Ukrayna ve İngiltere, başbakan Rishi Sunak’ın deyimiyle savaş ve güvenlik garantileri konusunda ‘tarihi bir anlaşma’ imzaladı. Ukrayna’nın başkenti Kiev’i ziyaretinde "Ukrayna'ya uzun vadede ihtiyaç duyduğu güvenceleri sağlamak üzere tarihi nitelikte yeni bir güvenlik anlaşması imzalıyoruz" diyen Sunak, Ukrayna'nın güvenliğinin kendi güvenlikleri anlamına geldiğini söyledi ve "Putin'in hiçbir yere gitmediğimizi anlaması gerekiyor" ifadelerini kullandı. Bugün Ukrayna’nın güvenliği, gerçekten de İngiltere de dahil olmak üzere Kolektif Batı’nın güvenliği halini almış durumda. Zira, İngiltere ile Ukrayna arasında imzalanan ‘tarihi anlaşma’ da bu durumu kanıtlıyor. Anlaşmada, istihbarat bilgilerinin paylaşılması, siber güvenlik alanında işbirliği, doktorların ve askeri personelin eğitiminin yanı sıra savunma sanayinde işbirliği konuları da ele alındı. Ayrıca anlaşma, İngiltere'yi Rusya ile başka bir çatışma durumunda ‘Ukrayna'ya danışma’ zorunluluğu getirecek ve Kiev'e savunma konularında ‘hızlı ve uzun vadeli destek’ sağlayacak. Sunak ayrıca, 2.5 milyar sterlinlik askeri yardım paketi açıklarken, Ukrayna lideri Zelenskiy de Londra'nın önümüzdeki yıllarda da yardımı sürdüreceğine söz verdiğine dikkat çekti. Yılın ilk yurtdışı gezisini Kiev’e gerçekleştiren Sunak ayrıca, düzenlenen ortak basın toplantısında Ukrayna'ya uzun menzilli füzeler, binlerce insansız hava aracı, hava savunması, topçu mühimmatı ve deniz güvenliği için ödeme yapılacağını söyledi.

Kriz Türkiye'yi de ilgilendiriyor

İngiltere’nin Ukrayna’ya özellikle deniz güvenliği konusundaki dahli, söz konusu Karadeniz güvenliği olduğu için yalnızca Ukrayna’yı değil, Karadeniz’e kıyıdaş diğer ülkeleri, Türkiye’yi de ilgilendiriyor. ‘Ukrayna’nın Karadeniz’deki kabiliyetlerini güçlendirmek amacıyla’ İngiltere’nin hibe ettiği iki adet Sandown sınıfı mayın tarama gemisi, geçen sefer Türkiye’nin Montrö’ye yaslandığı geçiş engeliyle karşılaşmıştı. Bu olay, İngiltere Savunma Bakanlığı’nın Norveç ile birlikte Ukrayna'ya ‘denizcilik yeteneklerini desteklemek için’ savaş gemileri sağlayacak yeni bir koalisyona liderlik edeceğini duyurmasının ardından yaşanmıştı. Görünen o ki İngiltere, Sunak’la birlikte NATO’nun genişlemesi ve Rusya’nın çevrelenmesi stratejisinde ABD’yle birlikte ‘büyük oyunculardan’ olmaya niyetleniyor. Bu niyetin bir diğer önemli göstergesiyse, İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps’ın son açıklamaları… Londra’daki Lancaster House’ta bugün bir konuşma yapan bakan, ‘Batı ittifakına karşı Rusya-Çin-Kuzey Kore’ tehdidi uyarısında bulunduğu klasik anlatıyı tekrar etse de, Soğuk Savaş’tan bu yana en büyük askeri tehdidi oluşturacaklarını da açıkça dile getirdi. “Batı'yı savunma konusunda yenilenmiş bir kararlılığa teşvik etmede önemli bir rol oynuyoruz” diyen Shapps, GSYİH'nın yüzde 2'sini Savunmaya harcamayı taahhüt etti ve bu hedefi yüzde 2.5’e çıkarma konusundaki ‘kararlılıklarını’ da dile getirdi. Konuşmasında İngiltere’nin ‘daha ölmediği’ mesajnı vermeye çalışan bakan, “Bazı insanlar, özellikle de sol görüşlüler, Britanya'nın artık dünya olaylarını etkileme gücüne sahip olamayacağına inanıyorlar ve bir şekilde kendi içimize kapanmamız ve kıyılarımızın ötesinde olup bitenleri görmezden gelmemiz gerektiğini söylüyorlar. Bu vatansever olmayan, Britanya'yı küçümseyen felaket tellallarının kesinlikle hatalı olduğuna gönülden inanıyorum” diyerek, Londra’nın yeni sömürgeci hedeflerini üst düzeyden açıkça ifade etmiş oldu.

'NATO da zorluklar da daha büyük'

"Günümüzün NATO'su her zamankinden daha büyük ama zorluklar da daha büyük" diyen bakan, ‘uluslararası kurallara dayalı düzenin’ artan tehlikelerle karşı karşıya olduğu konusunda uyarılarını tekrarlarken, NATO’nun NATO'nun Soğuk Savaş'tan bu yana en büyük tatbikatlarından birine 20 bin silahlı kuvvetler personeli göndereceğini duyurdu. “Bugün İngiltere'nin, Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana NATO'nun en büyük konuşlandırmalarından biri olan Steadfast Defender Tatbikatına liderlik etmek üzere yaklaşık 20 bin personel göndereceğini duyurabilirim. Ordumuzun 30 NATO ülkesi ve İsveç'ten mevkidaşlarıyla güçlerini birleştirmesi, Putin tehlikesine karşı hayati bir güvence sağlayacak. Saldırı grubumuz, muhteşem amiral gemimiz HMS Queen Elizabeth'in önderliğinde tam güçle yola çıkacak. Ve güvertesinden beşinci nesil F35 yıldırım jetleri uçacak ve onlara korkutucu bir fırkateyn, destroyer ve helikopterler eşlik edecek. Ayrıca derinliklerde devriye gezen bir denizaltımız olacak, göklerden gözetleme yapan Poseidon P8 uçaklarımızdan biri olacak ve 400'den fazla muhteşem Kraliyet Deniz Piyademiz Kuzey Kutup Dairesi'nde eğitim görecek ve dünyanın herhangi bir yerindeki en zorlu ortamlardan bazılarıyla mücadele edecek. Karada, Kosova'daki son müdahalemize mükemmel bir şekilde liderlik eden 7. Hafif Mekanize Tugay Muharebe Ekibimiz liderliğinde 16 binden fazla askeri konuşlandıracağız. Bütün bunlar, bunu 40 yıldır NATO'ya yaptığımız en büyük kara kuvvetleri konuşlandırması yapıyor.”

Alman ordusunun savaş senaryosu

İngiltere tarafından ilan edilen bu açık tehdidi, Alman BILD’in istihbarat verilerine dayanan haberi izliyor. BILD’in ele geçirdiği gizli belgelere göre Alman Savunma Bakanlığı, Rusya ile NATO arasında olası bir çatışma ihtimalini senaryoya dökmüş. Alman tarafının öngörülerine göre, Rus ordusu Haziran 2024’e kadar Ukrayna ordusunu geriletecek ve bahar saldırısı başlatacak. Ekim ayında ise, yine Rus ordusu, Kaliningrad ve tartışmalı Suwalki koridorunda askeri gücünü artırarak ‘Donbass’ta olduğu gibi sınır çatışmaları yaratacak’ ve Belarus’a ek birlikler konuşlandıracak. Ordunun gizli belgelerine göre, senaryonun devamında NATO 30 bin Alman askeri de dahil olmak üzere ittifakın doğu sınırlarına 300 bin asker nakledecek ve iki büyük güç 2025 yılında karşı karşıya gelecek. Bütün bunlar yaşanırken, Avrupa Ukrayna savaşının da tetikleyicileri arasında olduğu önemli siyasi ve ekonomik krizler yaşıyor. Polonya, Letonya ve son olarak Romanya’da sınırları bloke eden kamyoncular, Almanya’da Berlin’e yürüyen çiftçiler, artan ekonomik rahatsızlık, göç dalgaları ve yükselen aşırı sağ… Peki bütün bunlar ne anlama geliyor? Ukrayna’da Maydan darbesiyle başlayan dönüşüm ve NATO’nun doğuya doğru genişleme stratejisinin istenen sonuçları vermediği ortada. Bu da, Avrupa’yı yönetenleri yeni çözüm arayışlarına itiyor. Bulunan çözüm ise, daha fazla militarizasyon. Belli ki, Rusya’ya doğru genişlemeye devam eden NATO’nun doğu sınırında önümüzdeki iki sene yeni askeri gerilimler yaşanacak. Almanya’yla başlayan, İngiliz bakanın açıklamalarıyla devam eden militarizasyon vurgusunu, Ukrayna Cumhurbaşkanı Ofisi Başkanı Andrey Yermak’ın “Çatışmanın dondurulmasını hiçbir zaman kabul etmedik. Bu, Ukrayna toplumu ve tabii ki başkan ve ekibi için kabul edilemez” açıklamalarıyla birlikte okuduğumuzda, Ukrayna tarafının da mevcut bazı planlardan memnun olduğunu söylemek mümkün. Bugün namluların çevrildiği bölgede ayrıca Moldova’nın ‘Kremlin yanlısı’ kabul edilen Gagavuzya ve Transdinyester bölgeleri ve Kaliningrad gibi potansiyel kriz alanları bulunuyor. Önümüzdeki dönemde bu bölgeleri çok daha fazla konuşacağız. Ukrayna’yla başlatılan süreç, özel operasyon ve yaptırımlar, Rusça konuşanların sınır dışı edilmesi de dahil olmak üzere Baltık bölgesinde alınan Rus karşıtı kararlar, Rus ordusunun Odessa hedefinin olası sonuçları, Romanya’nın Karadeniz taktikleri, Atlantic Council’in ‘Karadeniz’de ABD önderliğinde koalisyon’ projeksiyonları, Alman ordusunun savaş planları, İngiliz bakan Shapps’ın askerileşme vurgusu ve hepsinin arkasında sıralandığı Amerikan emperyalizmi… Türkiye ise, nihayetinde dönüp dolaşıp Karadeniz’e dökülen bu sorunlar düğümünde şimdilik kendi oyununu oynuyor, dengeci bir dış politika çizgisi izliyor. Tarafların bütün senaryolarının hayata geçtiği, namluların birbirlerine çevrildiği bir felaket durumunda ise bu denge oyunu artık işe yaramayacak ve Ankara’nın seçeceği taraf, dünyanın geleceği açısından hayati önemde olacak. Rusya ise, sahada elde ettiği başarı ve yaptırımlara karşı duruşundan da aldığı güçle “Bizsiz bir müzakere düşünülemez” diyor ve tarafları masaya çağırıyor. Ancak, bütün bu felaket senaryolarının eşiğinde Batı, “Savaşa devam” diyor… YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYIN