Zenginler kulübü G7 genelde yıllık toplantılarını kendi aralarında dışa kapalı, sırasıyla üye ülkelerde yaparlar. Bu yıl ilk defa İtalya'daki G7 zirvesi kendileri dışında birçok devletin de katıldığı daha açık bir toplantı olarak düzenlendi. Toplantının üç ana gündem maddesi vardı. Bunlar Ukrayna, Gazze meselesi ve Asya Pasifik'teki gelişmeler olarak sayılabilir. Ayrıca, bunların yanında Afrika, Akdeniz, iklim sorunları ve yapay zeka gibi konular da G7 zirvesinde gündeme gelen konu başlıklarıydı. G7’de alınan en önemli karar Ukrayna ile ilgili olanıydı. Rusya'nın yurtdışında dondurulan mali varlığından elde edilecek gelirlerden Ukrayna'ya 50 milyar dolar verilmesi kararlaştırıldı. Bu mesele aslında epeyden beri görüşülüyor, konuşuluyordu. Ukrayna ile ilgili bir diğer gelişme de ABD ile Ukrayna arasında bir güvenlik anlaşmasının imzalanması ve bu anlaşmanın 10 yıl süreyle yürürlükte kalacak olması. Açıkçası bu, Ukrayna Savaşı'nı on yıl uzatmış oldu. Bu durum İsviçre’nin Bürgenstock kasabasında düzenlenen Ukrayna Barış Zirvesi'ni de resmen sabote etti. ABD, bir taraftan barış arayışlarına destek verirken öbür tarafta savaşı daha da derinleştirecek bir güvenlik anlaşmasına imza attı. Bu arada Rusya ve Çin’in katılmadığı İsviçre'deki Ukrayna Barış Zirvesi, Bürgenstock Bildirisi ile son buldu. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, dört hususa dikkat çekti:
  1. Savaş Ukrayna'nın da ötesine geçebilir,
  2. Köprüden önceki son çıkış olabilir,
  3. Türkiye her zaman olduğu gibi süreci kolaylaştırmaya hazırdır,
  4. İsviçre'deki Ukrayna Barış Zirvesi, çatışmanın diğer tarafı Rusya'nın da katılması halinde 'daha sonuç odaklı' olacaktır.
Zirve, 90'dan fazla ülke ve kuruluşun katılımıyla gerçekleşirken, ortak bildiri 80 ülke ve 4 kuruluş tarafından onaylandı. Endonezya, Libya, Suudi Arabistan, Tayland, Hindistan, Meksika, Güney Afrika, Brezilya ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin de bulunduğu 16 ülke ve kuruluş çekimser kaldı. İsviçre Dışişleri Bakanlığı'ndan yazılı olarak yayımlanan bildiride, zirvenin, Şubat 2022'den bu yana devam eden Rusya-Ukrayna Savaşı için kapsamlı, adil ve kalıcı bir barışa giden sürece ilişkin üst düzey diyaloğu geliştirmek amacıyla düzenlendiği bildirildi. İngiliz Sky medya grubu G7’ye katılan liderlerin siyasi profilini ortaya çıkararak İtalya Başbakanı'nın dışında halk desteğinin en düşük olduğu liderler grubu olduğunu ortaya koydu. Son Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Avrupa’daki siyasi yelpazenin değişmesi, aşırı sağın yükselmesi ve bu değişimde özellikle göçmen meselesi ve Ukrayna savaşı belirleyici olmuştur. G7 bilindiği üzere 2014'e kadar aslında G8 olarak adlandırılıyordu. Rusya'nın 2014'te Kırım’ı işgal etmesinden sonra gruptan çıkarılmasıyla G8 tekrar G7 adını aldı. Ancak bu zirvede ilginç gelişmeler yaşandı. Tam da Hindistan Başbakanı Modi’nin seçimleri kazanarak üçüncü döneminin başladığı ve henüz makamına oturmadan ayağının tozuyla G7 Zirvesi'ne katılması, açıkça ABD’nin Rusya'nın yerine Hindistan'ın G7 üyeliğine alınarak tekrar G8’e dönüşmesini istemesinin bir kanıtıdır. ABD, Hint-Pasifik bölgesinde Hindistan’ın desteğini kazanmak ve bu desteği kalıcı bir duruma getirmek için her türlü tavizi veriyor. ABD’nin bu yılki tavizi "Hindistan’a G7’ye üyeliği" olacak gibi. G7 ile ilgili özel görüşmelerin hepsi ilk gün yapıldı. İkinci gün ise davet edilen ülkelerle G7 ortak zirveleri yapıldı. Özellikle, Papa'nın bu zirveye katılması ve zirvede oturum başkanlığı yapması dikkat çekiciydi. Tarihte ilk kez bir Papa G7 Liderler Zirvesi'ne katıldı ve oturum yönetti. Biden'ın Katolik olduğu düşünüldüğünde Papa'nın burada bulunması oldukça anlamlıydı. ABD, şimdi Papa'nın ve Katolik Dünyası'nın üzerinden Çin'e ve Rusya'ya yeni bir politika kurgulamaya çabalamaktadır. Ayrıca, davet edilen ülkelerin birçoğunun, örneğin Hindistan, Suudi Arabistan, Brezilya, Birleşik Arap Emirlikleri, Arjantin gibi, BRICS üyesi olması da dikkat çekicidir. Bu bağlamda, Brezilya ve Arjantin gibi ülkelerin Katolik olmasından dolayı Papalık BRICS’ı bölme konusunda da rol oynayacaktır. Zira G7, BRICS’in kendisine rakip olarak kurulduğunu düşünüyor. Küresel Güney’in önemli aktörleri olan Türkiye, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Arjantin, Brezilya, Kenya ve Moritanya’nın özel olarak davet edilmesi aslında G7'nin bir şekilde Küresel Güney ile temas kurmak, hatta mümkünse Küresel Güney üzerindeki etkisini artırmak istediğini göstermektedir. YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYIN