Platon’un ideal bir devletin nasıl olması gerektiğini anlattığı ünlü eseri “Devlet”, M.Ö 340 civarında yazıldı ve ilerleyen çağlarda hem Batı’da hem Doğu’da yankı buldu. Farabi’nin 912’de yazdığı “Erdemli Toplumun Yurttaşlarının Görüşlerinin Ana İlkeleri”, Firdevsi’nin 1004’te ortaya koyduğu “Şahname”, Yusuf Has Hacip’in 1070’de yazdığı “Kutadgu Bilig”, Nizamülmülk’ün 1092’de kaleme aldığı “Siyasetname”, İbni Haldun’un 1375 tarihli “Mukaddime”si ya da Nicolo Machiavelli’nin 1513’te yazdığı “Hükümdar”, devlet teorisine ilişkin büyük eserler olarak klasikleştiler ve toplumlarına yol gösterdiler.  Bu birikime Çin’den yapılan en büyük katkı ise Wu Jing’in 8. yüzyıl başlarında kaleme aldığı “Yönetim Sanatı”yla geldi. Üç ay önce Giray Fidan çevirisiyle Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’nca okurlarımıza sunulan 354 sayfalık kitap, tarih yazımındaki yeteneğiyle öne çıkan bir saray görevlisi olan Wu Jing’in (669-749), İmparator Taizong ile vezir ve danışmanları arasındaki konuşmaları derlemesiyle oluşmuş. Sonraki imparatorlardan Xuanzong’un yararlanması için hazırlanan “Yönetim Sanatı”, giderek Doğu Asya’daki imparator, hükümdar ve yöneticilerin başvuru kaynağı olan bir rehber haline gelmiş ve Taizong’un ideal kabul edilen imparatorluk sürecini örnek haline getirmiş. Devlet organizasyonundan edebiyata, tarımdan askerliğe, öğretmenlikten adalete, müzikten törenlere açılan yelpazede adil ve ideal yönetimden örnekler veren kitap, Tang hanedanlığı dönemi atmosferini yansıtmasının yanında İmparator Taizong hakkında da bilgiler sunan gerçek bir klasik siyasetname niteliğinde. Giray Fidan sunuş yazısında şöyle diyor: “Bütün bu bölümler Ortaçağ’da Çin’de yönetimin en idealize edilmiş modelini ortaya koymaktadır. ‘Yönetim Sanatı’ eseri yazılmasının üzerinden geçen yaklaşık 1300 yılda Batı ve İslam dünyasındaki benzerleri gibi Doğu Asya’da yönetim konusunda en uzun süre okunan ve model kabul edilen eserdir.”

Ahlak, erdem ve imparatora eleştiriler

Wu Jing’in toplam 10 cilt/bölüm olarak hazırladığı “Yönetim Sanatı”, danışmanlarının açık sözlü olmasını isteyen, eleştiriye önem veren Taizong’un 23 yıllık imparatorluğu boyunca kafa yorduğu meseleleri içeriyor. Hükümdarın çok arzusu olursa halkın acı çekeceğine inanan, “Bu yüzden duygularımı bastırıyor, arzularımı kısıtlıyor, kendimi dizginliyorum” diyen Taizong, Yin ve Yang’a inanmadığını belirtiyor ve iyi veya kötü talihin Yin ve Yang’a değil insanlara bağlı olduğunu söylüyor. Danışmanlarından Wei Zheng’in imparatora ilettiği şu eleştirel görüşler de dikkat çekici: “Tahıl ambarları gün geçtikçe doluyor, topraklarımız sürekli genişliyor. Ancak ahlak ve erdem ile iyilik ve doğruluk neden daha uygun hale gelmedi? Çünkü imparator hazretleri, astlarınızla olan ilişkilerinizde samimiyet ve güvenilirliği sonuna kadar götürmediniz. İmparator hazretleri iyi bir başlangıcın titizliğine sahip olsa da, başarılı bir sonun mükemmelliğini henüz görmedik.” Taizong, akan suyun berraklığının kaynağından geldiğini ve hükümdarın yönetimin kaynağı olduğunu düşünen, halkı da suya benzeten bir imparator. “Hükümdar hileye başvurur ve memurlarının düzgün davranmasını isterse bu tıpkı kaynağı çamurlu bir suyun berrak olmasını beklemek gibidir” diyor ve halkı yönetmek için asla hileye başvurmayacağı konusunda söz veriyor.

Oğullar, torunlar ve kargaşa

Taizong bir gün de etrafındakilere ilginç bir soru yöneltiyor: “Antik çağlardan beri kurucu hükümdarların oğulları ve torunları tahta geçince genellikle kargaşa çıktı. Bunun nedeni nedir?” Vezirlerinden Fang Xuanling’in yanıtı şöyle: “Bunun nedeni genç yöneticilerin sarayda doğup büyümeleridir. Küçük yaşlardan itibaren zenginlik ve lüks içinde yaşıyor ve insanların dünyasının gerçekleri ve aldatmalarını anlamıyorlar. Ülke yönetiminde düzen ve kargaşa arasındaki farkı bilmiyorlar. Bu nedenle de onlar yönetirken genellikle kargaşa oluyor.” Gerçek adı Li Shimin olan Taizong tarihe, hanedanlığına altın çağ yaşatan imparator olarak geçmiş durumda. Wu Jing’in tuttuğu ve derlediği kayıtlar da bunun kanıtlarından biri ve “Yönetim Sanatı” günümüzde de “yöneticilere” yol göstermeyi sürdürüyor. Tunca Arslan YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYIN