Eylül ayında ABD Başkanı Biden ve  geçtiğimiz hafta ise Çin Cumhurbaşkanı Xi  Xinping’in ziyaret ettiği Vietnam son dönemde Asya-Pasifik güç dengesinde ortaya çıkan yeni bir güç merkezi ve  yeni bir oyuncu olarak dikkat çekiyor. Vietnam, ABD'nin  Hint-Pasifik bölgesi adını verdiği jeopolitik bölgenin ve düzenin de kilit aktörü. ABD, 2011’den beri resmi olarak Asya-Pasifik’te bir düzen kurma arayışındaydı.  Son beş yıldan beri de bu düzen kendisini göstermeye başladı. ABD, bu düzeni sınırlarını yine kendi çizdiği ve kendi düzenine uygun bir coğrafi tanımla birlikte ortaya koydu. Bu yeni düzenin ve bölgenin adı Hint-Pasifik olarak ilan edildi. ABD'nin amacı ABD'nin Pasifik kıyısındaki topraklarından Afrika'nın doğusuna kadar olan Pasifik Okyanusu ve Hint Okyanusu'nda sınırsız güvenli bir seyrüsefer özgürlüğünün, ekonomik ve siyasi  düzenin   ve kendi liderliğinde güçlü bir ittifaklar sisteminin   sağlanmasıdır. Bunu sağlayabilmek için bu okyanuslara kıyısı olan  ülkelerle yeni bir ağ (network) kuruyor. Bu ağın kendine ait bir coğrafyası, bir stratejik bölgesi var. Görünen gerekçe seyrüsefer olarak gösterilse de bilindiği üzere ana hedef Çin’in yükselen gücünü çevrelemek ve bölgenin Çin'in nüfuzu altına girmesini engellemek. Bu nedenle, ABD,  iki önemli stratejiyi takip ediyor:  Birincisi yapay gerginlikler yaratmak, ikincisi de bölge ülkelerini bir araya toplayarak ittifaklar zinciri kurmak. Bu iki stratejide özellikle Pasifik ve Hint Okyanuslarına kıyıları olan ülkelerin rolü büyük. Bunların içerisinde daha kıdemlileri ise Çin'e karadan ve denizden komşu olan ülkeler. Bu ülkelerin başında da Vietnam geliyor. Ancak Vietnam'ın kendine özgü bir özel durumu var : O da ülkenin  Vietnam Komünist Partisi tarafından yönetiliyor olması, bir başka işle bir parti devleti olması ve Vietnam'daki komünist hareket ve rejim kurulmasında bizzat Çin’in katkısı olması. 1930'da  Ho Shi Minh, Çin Komünist Partisi'nden ilham alarak ve Mao ve arkadaşlarından destek alarak bu partiyi kurmuş, kendisi de on yılı aşkın bir süre Çin'de Çin Komünist Partisi bayrağı altında yaşamış, devrimci mücadeleye katkıda bulunmuştur. Ho Shi Minh, 1969'da ölümüne kadar Çin ve Çin Komünist Partisi Vietnamlı komünistler için oldukça önemliydi; ancak kendisinin ölümünden sonra gelen liderlik aynı görüşü paylaşmadı ve Çin'le geleneksel ilişkiler bir tarafa bırakılarak güncel sınır sorunları gibi ideolojik anlaşmazlıklar gibi kimi tartışmalı konular üzerinde bir ayrışma süreci başladı. Vietnam'ın Asya-Pasifik bölgesinde gelecekte oynayacağı rolün önemini  fark eden Amerikan Başkanı Obama, 2016'da Vietnam'a uygulanan silah ambargosunu kaldırdı. Böylece, Vietnam'ın Amerikan silahlarını almasının önü açılmış oldu. Obama’dan önce Vietnam ziyaret eden ilk  Amerikan başkanı Clinton olmuştu. Obama'dan sonra Trump Vietnam'ı ziyaret etti ve en son Biden geçtiğimiz eylül ayında Vietnam'ı ziyaret etti ve burada Vietnam ile ABD arasındaki ilişkiler kapsamlı stratejik iş birliğine yükseltildi. Açıkçası, Vietnam, ABD ile  olan ilişkilerin durumunu Rusya ve Çin seviyesine yükseltti. Artık, ABD, bu iki ülkeyle eşit konumda stratejik ilişkilere sahip olacak. Vietnam bu son hamlesi ile bölgede özellikle Çin'e, Rusya'ya ve Hindistan'a karşı bir denge oluşturmayı amaçladı. Özellikle, son dönem tartışmalar hep Çin'i işaret etse de Vietnam tek bir ülkeden değil özellikle son dönemde Hindistan'ın Rusya'nın bölgede etkinliğini artırmasından da rahatsız. Vietnam'ın Çin ile halen sınır problemleri bulunmakta özellikle deniz alanında Güney Çin Denizinde tartışmalı adalar problemi devam etmekte, dolayısıyla bu süreç zaman zaman Çin- Vietnam ilişkilerine de yansımaktadır. Öte yandan Vietnam Kuşak ve Yol Girişiminin bir parçasıdır. Aynı zamanda, kendisine ait olan projesinin de  Kuşak ve Yola entegre etmiştir. ABD’nin Vietnam'la olan ilişkisi oldukça çarpıcıdır zira bir tarafta Çin Komünist Partisini uluslararası düzene büyük bir tehdit olarak suçlarken öbür tarafta Çin Komünist Partisinin kardeş partisi olarak görülen Vietnam Komünist Partisini meşru sayıp Hint-Pasifik bölgesindeki barış ve istikrara katkıda bulunacak önemli bir stratejik ortak ve müttefik görmek herhalde 21. yüzyılın en büyük çelişkisini oluşturmaktadır. ABD, aslında her şeyin farkında; ancak Asya-Pasifik bölgesinde tutunabilmenin zor olduğunun da farkında. Dolayısıyla, bu bölgede tutunacak dal ararken bu dalın komünist olup olmaması artık ABD’nin  çok da  umurunda değil. Bu bölgede Çin'e karşı müttefiklere ihtiyacı var. Öyle ki bu müttefiki komünist Vietnam veya komünist Kuzey Kore olması fark etmiyor yeter ki yükselen Çine karşı bir kuşatma çemberi kurabilirsin. ABD’nin  kendi diplomasisi adına en büyük başarısı eski düşmanlarını kendisi için yeni müttefikler yapabilmesidir. Bu bağlamda, ABD-Vietnam ilişkilerindeki gelişmeler  de son dönemde dikkat çekiyor Vietnam, şu anda  Asya- Pasifik bölgesinin en fazla rağbet gören ülkesi. Üç büyük güç tarafından kuşatılmış durumda bir tarafta ABD, bir tarafta  Hindistan ve öbür tarafta ise Rusya. Bu üç ülkede Vietnam'ı yanlarına çekebilmek adına oldukça cömert davranıyorlar. Eylül ayında Vietnam'ı ziyaret eden ABD Başkanı Biden Vietnam'ı Asya Pasifik’te eksen bir ülke yapmaya niyetli olduğunu gösterdi. Öbür taraftan Rusya, Hindistan ikilisi ortak savunma projeleriyle Vietnam'ın savunmasına katkıda bulunmaya devam ediyor ve  en son ortak ürettikleri Brahmas adını verdikleri  süpersonik füzeyi  Vietnam'a satmak için görüşmeler devam ediyor. Rusya, 2012'den beri Asya Pasifik’te  tekrar konumlanabilmek için büyük bir çaba sarf ediyor. Bu bağlamda, Vietnam, Rusya için güvenli bir liman olarak gözüküyor. Rusya, Asya -Pasifik politikasını Çin ve Kuzey Kore'den bağımsız bir şekilde geliştirmek istiyor ve bu yönde de hareket ediyor ve bölge ülkeleri ile ikili ilişkileri geliştirmeye önem veriyor. Bu da ister istemez açık ve örtülü rekabeti gündeme getiriyor. Rusya, özellikle, Sovyet mirası üzerinden burada yer edinmek istiyor . Sonuç olarak, Vietnam, Güney Çin Denizine hâkim doğal konumu itibari ile bu bölgedeki gelişmeleri her anlamda yakından takip edebilecek bir kapasiteye sahip. Dolayısıyla, bölgedeki büyük güçler Vietnam'ın bu özelliğinden yararlanmak istiyorlar. Vietnam’da küresel ve bölgesel güçlerden faydalanmak istiyor. Özellikle savunma alanında Vietnam ordusunun güçlendirilmesi yönünde adımlar atıyor. Bölgede Vietnam'da ilişkilerini geliştirmeye çalışan ülke Fransa’dır. Fransa bilindiği üzere Vietnam'ın eski sömürge gücüdür ve 1954'te Ho Shi Minh Fransa sömürge yönetimine son vermiştir; ancak ülkede hala özellikle elit kesim Fransızca konuşmaya devam ediyor ve Fransa ile ilişkiler stratejik seviye tutuluyor.