Geçtiğimiz hafta, uluslararası politikaya Putin’in Kuzey Kore’ye ve Vietnam’a yaptığı ziyaretler damgasını vurdu. Putin, Vietnam’ı beşinci kez ziyaret etti. Vietnam, Güney Çin Denizine hâkim doğal konumu itibari ile bu bölgedeki gelişmeleri her anlamda yakından takip edebilecek bir kapasiteye sahip. Dolayısıyla, küresel güçler özellikle, ABD, Vietnam’ın bu özelliğinden yararlanmak istiyor. Vietnam da küresel ve bölgesel güçlerden faydalanmak istiyor. Özellikle savunma alanında Vietnam ordusunun güçlendirilmesi yönünde adımlar atıyor. Vietnam- Rusya ilişkileri çok daha gerilere gidiyor. Öyle ki gelecek yıl Vietnam-Rusya diplomatik ilişkilerinin kuruluşunun 75 yılı. Aynı zamanda Ho Şi minh’in Fransa’nın sömürgeci emperyalizmine  karşı vermiş olduğu bağımsızlık mücadelesi ve ardından Vietnam savaşı, her iki  mücadelede de Sovyetler Birliği hem askeri hem de siyasi olarak desteklemiştir.  Bilhassa, iki Vietnam’ın birleşmesinden sonra ortaya çıkan yeni Vietnam devletinde de önemli teknik destekler sağlamıştır. Ayrıca, Sovyetler Birliği’nin Asya-Pasifik bölgesindeki önemli deniz üslerinden bir kaçı da Vietnam’da Cam Ranh körfezindeydi. Bunun yanında, bugünkü Vietnam Komünist Partisi’nin genel sekreter de dahil olmak üzere üst düzey birçok yetkilisi de üniversite eğitimlerini Moskova’da almışlardır. Dolayısıyla Vietnam devletinin ve Vietnam halkının Ruslarla ilişkisi diğer devletler ve halklardan farklı bir geçmişe sahiptir. Vietnam, hiçbir büyük güç ile herhangi bir ittifaka sahip olmayan bir ülke; ancak geçtiğimiz Eylül ayında Amerikan Başkanı Biden, Vietnam’ı ziyaret ederek Vietnam’la olan ilişkilerinin seviyesini yükseltti. ABD, Başkanı Biden’ın amacı Vietnam’ı tıpkı Filipinler ve Güney Kore ile yaptığı gibi Japonya, ABD ve Vietnam arasında bir üçlü ittifak kurmaktı. Hatta bunu 2024 yılı içerisinde gerçekleştirmeyi düşünüyordu; fakat evdeki hesap çarşıya uymadı, zira kendisinden iki ay sonra Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping'in Vietnam’ı ziyaret etmesi ve Vietnam ile ilişkileri iki komünist parti yönetimi arası ilişkiler üzerinden tanımlaması ve ilerleyen günlerde Biden’ı ağırlayan Vietnam Cumhurbaşkanını, Parti tarafından görevden alması Vietnam’ın ABD ile bir ittifaka hazır olmadığını gösterdi. ABD ile bir ittifakı Vietnam savaşının hatıralarını  hâlâ zihinlerinde canlı bir şekilde tutan Vietnam halkına bir ihanet olarak görecektir. Kaldı ki ABD, bir tarafta Çin Komünist Partisi’nin dünya için bir tehdit olduğunu savunurken öteki tarafta Çin Komünist Partisi’nin hem kuruluşuna katkıda bulunduğu hem de kardeş partisi olan Vietnam Komünist Partisi’nin kendi stratejik ortağı olduğunu ilan ederek büyük bir çelişki yaşamaktadır. İşte, bu ortam içerisinde Putin, Kuzey Kore’den sonra Vietnam’a bir resmi ziyaret gerçekleştirdi. Batıda Uluslararası Ceza Mahkemesinden tutuklama kararı çıkan bir liderin Asya-Pasifik ülkelerinde  elini kolunu sallayarak gezmesi çok da memnuniyet yaratmasa da ziyaret ettiği ülkeler tarafından oldukça iyi karşılandığı da dikkatlerden kaçmadı. Ancak aynı Batı Uluslararası Ceza Mahkemesinde yakında hakkında tutuklama kararı çıkacak olan İsrail liderlerine benzer hassasiyeti maalesef göstermemektedir. Savaş suçlusu olarak savcının tutuklama talebi istediği Netanyahu, temmuz ayında ABD’ye giderek Kongre’de konuşma yapacak. Putin başta Vietnam Komünist Partisi Genel Sekreteri olmak üzere Cumhurbaşkanı, Başbakan ve parlamento başkanıyla görüşmelerde bulundu ve Vietnam ile Rusya 12 anlaşma imzaladı ;ancak Vietnam Cumhurbaşkanı bu anlaşmaların yanında kamuya açıklanmayan başka anlaşmaların da olduğunu söyledi. Bu bağlamda, Rusya’nın Vietnam ile tıpkı Kuzey Kore’yle olduğu gibi bir savunma anlaşması imzalayıp imzalamadığı merak konusu oldu; fakat Putin’in basın toplantısındaki bir değerlendirmesi dikkat çekiciydi: “İki ülke Asya-Pasifik bölgesinde "kapalı askeri-politik bloklara" yer olmadan "güvenilir bir güvenlik mimarisi geliştirme" konusunda görüşlerini paylaştı.” Vietnam Cumhurbaşkanı Lam da “hem Rusya hem de Vietnam'ın "geleneksel olmayan güvenlik zorluklarıyla başa çıkmak için savunma ve güvenlikte daha fazla iş birliği yapmak" istediğini söyledi. O halde iki liderin açıklamasından yola çıkarak ya kamuya açıklanmayan anlaşmalar içinde bir savunma iş birliği anlaşması var ya da Putin’in ifadesinde geçen kapalı askeri politik bloklar söylemi iki devletin birbirlerine karşı herhangi bir askeri politik blokta yer almama taahhüdü olarak yorumlanabilir. Her iki şekilde de ezber bozan bir gelişmedir. ABD’nin bölgeye yönelik politikalarının tam zıddı olduğu gibi Putin’in Mayıs ayında Beijing’de Xi Jinping ile görüşmesinde yapılan ortak açıklamada işaret edilen Asya-Pasifik bölgesini güvenliğinin ortak sağlanacağına yönelik açıklamayla ve Kuzey Kore ile imzalanan savunma paktı ile uyumludur. Bunun yanında, Vietnam Komünist Partisi'nin resmi gazetesi Nhan Dan için yazdığı makalede Putin, "Vietnamlı dostlara Ukrayna krizindeki dengeli konumları için" teşekkür etti ve ülkeyi uluslararası hukuk, eşitlik ve jeopolitik müdahale etmemeye dayalı "adil bir dünya düzeninin güçlü bir destekçisi" olarak selamladı. Ayrıca Putin, “Vietnam'ı, kapsayıcı ve ayrımcı olmayan bir temelde, eşit ve bölünmez bir Avrasya güvenliğinin yeni mimarisini şekillendirmede benzer düşüncelere sahip bir ortak olarak gördüklerini” söyledi. Burada Avrasya güvenliği ifadesi oldukça tanıdık çünkü Kuzey Kore’yle ilgili değerlendirmesinde de Putin Kuzey Kore’yi Avrasya güvenliğini birlikte sağlayacağı bir ortak olarak gördüğünü ifade etmişti. Her iki ülkenin de ziyaretinde Avrasya kavramının kullanılması Putin’in Asya-Pasifik coğrafyasını özel olarak Avrasya olarak adlandırdığını bize göstermektedir. Tıpkı ABD’nin Asya-Pasifik bölgesini Hint-Pasifik olarak adlandırması gibi Putin de Asya-Pasifik bölgesini Avrasya olarak adlandırdığı anlaşılıyor. Zaten Çin-Rusya ortaklığı da Büyük Avrasya Ortaklığı olarak adlandırılmıştı. Yani Çin de bölgenin Avrasya olarak adlandırılmasını destekliyor. Ziyarette sadece savunma veya güvenlik konuları konuşulmadı. Bunun yanında eğitim, kültür, bilim, teknoloji, turizm, iki ülke arasındaki ticaretin geliştirilmesi ve enerji gibi birçok konuda gündeme geldi. Özellikle enerji alanında önemli iş birliği fırsatları değerlendirildi. Putin iki ülke arasındaki enerji alanındaki iş birliğini şöyle özetledi: “Enerji sektörü, ikili iş birliğinin stratejik açıdan önemli bir alanı olmayı sürdürüyor. Kırk yılı aşkın bir süredir Vietnam'ın kıta sahanlığındaki enerji yatakları araştıran Vietsovpetro ortak girişimi, oldukça başarılı oldu. Yıllar içinde ürettiği petrolün hacmi 250 milyon tonu aştı. 2008 yılında kurulan bir ortak girişim şirketi olan Rusvietpetro, Rusya'da faaliyet gösteriyor. Bu şirket, Uzak Kuzey'in zorlu koşullarında halihazırda 35 milyon tonun üzerinde petrol çıkarmıştır. Gazprom da Vietnam'da gaz çıkarımıyla uğraşırken, bir diğer büyük Rus şirketi NOVATEK de Vietnam topraklarında LNG projeleri hayata geçirmeyi planlıyor.” Ayrıca, Putin, Rosatom'un yardımıyla Vietnam'da bir Nükleer Bilim ve Teknoloji Merkezi kurulması yönünde bir girişim düşünülüyor. Bu bağlamda, Rus devlet şirketinin, Vietnamlı ortakların, insan kapasitesinin geliştirilmesi de dahil olmak üzere, kendi ulusal nükleer enerji endüstrilerini geliştirmelerine yardım etmeye Rusya’nın hazır olduğunu söyledi. Öte yandan Vietnam’ın Çin ile geçmişten gelen bir takım sınır sorunları ve ön yargıları var. Bunları aşabilmek için önemli mesafe kat edildi ancak halen pürüzler var ve bu pürüzler ABD tarafından suiistimal ediliyor. Vietnam halkı savaşçı bir halk, ABD bu özelliğini Çin’e karşı kullanmak istiyor. Rusya ise Vietnam ile Çin arasında bir dengeleyici rolü oynamaya çalışıyor. Yani iki ülkenin arasındaki Güney Çin Denizi ve 1979’daki Çin-Vietnam savaşı gibi bir takım problemler var. Dolayısıyla Rusya, her iki dost ve komünist ülkenin karşı karşıya gelmesini istemiyor ve bu noktada bir nevi ara bulucu rolü üstlenmiş gibi duruyor. ABD, gezi, nedeniyle paniklemiş durumda. Zaten Kuzey Kore nedeniyle yaşamış olduğu şoku üzerinden atlatamadan  bir de Vietnam gezisi gerçekleşti. ABD’nin Vietnam büyükelçisinin her türlü tehdidi ve uyarısına rağmen Putin davetli olarak geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı, Putin'in ziyaretinden hemen sonra ABD'nin ortaklıklarına ve özgür ve açık bir Hint-Pasifik bölgesine olan bağlılığının altını çizmek için Dışişleri Bakan Yardımcısı Daniel Kritenbrink'i apar topar Vietnam’a gönderdi. Sonuç olarak, Avrasya’da  güvenlik mimarisi dendiği zaman ilk akla gelen yapı Şanghay İşbirliği Örgütü’dür. O halde soru şu: Kuzey Kore ve Vietnam Şanghay İşbirliği Örgütü’ne üye mi olacaklar? Bu bağlamda, her iki ülke Rusya’nın NATO’su adı verilen Kolektif Güvenlik Antlaşma Örgütüne de üye olacaklar mı?  Bu soruların cevabını önümüzdeki günlerde göreceğiz. YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYIN