Pek çok kez tanık oldum; sahne gösterisi bağlamında, kimsenin Çinlilerin eline su dökemeyeceğine inananlardanım. İster geleneksel olsun ister modern, bir Çin gösterisinde gözleriniz ve kulaklarınız bayram eder, gönlünüz renklenir. Müthiş bir estetik duyguyla kuşatılır, yaratıcılığın, zekânın, emeğin ve sabrın sonucu ortaya çıkan etkileyiciliğin girdabına kapılırsınız gördükleriniz karşısında. 23 Haziran akşamı İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nde Çin Doğu Şarkı ve Dans Topluluğu’nun ( (Zhongguo Dongfang Yanyi Jituan) ) şiirsel dans draması “Efsanevi Bir Manzara Resminin Yolculuğu” gösterisinde de böyle oldu. İki saat boyunca ruhumuz okşandı, sahnede süzülen dansçılarla birlikte duygularımız ve enerjimiz harekete geçti. Klasik bir resmin doğuş sürecini dansla aktararak izleyicilere unutulmaz bir deneyim yaşatan, klasik eserler ile günümüz insanı arasındaki duygusal bağı vurgulayan harika bir gösteriydi. Özellikle dekor ve sahne tasarımı çok etkileyiciydi. Çin resim sanatının derinliğinin modern dans sanatı aracılığıyla ve son derece estetik köprülerle sahneye taşınması, Çin ile Türkiye arasındaki kültürel köprüleri de sağlamlaştırdı. Çinli sanatçılar bu tür gösterileri sunmakta çok yetkin olduklarını bir kez daha kanıtladılar ve izleyicilerin dakikalarca süren alkışlarını sonuna kadar hak ettiler.

Çin halkının ruhunu ortaya koymak

Çin Doğu Şarkı ve Dans Topluluğu, 2005 yılında bu alanda faaliyet gösteren iki köklü kurumun birleşmesiyle kurulmuş. Topluluğun temel amacı, Çin’in zengin geleneksel kültürünü çağdaş formlarla ve günümüzün sahneleme olanaklarıyla sürdürmek, bu doğrultuda yabancı ülkelerle kültürel alışverişi güçlendirmek olarak belirlenmiş durumda. Çin kültürünün benzersiz bir elçisi konumundaki topluluk, kültür bakanlığının denetimi altında çalışıyor ve sorumluluğunu yatırımcı olarak maliye bakanlığı üstleniyor. Anlayacağınız, devlete ait bir kuruluş bu. Topluluğun “En İyi 30 Ulusal Kültür Kuruluşu” listesinde yer aldığını da belirteyim. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping 26 Aralık 2022’de topluluğa hitaben yazdığı mektupta şöyle demişti: “Umarım Çin Komünist Partisi 20. Ulusal Kongresi’nin ruhunu daha fazla inceler, duyurur ve incelersiniz, sanat eserleri yaratırken insan merkezli yönelime bağlı kalırsınız, sanat arayışınızda dürüstlük ve yüksek standart ararsınız, temel ilkeleri savunur ve yeni çığırlar açarsınız. Şarkılarınız ve dans gösterilerinizde yeni çağın ana akım değerlerini ve Çin halkının gücünü tam olarak ortaya koyacağınıza, böylece gösteri sanatlarının gelişimine, kültürel güven ve ulusal gücün inşasına yeni katkılar yapacağınıza, Çin halkının ruhunu ortaya koyacağınıza inanıyorum. Bu, Çin’i güçlü bir kültüre sahip sosyalist bir ülkeye dönüştürmek çabalarından biridir.”

Şarkı söylemek yetmediğinde dans

Dans, müzik ve tiyatronun bileşimini özgün yöntemlerle gerçekleştiren Çin Doğu Şarkı ve Dans Topluluğu bugüne kadar beş kıtada 100’den fazla ülkede temsil vermiş ve ülke çapında en prestijli ulusal sanat girişimlerinden biri niteliğine kavuşmuş. Sanatsal yenilik ve estetik bütünlük taşıyan modern dans dramaları “Çiçek Açma”, “Gökyüzünde Uçmak”, “Dongpo’nun Şiiri”, “Yoksulluğu Azaltma Yolunda”, “Ulusal Renk”, “12 Burç”, “Rüya Gibi”, “Güzellik”, topluluğun bugüne dek Çin’de ve dünyada sergilediği gösteriler arasında yer alıyor. Bizim izlediğimiz ve ilk kez Ağustos 2021’de Beijing’de sahnelenen “Efsanevi Bir Manzara Resminin Yolculuğu” da bir ressamın iç dünyasına girerek Çin’in kadim geleneksel sanatları ile günümüz arasında bağlantı kuran bir eser. Dansçıların büyüleyici zarafeti ve uyumu eşliğinde, ritim, ışık ve gölge oyunlarıyla, dağlar, kayalar, nehirler, insanlar yağmurlu bir manzara resmi oluştururken, zamanın ve mekânın değişimi de son derece etkili biçimde aktarılıyordu. Çin’de, şarkı söylemek yetmediğinde insanların dans etmeye başladıklarına inanılır ve ülkede son derece zengin bir dans kültürü vardır. Çin modern dansı 1960’ların başından itibaren dikkat çekici bir gelişim gösterirken, Batı formları ile geleneksel Çin sanatlarının buluşması ortaya kondu ve “Zamanın ritmine göre dans etmek” sloganı benimsendi. Beş gece boyunca İstanbul’da seyirciyle buluşan “Efsanevi Bir Manzara Resminin Yolculuğu” bu anlayışın son göstergelerinden biriydi. Sıcak bir haziran gecesinde yüzümüzü, Çin’den gelen estetik rüzgâr okşadı. Tunca Arslan YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYIN