İran’da iktidar denkleminde Avrasyacılar
Barış Adıbelli
19 Mayıs günü geçirmiş olduğu helikopter kazasında İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin hayatını kaybetmesi İran iç politikasındaki zoraki dengeyi de bozmuş durumdadır. Helikopter kazasının dış dünyaya dış ilişkilere yansımasından çok iç politikaya olan etkisi daha hissedilir olmuştur.
Helikopter kazasına yönelik İran makamlarının soruşturma raporları bir bir yayınlanıyor. Raporların hep bir ağızdan söylediği tek şey bir sabotajın olmadığıdır. Zaten İran gündeminde de helikopter kazası etkisini kaybetti. Şimdi, İran gündeminin bir numaralı maddesi 28 Haziran cumhurbaşkanlığı seçimleri için kimlerin aday olacağı, kimlerin adaylığının Koruyucular Konseyi tarafından kabul edileceği meselesidir.
Pazar günü 2005-2013 yılları arasında İran’da cumhurbaşkanlığı yapmış olan Mahmud Ahmedinejad yeniden cumhurbaşkanlığına adaylığını koydu. Hatırlanacağı üzere daha önceki iki cumhurbaşkanlığı seçiminde de adaylık başvurusu yapmış ancak adaylığı anayasayı Koruyucular Konseyi tarafından reddedilmişti. Şimdi, Ahmedinejad, adeta daha önceki iki seçime katılmasını engelleyen dini lider Ali Hamaney’e adeta hodri meydan diyerek adaylığını koymuştur.
Ahmedinejad, İran'da Avrasyacı kanadı temsil etmektedir. Bir bakıma kendisine veya taraftarlarına İran’ın Evanjelikleri de denmektedir. Ahmedinejad akademisyen kimliği ile ön plana çıkmış, daha sonra Tahran Belediye Başkanlığıyla da siyasete atılmıştır. Ahmedinejad’ın en büyük özelliği kendinden önceki liderler gibi dini sınıftan yani molla veya Ayetullah sınıfından gelmemesidir. Bu nedenle Ahmedinejad yönetimi, bu bağlamda seküler bir yönetim olarak da değerlendirilmektedir. Fakat Ahmedinejad, kendisi aşırı muhafazakardır. Derler ki zekat vermeyenlerin sofrasına oturmazmış.
Ahmedinejad, 2005 yılında cumhurbaşkanlığı görevine geldikten hemen sonra İran'ı Şanghay İşbirliği Örgütü'ne gözlemci üye olmasını sağlamıştır. Bu o güne kadar İran yönetiminin ABD'ye karşı atmış olduğu en ciddi adımdır. Öyle ki, ABD'nin tüm dünyada yalnızlaştırmaya çalıştığı İran, temeli bölgesel güvenlik ve işbirliği olan bir örgüte üye olarak kabul ediliyordu. Kabul eden ülkelerin başında Rusya ve Çin geliyordu. Halihazırda 11 Eylül saldırılarından sonra Afganistan'ı işgal eden ABD, NATO ile birlikte burada Taliban’a ve El Kaide'ye karşı terörle savaşını sürdürüyordu. Bu bağlamda, Özbekistan ve Kırgızistan gibi ülkeler havaalanları vasıtasıyla ABD'ye lojistik destek sağlıyorlardı.
Ahmedinejad, İran'ı sadece Şanghay İşbirliği Örgütü’ne üye etmemiş aynı zamanda ABD karşıtı cephede bir çok ülkeyle özellikle Venezuela ile ilişkileri geliştirerek, ABD'nin yalnızlaştırma politikasına karşı İran'ın karşı hamlelerini çeşitlendirmiştir. Bu bağlamda, Venezuela lideri Hugo Chavez ile arasında özel bir dostluk gelişmiştir. Ahmedinejad, Çin ve Rusya'yla da ilişkileri daha üst aşamalara taşımıştır. Nükleer programı desteklemiş Batıyla nükleer program konusunda herhangi bir müzakere ve uzlaşmaya yanaşmamış ve aynı zamanda da İran'ın geleneksel İsrail düşmanlığının da daha görünür hale getirmiştir. İsrail'i haritadan silmekle tehdit eden Ahmedinejad, Filistin sorununa da desteğini sunmuştur. Ahmedinejad'ın geleneksel İran dış politikasının aksine İran'ı dinsel dinamikler üzerinden değil jeopolitik gerçeklik üzerinden dünyaya bakmasını sağlamıştır.
Kuşkusuz Ahmedinejad'ın bu dönem ezber bozan Avrasyacı siyaseti ister istemez İran'a hakim olan geleneksel molla sınıfını rahatsız etmiştir. Özellikle Hugo Chavez'in cenaze töreninde Hugo Chavez'in tabutunu öpmesi ve onu övmesi İran'da özellikle muhafazakâr din adamları arasında büyük tepkiye neden olmuş, mesele dini lider Ali Hamaney’e kadar götürülmüş, Ali Hamaney'in de bu gelişmelerden memnun olmadığı iddia edilmiştir. Bu nedenle Ahmedinejad'ın tekrar cumhurbaşkanlığı adaylığına izin verilmemiş ardından iki defa cumhurbaşkanlığı adaylığına başvurmuş ancak Koruyucular Konseyi bunu reddetmişti.
28 Haziran'da yapılacak seçimlere kadar İran'da iç politikada şiddetli tartışmaların yaşanacağı açıktır. Zira 28 Haziranda sadece İran'ın yeni cumhurbaşkanına karar verilmeyecek aynı zamanda yeni dini liderin kim olacağı konusunda önemli bir işaret olacaktır.
Barış Adıbelli
YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYIN