Bir hafta içinde Polonya ve Fransa’dan gelen nükleer mesajlar dikkat çekici. Avrupa’da bir nükleer silah konuşlandırma hazırlığı mı var? Bugün bu soruna bakacağız.
Önce şu tarihsel gerçeğe dikkatinizi çekeyim: ABD sürekli birilerinin nükleer silah kullanabileceğini propaganda eder. Bu öyle kapsamlı bir devlet propagandasıdır ki Beyaz Saray’dan Hollywood’a kadar birlikte çalışırlar. Dönemin siyasi ihtiyacına göre nükleer silahı kullanacak olan adres Rusya olur, Kore DHC olur, komünistler olur, milliyetçiler olur. İran çoktan edindiği nükleer silahı atmaya hazırlanır, Pakistanlı bilim adamları terör örgütlerine nükleer silah satar, Çin ve Rusya dünyayı yok edecek nükleer saldırı planlar vb. Filmin sonunda da “özgürlükler ülkesi demokratik ABD” tüm dünyayı bu tehlikelerden korur.
Film deyip geçmeyin, bunlar devlet politikasıdır ve unutmayın ABD Irak’ı “kitle imha silahı” yalanıyla işgal etti, SSCB’ye karşı bütün bir Soğuk Savaş’ı nükleer üzerine kurguladı.
Tabii unutulmaması gereken asıl gerçek de şu:
Propagandada nükleer silahı ABD’nin “düşmanları” kullanıyor ama gerçekte nükleer silahı dünyada bir tek ABD kullandı!
Artık Avrupa’daki nükleer tartışmaya geçebiliriz.
Polonya NATO’daki nükleer hazırlığı açık etti
Önce Polonya Cumhurbaşkanı
Andrzej Duda konuştu. Polonya’nın
Fakt gazetesine verdiği röportajda, “
ülkesi ile ABD arasında bir süredir nükleer silah paylaşımının tartışıldığını” belirterek şunları söyledi: “
Eğer müttefiklerimiz, NATO’nun doğu kanadını güçlendirmek için topraklarımızda nükleer silah konuşlandırmaya karar verirse, biz buna hazırız.” (Anadolu Ajansı, 22.4.2029).
Duda’nın bu röportajı Polonya’da büyük sorun oldu. Büyük sorun olmasının nedeni iç politik çekişme mi yoksa “Polonya ile ABD arasında bir süredir nükleer silah paylaşımının tartışıldığının” açık edilmesi mi, tartışılır elbette…
Duda’nın çıkışıma müdahale Polonya Dışişleri Bakanı
Radoslaw Sikorskiy’den geldi.
Sikorskiy Polsat televizyonundan şu mesajı verdi: “Sayın Cumhurbaşkanına en üst düzeyden
konu hakkında konuşmaması gerektiği söylendi. Cumhurbaşkanı, Bakanlar kurulu tarafından belirlenen dış politikayı temsil eder.” (Sputnik, 26.4.2024)
Ancak Polonya Dışişleri Bakanı
Sikorskiy de açıklamasında asıl önemli konuya işaret etmiş oldu: “
Bunlar, NATO’nun nükleer planlama grubunda son derece gizlilik ortamında tartıştığımız ciddi konular.”
Demek ki ABD Avrupa’da nükleer silah konuşlandırması için NATO içinde bir takım tartışmalar başlatmış. Daha doğrusu ABD kendi stratejisini uygulamak için hazırlıklara başlamış.
Fransa’nın nükleer şemsiye mesajının anlamı
Polonya’da ifşa olan bu konuya ilk itiraz Fransa’dan geldi. Alman
Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesine konuşan Fransa Savunma Bakanı
Sebastien Lecornu,
Polonya’da nükleer silah konuşlandırılmasının Rusya ile NATO arasındaki “Karşılıklı İlişkiler, İşbirliği ve Güvenlik Anlaşması”nı geçersiz kılabileceğini söyledi.
“
AB’deki tek nükleer güç biziz ve özelliğimiz NATO Nükleer Planlama Grubuna dahil olmamamız” diyen Fransa Savunma Bakanı
Lecornu, “Ancak Polonya’da nükleer silah konuşlandırılması NATO-Rusya anlaşmasını iptal edeceği için müttefikler arasında tartışılmasını gerektirecektir” dedi (Sputnik, 29.4.2024).
Evet, NATO ülkeleri içerisinde sadece ABD, İngiltere ve Fransa nükleer güçtür ve AB’nin tek nükleer gücü de Fransa’dır. Üstelik Fransa, “
planlama ve caydırıcılıkta özerklik” için NATO’nun Nükleer Planlama Grubu’nda da değil.
İşte
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da ülkesinin bu özelliğini AB içinde liderlikte kullanma fırsatına çevirmek istemiş olmalı ki bir nükleer çıkış da ondan geldi.
Bir süredir NATO’dan ayrı özerk bir Avrupa savunması isteyen
Macron, bu kez “
ortak Avrupa savunması için nükleer şemsiye olabileceklerini” söyledi. Ancak
Macron’a, ülkesindeki çeşitli siyasi partilerden yoğun tepkiler geldi. Özetle Fransız muhalefeti
Macron’u “
Avrupa topraklarını savunma adı altında Fransa’nın stratejik özelliğini tasfiye etmekle” suçladı.
Türkiye İncirlik’teki ABD silahlarından kurtulmalı
Konuyu AB içinde bir tartışma olarak görmemek gerekir, çünkü konu NATO üyesi olarak Türkiye’yi de ilgilendirmektedir. ABD’nin Avrupa’ya nükleer silah konuşlandırmayı NATO Nükleer Planlama Grubu'nda tartışıyor olması, NATO’nun güneydoğu kanadı ülkesi olan Türkiye’yi iki kere ilgilendirmektedir.
İki kere demem şundan: Yaklaşık iki ay önce Em. Tümamiral
Cem Gürdeniz şu başlıklı yazısıyla uyarmıştı: “
İncirlik’teki Amerikan nükleer silahlarından kurtulmalıyız” (Veryansın, 3.3.2024).
Çünkü
Gürdeniz’in belirttiği gibi “ABD’nin 0,3 ila 170 kilotonluk farklı başlıklara sahip B61 nükleer bombaları, İtalya, Almanya, Türkiye, Belçika ve Hollanda’daki hava üslerinde bulunuyor.” Ve
ABD’nin Rusya’ya karşı nükleer planlamayı daha da genişletmesi ve derinleştirmesi, elbette nükleer silah konuşlandırdığı ülkeleri hedef haline getirecektir.
Nitekim Rusya Dışişleri Bakanı
Lavrov 30 Ocak 2024’te şöyle demişti: “NATO Rusya’yı düşman ilan ettiği için planlamalarımızda ABD, İngiltere ve Fransa’nın nükleer silahları ile ABD’nin nükleer silah bulundurduğu
beş NATO ülkesindeki nükleer silahları tek bir nükleer silah cephaneliği olarak kabul ediyoruz ve planlamamızı buna göre yapıyoruz.”
O nedenle
Gürdeniz’in önerisini anımsatarak bitirelim: “
Türkiye’nin kullanımında hiçbir yetkisi olmadığı bu silahlar ve radar Türkiye’den uzaklaştırılmalıdır. İçimizdeki Amerikan mandacılarının büyük direniş göstereceğini bilerek buradan teklifimizi yapalım. Bu bombaları Girit’e; Radar üssünün de Güney Kıbrıs’a taşınması Türkiye’nin geleceği için çok daha ehvendir.” (Veryansın, 3.3.204).
Mehmet Ali Güller
YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYIN