’in hala yeterli seviyede olmamaları ve Kerem’in de 10 numara pozisyonunda ziyadesiyle sırıtması hem takımın ofansif gücünü hem de İcardi’nin skor katkısını çok ciddi manada düşürüyor. Çoğu lig maçında bu durum sorun çıkarmasa bile bu seviyedeki maçlarda eksiklikleri bariz hissediliyor. Bu maçta merakla izlediğim oyunculardan biri de Angelino oldu. Geçtiğimiz haftalarda çokça eleştirdiğim sol bek, bu maçta kendisini affettirecek şekilde iyi oynayarak görevini eksiksiz yerine getirdi. Hatta Okan hocanın onu değiştirdiği oyunun son bölümünde yerine geçen Abdülkerim’in pozisyonunu kaybetmesi, Harry Kane’nin ikinci golü bulmasına neden oldu! ŞİMDİ GRUP TAM KARIŞTI Aynı saatlerde oynanan Kopenhag-Manchester United maçında ev sahibi takımın 4-3 kazanması, grup sıralamasını da yeniden belirledi. Yeni sıralamaya göre Bayern dışında kalan üç takım da pek çok formülle grup ikincisi olma şansına sahipler. Dolayısıyla Galatasaray’ın tek hedefi oynayacağı iki maçı da kazanmak olmalı. Özellikle şu iki Bayern maçlarındaki performansıyla Galatasaray’ın bunu yapabilecek olduğunu görmek ise gönülleri rahatlatıyor.