Çin ekonomisindeki gelişmelerin mutlu etmediği Batı derken, bu ülkelerin halklarından değil, bazı medya organları ve siyasetçilerden söz ediyoruz. Çin’e hep önyargılarla bakmayı tercih eden bu çevreler bir süredir, Çin ekonomisinin “tökezlediği”, “saatli bomba olduğu”, “Covid’i atlatamadığı” şeklinde yayınlar ve açıklamalar yapıyorlar. Çin ekonomisi özellikle 2023 yılında zorlukların üstesinden geldi ve baskılara direndi. “Dalgalı gelişmeyle, dolambaçlı bir ilerleme” gösterdi. Çin, yılın ilk üç çeyreğinde beklenenden daha hızlı büyüme gerçekleştirdi. Uzmanlara göre, bu, son dönemdeki toparlanmanın Çin’in tüm yıl büyüme hedefine ulaşması için yeterli ivmeyi sağlayabileceğini gösteriyor. Çin Ulusal İstatistik Bürosu tarafından açıklanan verilere göre, gayrisafi yurtiçi hasıla Temmuz-Eylül döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,9 arttı. Ekonomistler, ikinci çeyrekteki yüzde 6,3 olan büyümenin üçüncü çeyrekte yüzde 4,4'e yavaşlamasını bekliyorlardı. Üçüncü çeyrekte GSYH bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,3 büyüdü. Beklenti büyümenin yüzde 1,0'da kalacağı yönündeydi. Hükümet 2023 yılı büyüme hedefini yaklaşık yüzde 5,0 olarak belirlemişti. Ulusal İstatistik Bürosu yaptığı açıklamada, Çin'in dördüncü çeyrek yıllık GSYH büyümesinin yüzde 4,4'ün üzerinde gerçekleşmesi halinde, yüzde 5 civarında olan tüm yıl GSYH hedefine ulaşılabileceğini bildirdi. Böylece Çin’in küresel büyümeye yaptığı katkı üçte bir olacak ve Çin küresel büyümenin en büyük motoru olmayı sürdürecek. Resmi verilere göre, Çin'in perakende satışları Eylül ayında yükselirken, kentsel işsizlik oranı neredeyse iki yılın en düşük seviyesine geriledi. Kentsel işsizlik, Ağustos ayındaki yüzde 5,2 seviyesinden Eylül ayında Kasım 2021'den bu yana en düşük seviyesi olan yüzde 5'e geriledi. Perakende satışlar geçen ay ekonomistlerin yüzde 4,9'luk tahminine karşın yüzde 5,5 arttı. Financial Times gibi Batı’nın önde gelen ekonomi medyası ve uzmanlar Covid-19’la birlikte Çin ekonomisinin toparlanamayacağını ileri sürdüler. ABD'li ekonomistler 2020’nin ikinci çeyreğinde ABD ekonomisinin yüzde 0,6 büyümesi karşısında sevinçten havalara uçarken, Çin'in aynı çeyrekte yüzde 0,8 büyümesini bir felaket olarak gördü. Financial Times gibi basın organları Çin’in Covid önlemlerini eleştirirken, bu önlemler sayesinde milyonlarca hayat kurtarıldığını gözardı ettiler. Ölüm oranları ABD’de milyonda 3 bin 300, İsveç’te milyonda 2 bin 325 iken Çin’de önlemelerin gevşetildiği ve ekonominin açıldığı dönemde bile en fazla milyonda 85 oldu.

TAHMİNLER REVİZE EDİLDİ

Covid-19’un Avrupa, ABD ve Latin Amerika'da işgücünün sağlığı ve ekonomik büyüme üzerindeki etkileri devam ediyor. Uluslararası Para Fonu (IMF), bu yıl Çin'in yüzde 5,4 büyüyeceğini, gelişmiş kapitalist ekonomilerin ise sadece yüzde 1,5, Avro bölgesinin de sadece yüzde 0,9 büyüyeceğini, Almanya ve İsveç'in ise resesyona gireceğini tahmin ediyor. IMF, daha önce Çin’in bu yıl yüzde 5 büyüyeceği tahminini açıklamış ve sonra bunu revize etmişti. IMF, daha önce açıkladığı Çin’in 2024’te yüzde 4,2’lik büyüme tahminini yüzde 4,6’ya yükseltti. OECD de Çin’in 2023 yılına ilişkin ekonomik büyüme tahmininin yüzde 5,1’den yüzde 5,2’ye çıkardı. Çin Ulusal İstatistik Bürosu yetkililerine göre, Çin ekonomisi 2020 ve 2021 yılında 100 trilyon yuan ve 110 trilyon yuan seviyelerine ulaştıktan sonra 2022 yılında 120 trilyon yuanı aşarak yeni bir zirveye ulaştı ve Çin dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olma konumu korudu. Aynı zamanda Çin’in kişi başına düşen milli geliri 12 bin dolar seviyesinin üzerinde kalarak Dünya Bankası tarafından tanımlanan yüksek gelirli ülkelere yaklaştı. Çinli uzmanların dediği gibi “Çin ekonomisi rüzgara karşı ilerlemeyi başardı”; temeli “istikrar”, hedefi ise “ilerlemedir”. Çin ekonomisi bu temele dayanarak ve bu hedef doğrultusunda halkının refahını artırmayı sürdürüyor. Kamil ERDOĞDU