Alman gazetesi
Süddeutsche Zeitung’a göre İsveç, Kuzey Akım sabotajıyla ilgili soruşturmayı düşüreceğini açıklayacak (Sputnik, 6.2.2024).
Bu haberi, “NATO üyeliği, İsveç yargısını esir aldı” şeklinde yorumlayabiliriz. Zira NATO sadece bir “askeri ittifak” değil, ABD adına üye ülkeleri eğitiminden yargısına biçimlendirme aygıtıdır.
Bu arada Danimarka ve Almanya’da yürüyen soruşturmalar da bir türlü sonuçlanamadı. Çünkü soruşturma sonuçlanmasın isteniyor, çünkü kanıtlar “olağan şüpheli” diye işaret ettikleri Rusya’yı değil, asıl adresi ortaya koyuyor.
Biden: Kuzey Akım'ın sonunu getireceğiz
Kuzey Akım sabotajının aydınlanmamasını en çok isteyen iki ülke, ABD ve İngiltere’dir. Üçüncü ülke de NATO Genel Sekreteri
Stoltenberg’in ülkesi Norveç’tir.
Çünkü
Kuzey Akım sabotajı, Atlantik medyasının iddia ettiği gibi Rus işi değil, NATO ülkeleri konsorsiyumu işiydi.
Rusya’dan Almanya’ya doğalgaz taşıyan Kuzey Akım’a sabotajdan çıkarı olmayacak iki ülke Rusya ve Almanya’ydı. En çok çıkarı olan ülke ise ABD’ydi.
Anımsayın: ABD Başkanı
Joe Biden 7 Şubat 2022’de Almanya
Başbakanı Olaf Scholz ile ortak basın toplantısında, “Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesi halinde Kuzey Akım 2 artık
ortada kalmaz, sonunu getiririz” demişti. Gazeteci, “Bunu nasıl yapacaksınız çünkü boru hattı projesi Almanya’nın kontrolünde” deyince, Biden gülerek “Size söz veriyorum,
bunu becereceğiz” yanıtını vermişti. (Reuters, 7.2.2022)
Seymour Hersh'in dosyası
26 Eylül 2022’deki sabotajda dört ayrı sızıntı oluşmuş, İsveç Ulusal Sismik Ağı (SNSN), boru hatlarındaki sızıntıların yakınında, 2.3 büyüklüğünde depreme benzer iki sarsıntı tespit edildiğini açıklamıştı (AA, 27.9.2022).
Konunun üzerine giden gazeteciler, Moskova izi bulamadı ama Washington izi ortadaydı.
Pulitzer ödüllü ABD’li kıdemli gazeteci
Seymour Hersh, doğrudan maddi olgulara yönelerek uzun süre bu konu üzerinde çalıştı ve ulaştığı sonucu dünya kamuoyuyla paylaştı:
Kuzey Akım-1 ve 2 boru hatlarını vuran ABD’nin kendisiydi!
Elbette ABD bu sabotajın asıl sahibiydi ama kanıtlar gösteriyor ki, o bölgedeki kimi NATO ülkeleri de ABD’ye taşeronluk yapmıştı.
ABD’nin asıl amacı
Peki ABD neden Kuzey Akım’a karşıydı?
ABD açısından Kuzey Akımı, Rusya-Ukrayna savaşından çok önce bir sorundu. ABD bu hattın yapılmaması için çok uğraştı ama engelleyemedi. Olmayınca açılmaması için uğraştı, yaptırım uyguladı ama işe yaramadı. En sonunda Ukrayna savaşını fırsat bilerek patlattı!
Çünkü ABD açısından Rusya-Almanya enerji işbirliği önlenmesi gereken bir sorundu. Çünkü bu işbirliği Almanya’nın ve haliyle AB’nin ABD’den stratejik özerklik kazanabilmesinin ekonomik zemini demekti. Çünkü bu işbirliği, Avrupa’nın güvenlik mimarisinde Rusya’nın da olması demekti. Çünkü bu işbirliği, ABD’nin Avrupa’ya tahakkümünü sağlayan siyasi zemini gevşetiyordu.
Anımsayın: Daha
Trump zamanında ABD Kuzey Akım bünyesindeki şirketlere yaptırım kararı almıştı. Konuyu 26 Aralık 2019’da
Cumhuriyet’te, “ABD-Rusya enerji işbirliği” başlığı altında incelemiştim. ABD’nin Berlin Büyükelçisi
Richard Grenell kararı şu sözlerle savunuyordu: “Amaç, Avrupa enerji kaynaklarının çeşitliliğini sağlamak ve
bir ülkenin ya da bir kaynağın Avrupa üzerinde
enerji yoluyla çok güçlü bir nüfuz oluşturmamasını güvence altına almaktır.”
Böyle olduğu için de en başından beri Ukrayna savaşını stratejik düzlemde yorumlarken, ABD’nin NATO’yu genişleterek Rusya’yı geriletmeyi hedeflediğini ve Rusya’yı Avrupa güvenlik mimarisinden atarak, yeniden Avrupa’yı tahakkümü altına almak istediğini belirtmiştim.
AB için çıkış yolu
ABD, “stratejik özerk” bir AB istemiyor. ABD, ayrı bir “Avrupa ordusu” istemiyor. ABD, AB’nin Rusya ve Çin’le bağımsız bir ilişki geliştirmesini istemiyor.
Ukrayna savaşını, NATO belgelerine “Rusya tehdit, Çin baş rakip” diye eklenmesini ve Avrupa-Rusya enerji bağının kesilmesini bir bütün halinde değerlendirmek gerekir.
Sonuç mu?
ABD, Almanya başta Avrupa’ya, Rusya doğalgazının yerine sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) satıyor ama
Rusya’nın sattığından yüzde 20-30 daha fazla bir paraya!
Sonuç mu?
Almanya ekonomisi yüzde 0,3 küçüldü! Alman sanayisi büyük kayıplar yaşıyor. Alman Sanayi Federasyonu (BDI) Başkanı
Siegfried Russwurm,
Financial Times’a verdiği mülakatta, Alman hükümetinin enerji politikalarını “kesinlikle toksik” olarak nitelendirdi (harici.com.tr, 6.2.2024).
Sonuç olarak
Ukrayna savaşının asıl kaybedeni Avrupa oldu. ABD, Ukrayna üzerinden Rusya’yı geriletemedi ama NATO ilişkileri üzerinden Avrupa’yı Soğuk Savaş’takine benzer şekilde kendi stratejisine eklemledi.
AB için buradan çıkış elbette mümkün; Çin ile ABD’den bağımsız bir ilişki geliştirebilirse…
YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYIN