ABD savaş gemisinde ilan edilen 'liberal değerler'
Erkin Öncan
Rusya lideri Vladimir Putin, 18 Haziran’da Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’ne (KDHC) tarihi bir ziyaret gerçekleştirdi.
Putin’in ziyaretini ‘tarihi’ kılan şey, yalnızca 24 yıl sonra gerçekleşmesi değildi elbette. Rusya ile KDHC ilişkilerinde açılan bu yeni dönem, dünya çapında git gide daha da netleşmekte olan safların önemli bir göstergesiydi.
Putin ve Kim Jong-un arasında yapılan görüşmeler sonucunda, askeri, ekonomik, turizm, kültür ve eğitim alanlarında işbirliğini genişletme kararı alındı.
Görüşmeler kapsamında ‘Batı’nın kontrolünde olmayan ödeme sistemleri’ ve yeni ticaret yolları gibi çok önemli konular konuşulmuş olsa da, dünya basınına en çok işin askeri boyutu yansıdı.
İki lider arasındaki görüşmelerin ardından, ‘bir tarafın saldırıya uğraması halinde askeri yardım ve 'başka ülkelerle diğer tarafın çıkarları aleyhine anlaşma yapmama’ taahhüdü verildi.
Kore basını, anlaşmanın ilgili kısmının “Eğer bir taraf tek bir ülke veya ülkeler grubunun işgali nedeniyle savaş durumuna girerse diğer taraf, Birleşmiş Milletler (BM) Şartı'nın 51. maddesi ve Kuzey Kore ile Rusya yasalarına uygun olarak elindeki tüm imkanları seferber ederek askeri ve diğer yardımları gecikmeden yapacaktır” ifadeleriyle yer verildiğini aktardı.
Rusya ve Kore arasındaki bu taahhütler aslında yeni değil, hatta Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) dönemine dayanıyor.
Sovyetler Birliği ile Kore arasında 1961 yılında imzalanan ‘Dostluk ve Karşılıklı Yardım Anlaşması’ da, aynı imzalanan son anlaşma gibi, ‘bir tarafın saldırıya uğraması halinde diğer tarafın tereddütsüz asker ve yardım desteği sağlayacağını’ taahhüt ediyordu.
ABD’nin bu görüşmelere tepkisi ise gecikmedi. ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby, bu işbirliğinin Ukrayna'daki durumu ve Kore Yarımadası'ndaki güvenliği olumsuz etkileyeceğini belirtti.
Güney Kore Dışişleri Bakanlığı da, Rusya ve Kore arasındaki işbirliğinin BM Güvenlik Konseyi kararlarını ihlal etmemesi ve bölgesel barış ve istikrarı tehlikeye atmaması gerektiğini vurguladı.
Güney Kore’ye göre bu işbirliği, Kore Yarımadası’ndan gerilimi artıracak…
Batılı ülkeler, özellikle ABD, Vladimir Putin'in Kuzey Kore ziyareti konusunda oldukça endişeli. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, bu ziyareti Rusya'nın Ukrayna savaşında ihtiyaç duyduğu desteği bulmak için bir ‘umutsuzluk’ işareti olarak nitelendirdi.
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Kurt Campbell de, KDHC'nin, Rusya’ya top mermileri ve diğer silahların temini karşılığında Rusya'dan uzun menzilli nükleer füze teknolojisi almayı beklediğini söyledi.