Avrupa Komisyonu'nun Çin'den ithal edilen elektrikli araçlara en yüksek yüzde 38,1'e varan geçici anti-sübvansiyon vergisi getirmeyi planladığını duyurması sadece Çin’de değil, Avrupa’da da üstelik bu sektörün devlerinin tepkilerine yol açtı.
Uluslararası ilişkileri takip eden farklı çevrelerden şahsiyetlerin ortak görüşü bu kararın ABD’nin kuyruğuna takılıp Çin’i engelleme girişiminin bir parçası olarak Washington’ın baskısıyla alındığı şeklinde. Çünkü ortaya atılan iddialar ABD’ninki ile aynı. Ayrıca ABD Maliye Bakanı Yellen’in Mayıs ayındaki Avrupa gezisinde Avrupa ülkelerinden elektrikli araçlar konusunda “fazla üretim kapasitesi” uydurmasıyla Çin’e karşılık vermelerini istediği biliniyor.
Kapsamlı stratejik ortaklık
Çin-Avrupa ilişkileri geçmişte iniş ve çıkışlar yaşadı. ABD’li Asya çalışmaları uzmanı David Shambaugh, Çin-AB ilişkilerini anlatmaya başlarken Soğuk Savaş’ın bitiminden sonra Çin-Avrupa ilişkilerinin yoğunlaştığını ve kapsamının genişlediğini yazıyor. İlişkilerin dayanak noktası ticaretti. Ticaret ve yatırım, 1978’den Avrupa’nın Çin’in bir numaralı ticaret ortağı olmasına dek geçen sürede 60 kat büyüdü.” Bu arada Avrupa Çin’e teknoloji ve ekipman transfer eden en büyük kaynak hâline geldi. İki taraf arasında enerji ve uzay çalışmalarını da içeren bilimsel işbirliği de yapıldı.
Avrupa Komisyonu yetkilileri Çin bakanlıkları ile detaylı işbirliği alanlarını tartışmak için yılda 32 diyalog düzenlendiğini açıklamıştı. Bir başka ifadeyle neredeyse ayda üç diyalog. İki taraf aralarında kapsamlı stratejik ortaklık kurulduğu beyanında bulundular. 2004 yılında dönemin Çin Başbakanı Wen Jiabao bu ortaklığın tüm boyutları içerdiğini, çok çeşitli ve çok katmanlı olduğunu açıklamıştı. Bunlar “kapsamlı” ifadesinin açılımıydı; yani ekonomik, bilimsel, teknolojik, siyasi ve kültürel alanları kapsıyor. “Stratejik” ile işbirliğinin uzun ömürlü ve istikrarlı olması, “ortaklık” ile de bunun eşit şartlarda, karşılıklı yarar sağlayan ve herkesin kazanacağı bir işbirliği olacağı anlatılıyordu.
"Balayı" ve "evlilik" dönemleri
Avrupalı uzmanlar 2000’lerin başında Avrupa’da ABD’de olduğu gibi kamuoyunu ve siyasetçileri etkileyecek bir Taiwan lobisi, Avrupa’nın da Doğu Asya’da askeri varlığı bulunmadığına işaret ederek iki taraf arasında güvenlikle ilgili bir gerginliğe gerek olmadığını belirtiyorlardı. Bu uzmanlara göre iki taraf arasında tamamlayıcı büyük ticari ve ekonomik çıkarlar vardı. Shambaugh’un “balayı dönemi yaşandığı” şeklinde tarif ettiği ilişkiler daha sonra “evlilik” yani tartışmalar dönemine girdi. 2010 yılından sonra, özellikle de 2012 yılının “AB-Çin Kültürlerarası Diyalog Yılı” ilan edilmesiyle Çin-Avrupa ilişkileri büyük ölçüde dengelendi.
Şimdi AB Birliği yine önemli bir karar verecek ya Çin ile kazan-kazan ilkesine dayalı ilişkiler geliştirecek yada ABD’nin peşine takılarak krize yelken açacak.
Kamil Erdoğdu
YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYIN