Henüz Putin'in Kuzey Kore ve Vietnam hamlesinin sonuçları dünya gündeminden kalkmamışken geçtiğimiz pazar akşamı Rusya'nın Dağıstan bölgesi terör saldırılarına şahit oldu. Terör saldırılarından önce Ukrayna Amerikan füzeleri ile Sivastopol’a bir saldırı düzenledi. Saldırının hemen arkasından da Dağıstan’daki terör eylemleri gerçekleşti. Daha geçtiğimiz mart ayında Rusya, Moskova'da bir konser salonunda bir terör saldırısı yaşamış, onlarca insan hayatını kaybetmişti. Saldırıyı IŞİD-Horasan örgütü üstlenmişti. Saldırıyı gerçekleştirenlerse Tacikistan pasaportu taşıyordu. Dağıstan'daki terör saldırılarının da IŞİD-Horasan'la bağlantılı olduğu söyleniyor, ancak arkadaki esas olayın azmettiricileri Ukrayna-ABD ikilisinin olduğu daha net bir şekilde dile getiriliyor. Fakat şu ana kadar IŞİD-Horasan saldırıları üstlenmedi. Saldırılar daha çok yerel selefi gruplara bağlı hücreler tarafından gerçekleştirilmiş gibi görünüyor ama önümüzdeki günlerde detaylar netleştikçe sorumlular da ortaya çıkacaktır. Açıkçası, ABD, Ukrayna Savaşı'nda bir türlü zayıflatamadığı Rusya'yı terör saldırılarıyla yormayı planlıyor. Dahası, IŞİD-Horasan'ın kamplarının bulunduğu Afganistan'a Rusya'yı sürüklemek istiyor. Böylelikle Rusya, IŞİD-Horasan militanlarıyla mücadele etmek için Afganistan'da büyük bir bataklığa saplanıp kalacak. Aslında, Afganistan’da bu iddiayı teyit eden gelişmeler de yaşanıyor. Dağıstan saldırılarının hemen ardından Rusya'nın Kabil Büyükelçiliği yakınında bir bombalı saldırı düzenlendi. Gerçi daha önce de Rusya’nın Kabil Büyükelçiliği'nin yakınında bombalı saldırılar düzenlenmişti. Dağıstan, çok ilginç bir coğrafya ve jeopolitik açıdan da çok önemli bir bölge. Rusya’daki radikal İslami hareketlerin ve grupların adeta anavatanı. Dağıstan'ın doğusunda Hazar denizi, güneyinde Azerbaycan, batısında ise Gürcistan bulunmaktadır. Görüldüğü üzere jeopolitik anlamda çok kilit bir noktada bulunmaktadır. Aynı zamanda çok zengin doğal gaz ve petrol kaynaklarına sahip olduğu söylenmektedir. Bunun yanında doğal gaz ve petrol boru hatlarının geçtiği önemli bir güzergahtır. Yüzyıllar boyunca Ruslar için oldukça önemli bir yer olmuştur. Onlarca farklı etnik grubun yaşadığı aslında çok kozmopolit bir yerdir. Çeçenistan savaşlarında kilit bir rol oynamıştır. 1999’da ise Çeçenler Dağıstan’da bir İslam Devleti kurmak için büyük bir ayaklanma başlatmışlardı. Rusya'nın en önemli sorunu özellikle Orta Asya'dan gelen göçmenlerdir. Bunların kimisi okumaya geliyor kimisi çalışmaya geliyor; ancak bunlar beraberlerinde kendi inançlarını, düşüncelerini de Rusya'ya getiriyorlar. Özellikle, Tacikistan-Kırgızistan hattı Orta Asya'da en zayıf ve en tehlikeli gidişata sahip olan hat. Bilhasa, Tacikistan'dan ve Kırgızistan'dan gelen göçmenlerin radikal gruplarla bağlantıları oluyor.

Tacikistan en zayıf hat

Tacikistan, IŞİD-Horasan'ın en önemli insan kaynağı ve militan deposudur. Farsça konuşan bu halk sanıldığının aksine Şii değil aksine halkın çoğunluğunu Sünniler oluşturmaktadır. Soğuk Savaş sona ermesinin hemen ardından İslami gruplar Tacikistan'da bir İslam devleti kurmak için harekete geçtiler ve ülkenin en kanlı iç savaşı 1997 yılına kadar yaşandı. 1997'de iç savaş durduruldu ya da donduruldu. İmam Ali Rahmanov hükümeti göreceli bir barış ve istikrar getirdi. Fakat geçtiğimiz günlerde İmam Ali Rahmanov, ülkesinde bayram tatillerini yasakladı, kılık kıyafet konusunda yeni düzenlemeler yaptı. Örneğin çarşaf yasaklandı, dini yaşama yönelik kısıtlamalar getirildi. Oysa Tacikistan ve Tacikistan halkı Orta Asya'nın en dindar ülkesi ve halkıdır. Dini inançlarının kısıtlanması onları daha da marjinal hale getirecektir. Dolayısıyla Tacikistan’ın ikinci bir Afganistan olmasına sadece bir adım kaldı. Bu nedenle İmam Ali Rahmanov siyasi hayatının en büyük kumarını oynadı. Hem Tacikistan'da hem de dünya genelinde Müslümanlar arasında İmam Ali Rahmanov yönetimine karşı bir tepki var.İmam Ali Rahmanov’un bu kadar sertlik yanlısı politika izlemesinde kuşkusuz mart ayında Moskova’da Tacikistan vatandaşlarının gerçekleştirdiği terör saldırıları yatmaktadır. Rusya'nın öteden beri gözü Tacikistan'dadır. Rusya'nın yurtdışındaki en büyük askeri üssü bugün Tacikistan'da bulunmaktadır. Bu askeri üste özel operasyon birliklerinin de bulunduğu iddia edilmektedir. Hülasa, Rusya, Tacikistan'daki gidişatı yakından takip etmektedir. Rusya’daki bir çok saldırı veya yeraltı suç örgütlenmesinde Taciklerin etkisi ve rolü büyüktür. Şimdi bunun yanında Çin sınırında bir de Kırgızistan meselesi var ki her iki ülkenin de aslında temel sorunu yoksulluğun, işsizliğin, yolsuzluğun yüksek olmasıdır. Bu nedenle, halkı besleyecek bir hükümetin, devletin bulunmamasından dolayı insanların radikal dini gruplara kaymaları daha kolay hale gelmektedir.

Şanghay İşbirliği Örgütü Astana Zirvesi

3-4 Temmuz tarihleri arasında Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Astana Zirvesi var. Putin Dağıstan saldırılarını gündeme getirecektir. Bilindiği üzere, ŞİÖ üç temel sütun üzerine kurulmuştur: terörizmle, ayrılıkçılıkla ve aşırıcılıkla mücadele. Bu nedenle ŞİÖ’nün terörle mücadele birimi bulunmaktadır . Özellikle, ŞİÖ’nin gözlemci üyesi olan ama bir süredir bu üyeliği askıya alınmış olan Afganistan’dan da temsilcilerin bu toplantıya katılması sağlanabilir ve Rusya’nın endişeleri bu arada Afgan heyetine iletilebilir. Gelen olmazsa Afganistan’ın gıyabında kararlar alınır. Bu noktada Rusya’nın NATO’su olarak adlandırılan Kolektif Güvenlik Antlaşma Örgütü de bu saldırılarla ilgili kararlar alacaktır. Sonuç olarak, küresel güçler Dağıstan saldırılarıyla şunları amaçlamış olabilir:
  1. Rusya'nın Ukrayna Savaşındaki performansını yavaşlatma ve zayıflatmak
  2. Rusya'nın ve Putin'in İslam dünyasıyla ve kendi ülkesindeki Müslümanlarla arasını bozmak
  3. Rusya'yı Afganistan'a sürüklemek
YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYIN