Uluslararası arenada siyasi, ekonomik ve askeri alanda büyük mücadeleler yaşanıyor. Her ülke bunlardan birinde güçlü olmak için, diğerinde de güçlü olması gerektiğinin farkında. Bu üç alan birbirini beslese de temellerinde bunlara güç ve anlam kazandıran bir başka alan yani kültür var. Kültürel temeli güçlü olmayan ulusların söz konusu üç alanda kalıcı bir etki sağlamaları mümkün olmuyor. Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping bundan yaklaşık bir yıl önce 2 Haziran 2023 tarihinde düzenlenen kültürü geliştirme seminerinde yaptığı konuşmada “Marksizmin temel ilkelerini Çin'in kendisine özgü gerçekliği ve Çin'in mükemmel geleneksel kültürü ile birleştirme, 5 bin yılı aşkın Çin uygarlığı temelinde Çin’e özgü sosyalizmi geliştirmenin tek doğru yoludur” diye konuşmuştu. Çin lideri sosyalizmin ancak toplumun köklü kültürel temeli üzerinde yükselebileceğine işaret etmişti. Cumhurbaşkanı Xi 5 bin yıllık Çin uygarlığı ve Çin'in özellikleri olmadan Çin’e özgü sosyalizmin günümüzde sağladığı başarının söz konusu olamayacağına dikkati çekmişti. Çinli felsefeci Chen Lai “Çin Uygarlığının Öz Değerleri” adlı kitabında Çin uygarlığının siyasi ve kültürel değişiminin devamlılık gösterdiğini ve bir “süreklilik uygarlığı” halini aldığını yazdı. Chen Lai’a göre Çin uygarlığını Batı kültüründen ayıran özellikler arasında “sorumluluğun özgürlükten önce gelmesi”, dürüstlüğün sorumluluk taleplerini içermesi, “görevin haktan özne gelmesi”, “toplumun bireyden daha önemli olması” ve “uyumun anlaşmazlıktan üstün olmasıdır”.

Batılı değerler yetersiz kaldı 

Bir süredir küreselleşme eğilimi ekonomi, teknoloji, finans ve ticaret alanlarında ülkeleri birbirine sıkı sıkıya bağladı. Ancak Soğuk Savaşı bölgesel savaşlar izledi. Balkanlar, Afrika, Irak ve Afganistan Batı müdahalesiyle savaşa ve kargaşaya sürüklendi. Yaşanan krizler zorlukların yalnızca özgürlük, demokrasi, hukuk, piyasa veya bireycilik gibi Batı’nın çok dile getirdiği değerleriyle aşılamayacağını gösterdi. Xi Jinping, bir yıl önceki konuşmasında sahip olduğu kültürün bir ülkenin tarihin gelişmesine bıraktığı izler ve manevi zenginliği olduğunu söyleyerek Çin kültüründen örnekler verdi. Mesela geleneksel Çin yeni yılının karşılandığı Bahar Bayramı “eve dönme” olarak adlandırılan ailelerin bir araya gelme etkinliğidir. Bu dönem aynı zamanda umutların yeşerdiği, ekonominin canlandığı günlerdir. Xi, tapınaklarda kurulan panayırları ve Kış Oyunları’nda sergilenen “Çin romantizmi”ni Çin uygarlığının günümüze yansıyan izleri arasında gösterdi.  Xi, “Yılbaşı gecesi yemeğinde milyonlarca hanenin sevinci var ve ulusal barışın ve insanların güvenliğinin resimleri var” ifadesini kullandı. “Yüksek derecede kültürel özgüven ve kültürel refah olmadan, Çin ulusunun büyük bir gençleşmesi olmayacaktır” diyen Çin lideri “yeni bir mücadele yolculuğuna doğru ilerleyeceklerini ve Çin'in dünyanın kalkınmasına katkıda bulunmayı sürdüreceğini” söyledi. Kültürel özgüveni arttırmanın Çin'in güvenini arttırmak olduğunu belirten Xi, “insanların kalbini birleştirin ve Çin'in mükemmel kültürünün dünya medeniyetine giden yolu aydınlatmasına izin verin” dedi. Dünya farklı kültürlerin farklı renklerdeki kültürel ışıklarıyla daha güzel bir geleceğe doğru yol alabilir. Kamil Erdoğdu  YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYIN