İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ve beraberlerindeki üst düzey yetkililer ile pilotların hayatını kaybettiği helikopter kazası dünyanın gündemini değiştirdi. Olayın kaza mı sabotaj mı olduğu daha uzun süre tartışılacak ve belki de hiçbir zaman aydınlanamayacak. Türkiye’de daha çok 2009’da Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği ve sonradan FETÖ’yle ilişkili olduğu ortaya çıkan helikopter kazasıyla benzerlikleri yönünden ele alınan bu olayın ister istemez akla getirdiği başka helikopter vakıaları da var kuşkusuz. 1980 yılında yine İran’da düşen ABD askeri helikopteri bunlardan biri. İran devriminden dokuz ay sonra, 4 Kasım 1979’da Tahran’da 400 öğrenci ABD elçilik binasını basmış ve 60 diplomatı rehin almıştı. Rehinelerden bazıları hemen serbest bırakıldı, altısı Ben Affleck’in 2012 yapımı “Operasyon: Argo” filminde de gördüğümüz üzere kurtarıldı ama 52 kişi 444 gün boyunca elçilik binasında tutsak kaldı.

Humeyni: Kumlar başardı!  

Baskından iki gün sonra çalışmalara başlanmıştı ama ancak Nisan 1980’de dönemin ABD Başkanı Jimmy Carter’ın bizzat katıldığı bir kurtarma planı devreye sokuldu ve adına da cafcaflı bir şekilde “Eagle Craw” (Kartal Pençesi) denildi. Plana göre ABD ordusuna bağlı özel bir komando birliği Tahran’a inerek elçilik binasını ele geçirecek ve rehineleri İran dışına tahliye edecekti. CIA da doğal olarak başından beri operasyonun içindeydi. İkinci dönem de başkanlık koltuğunda oturmak için bir zafere ihtiyaç duyan Carter bu çılgın operasyon planını onayladı ama gemi daha limandayken alabora olmaktan kurtulamadı ve “Kartal Pençesi” tarihe büyük bir fiyasko, büyük bir skandal olarak geçti. Bir dizi teknik aksaklık ve ABD askerlerinin Tahran’a 320 kilometre uzaklıktaki Tebes Çölü’nde kum fırtınasına yakalanması sonucu bir helikopter düştü, sekiz Amerikalı asker öldü, beşi ağır yaralandı ve filmlere layık operasyon başarısızlıkla sonuçlandı. Çöle gönderilen sekiz helikopterden üçü çok kısa sürede çalışamaz hale gelmiş, operasyon sırasında bir askeri kargo uçağı da infilak etmiş, çölde durdurulan bir otobüsteki 44 İranlı sivil rehin alınmış, her şey arapsaçına dönmüş ve sonuçta Carter seçimi kaybederek yerini Ronald Reagan’a bırakmak zorunda kalmıştı. İran’ın dini lideri Humeyni’nin “O fırtına Allah’ın vekiliydi. Kumlar başardı” demiş olduğunu, Amerikalı rehinelerin Carter’ın seçimi kaybetmesinden iki gün sonra salıverildiğini de belirteyim.

Hollywood’un sessizliği 

ABD ordusunun ve CIA’nın başka ülkelerdeki “zaferlerini” bir propaganda unsuru olarak beyazperdeye yansıtmakta her zaman mahir davranan Hollywood’un bu utanç sayfasıyla ilgili hiçbir girişimde bulunmaması ilginçtir. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın kazadan sonra Reisi’nin de içinde olduğu helikopterin bulunması için İran’ın kendilerinden yardım istediği şeklinde açıklama yapması ve Pentagon’un bunu yalanlaması ise bir başka skandal hiç kuşku yok ki. Tunca Arslan  YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYIN