Geçen hafta perşembe günü İran’ın başkenti Tahran’da Hamas lideri İsmail Haniye’nin İsrail tarafından gerçekleştirilen bir suikasta kurban gitmesinin üzerinden günler geçmiş olmasına rağmen halen yankıları sürüyor. Özellikle, İsmail Haniye suikastının nasıl gerçekleştirildiğine dair iddialar kafa karıştırmaya devam ediyor. Suikastın gerçekleşmesinden günler sonra cumartesi günü resmi olarak suikastın nasıl gerçekleştiğine dair bir resmî açıklama yayınladı.

İslam Devrim Muhafızlar Ordusunun halkla ilişkiler biriminin yayınladığı 3 numaralı duyurusunda Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye suikastı ile ilgili olarak “Yapılan incelemelere göre bu terör operasyonu, konukların konaklama alanının dışından yaklaşık 7 kilogramlık savaş başlıklı kısa menzilli merminin şiddetli bir patlamayla birlikte ateşlenmesi sonucu gerçekleştirildi.” denildi. Ayrıca Devrim Muhafızları  bu eylemin  Siyonist rejim tarafından tasarlanıp uygulandığını  ve ABD tarafından da desteklendiğinin altını çizdi.

Görüldüğü üzere, Devrim Muhafızlarına göre  saldırı binanın yakınında bir füze veya roketle  yapıldı. Muhtemelen omuzdan atılan bir füzeyle bu saldırı gerçekleştirildi. Bilindiği üzere suikastın hemen ardından bu suikastın ülke dışından güdümlü bir füzeyle yapıldığı, hava saldırısıyla yapıldığı, insansız hava aracıyla yapıldığı, kamikaze drone ile yapıldığı gibi birçok iddia bulunmaktaydı. Binanın görüntülerinin yayınlanmasıyla birlikte ülke dışından güdümlü seyir füzesiyle bu saldırının yapılmadığı anlaşıldı. Zira binada sadece bir daire  zarar görmüş binanın bütünü bozulmamıştı bu da sadece o kata zarar verebilecek bir patlayıcının kullanıldığı bunun da ya içeriden ya dışarıdan yapıldığına işaret etmekteydi.

İran'dan henüz resmi bir açıklama gelmediği için bu tartışmalar kıyasıya sürerken The New York Times gazetesi bir iddia ortaya attı. İddiaya göre Mossad, iki  ay önce  İsmail Haniye’nin kaldığı daireye bomba yerleştirdiği ve bu bombanın uzaktan patlatıldığını iddia etti. The New York Times'taki yazıya göre İsmail Haniye daha önce de bu konukevinde birkaç defa misafir edilmişti. Dolayısıyla, Haniye’nin burayı kullanacağını İsrail istihbaratı biliyordu. Sadece, Haniye’nin  kaldığı dairenin zarar görmesi de aslında bu iddiayı doğrular nitelikteydi. Ayrıca, Haniye’nin dairesinin yanındaki dairede de  İslami Cihad lideri kalıyordu. Saldırı sırasında İslami Cihad lideri Ziyad el-Nahale  dairesinde bulunması ve yara almadan kurtulması  kafalarda soru işaretlerine neden oldu. Zira Hamas lideri İsmail Haniye gibi İslami Cihat lideri Ziyad el-Nahale de İsrail’in ölüm listesindeydi ve İsrailli rehinelerin bir kısmı da  İslami Cihad’ın elindeydi. Bu nedenle,  madem dışarıdan bir saldırı yapıldı, neden sadece İsmail Haniye’nin kaldığı daire hedef alındı? Neden yan dairedeki İslami Cihad lideri de hedef alınmadı?

İslami Cihad liderinin yan daireden yara almadan kurtulması İran’ın saldırının dışarıdan yapıldığı iddialarını çürütmektedir. Eğer saldırılar gerçekten dışarıdan yapılsaydı aynı anda hem Hamas’ın hem de İslami Cihad’ın liderlerine aynı anda iki saldırı gerçekleştirilirdi. İsrail iki lideri bir arada yakalamışken bu fırsatı kaçırmazdı eğer İran’ın iddiası doğru olsaydı. Oysa gerçek muhtemelen The New York Times’ın iddia ettiği gibiydi: Bomba daireye iki ay önce Haniye için yerleştirilmişti. İslami Cihad liderinin geleceği bilinmiyordu. Eğer bilinseydi İslami Cihad liderinin de odasına bir bomba yerleştirilirdi !

Ama esas iddia İngiliz gazetesi The Telegraph’tan geldi. Gazeteye göre, İsrail'in istihbarat teşkilatı Mossad, İran’da Ensar el-Mehdi koruma biriminden ajanları Hamas liderinin kaldığı binanın üç ayrı odasına patlayıcı yerleştirmek için ayarladı. Başlangıçta Filistin terör örgütünün siyasi lideri İsmail Haniye'nin , Mayıs ayında İran'ın eski cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin cenazesine katıldığı sırada öldürülmesi planlanıyordu ancak binanın içindeki kalabalığın fazla olması ve başarısız olma ihtimalinin yüksek olması nedeniyle operasyonun gerçekleştirilmedi. Bunun yerine iki ajan, Haniye'nin kalabileceği kuzey Tahran'daki İslam Devrim Muhafızları Ordusu'na ait misafirhanenin üç odasına patlayıcı yerleştirdi. Daha sonra ajanlar ülkeden gizlice çıktılar ancak geride bir istihbarat kaynağı bıraktılar. The Telegraph gazetesi, bombaların yerleştirilmesiyle ilgili sürecin kamera kayıtlarının İranlı yetkililerin elinde olduğunu iddia ediyor.

İşin ilginç yanı Tahran’daki bu misafirhanede sadece Hamas’ın  veya İslami Cihad’ın  değil aynı zamanda Husilerin, Hizbullah’ın, Irak’ta ve  Suriye’deki kimi örgütlerin temsilcilerinin de kalma ihtimali oldukça yüksek. Şu anda İsmail Haniye’nin  dışında bu binada hangi konuklar kalıyordu bunu bilinmiyor. Zira, İran, bu listeyi kamuoyuna açıklamadı. Eğer liste kamuoyuna açıklanırsa  saldırının üzerindeki sis perdesi de ortadan kalkmış olur.

Peki İran neden saldırıyı perdelemeye çalışıyor?

İsrail, Sünni bir örgütün Sünni liderine Şiilerin hamisi olan İran topraklarında suikast düzenlemesi İran’ın uluslararası arenadaki prestijine çok büyük zarar verdiği gibi İran’ı  Sünni dünyada da hedef haline getirdi.  Onun için şu sorunun  sorulması gerekir: İsrail’in amacı İsmail Haniye’yi mi  öldürmekti yoksa İran'ı zor durumda mı bırakmaktı? Kanaatimce, uzun bir süre bu sorunun cevabı tartışılacak.

Suikast sonrasında gerçekten İran uluslararası camia karşısında çok zor durumda kaldı. Suikast İran’ın hem güvenirliğini hem güvenliğini hem gücünü hem de caydırıcılığını sorgulanır hale getirdi. Suikasta devlet görevlilerinin de karışmış olduğu iddiaları ise bardağı taşıran son damla oldu. Aslında İran uzun zamandan beri İsrail’in organize ettiği suikastlarla uğraşmaktadır. Önemli nükleer bilim adamlarına, siyasetçilere, devlet adamlarına ve devrim muhafızları komutanlarına yönelik faili meçhul suikastlar gerçekleştirilmiştir. Maalesef, İran, ülke içindeki Mossad ağını deşifre edememiştir. Bu nedenle her defasında saldırılarla karşılaşmıştır. Bu durumu, İran'ın eski istihbarat bakanı Ali Yunusi, 2020 yılında verdiği bir röportajda dile getirerek, "İslam Cumhuriyeti'nin tüm yetkilileri hayatlarından endişe etmeli" demişti.

Her şeye rağmen, İran, İsmail Haniye’nin intikamını  almaya yemin etmiş, İran dini lideri Ali Hamaney, hem İran silahlı kuvvetlerini devrim muhafızlarına hem İran’a bağlı Şii direniş eksenine İsrail’e saldırı emri vermiştir. Şimdi akıllardaki soru şu: Alınacak intikam İsmail Haniye’nin mi yoksa İran’ın küçük düşürülmesinin mi ?

Günlerdir İsrail teyakkuzda. Olası İran ve Hizbullah saldırılarını bekliyor. Cuma akşamı İran devlet televizyonundan “önümüzdeki saatlerde dünya çok önemli gelişmelere sahne olacak” şeklinde bir açıklama yapılması, cuma gecesi ve cumartesi günü İsrail’e yönelik bir İran saldırısı beklentisi oluşturdu. Ancak İran’dan gelen son haberler intikam konusunda acele davranılmayacağı üzerinde detaylı bir şekilde çalışılacağı yönünde. The Telegraph gazetesi de bu durumu destekler nitelikte “şu anda İran için intikam almaktan çok güvenlik zafiyetini gidermek çok daha önemli hale gelmiştir” yorumunu paylaşmıştır.

Lakin, ABD, vakit kaybetmeden Abraham Lincoln uçak gemisi ve ona bağlı saldırı grubunu Orta Doğu’ya yolladı. Amerikan donanması İran ile İsrail arasına konuşlanarak İran’ın İsrail’e karşı hamle yapmasını askeri ve diplomatik vasıtalarla engellemeye çalışacak. Bu arada, ABD, bir yandan İsrail’e askeri destek vermeye öte yandan da İran’la İsrail arasında bir orta yol bulunması amacıyla bir nevi arabuluculuk misyonu üstlenmeye hazırlanıyor.