ABD yönetimi kısa süre önce '
Hong Kong Politika Yasası' başlıklı bir rapor yayınladı. Raporun içeriği eylemlerin ve açıklamaların çarpıtmasıyla dolu. Raporun içindekilerin yalan olması bir yana, 'ABD’nin başka bir ülkenin egemenliğinde olan bir bölge için böyle bir rapor yayınlama hakkını kendinde nasıl gördüğü ve buna nasıl cüret edebildiği' öncelikle sorulması gereken soru olarak ortada duruyor.
Çin makamları,
ABD'nin Hong Kong meselelerine ve Çin'in içişlerine ciddi bir şekilde müdahale ettiğini, bu durumun uluslararası hukuk ilkelerini ve uluslararası ilişkilerin temel normlarını ihlal ettiğini ve Çin'in buna kesinlikle karşı çıktığını defalarca açıkladı.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın söz konusu raporunda Çin’in Hong Kong Özel İdari Bölgesi yetkililerine vize kısıtlamaları getirileceği bile ifade edildi. Bu arada da Hong Kong Ulusal Güvenlik Yasası, Özel İdari Bölge’nin seçim sistemi ve Hong Kong Ulusal Güvenlik Düzenlemeleri itibarsızlaştırmaya ve karalanmaya çalışıldı.
Üç temel ilke
Çin’in Hong Kong Özel İdari Bölgesi’nin yönetiminde üç temel ilke bulunuyor:
'Bir ülke, iki sistem', Hong Kong’un Hong Konglular tarafından yönetilmesi ve yüksek derece özerklik. Başta ABD olmak üzere diğer ülkelerin de bu ilkeleri kapsamlı ve doğru bir şekilde anlaması, Çin'in egemenliğine saygı göstermesi, Hong Kong'daki hukukun üstünlüğüne saygı duyması ve doğal olarak Hong Kong'un işlerine herhangi bir şekilde müdahale etmemesi gerekiyor.
Batı basınında çıkan bazı haberlerde Çin’de Ulusal Güvenliği Koruma Yasası'nın yürürlüğe girmesiyle Hong Kong'un canlılığının bastırılacağı iddia ediliyor.
Ulusal Güvenliğin Korunması Yasa Tasarısı 19 Mart'ta Hong Kong Yasama Konseyi’nde kabul edildi. Bu yasanın Hong Kong'un uzun vadeli istikrarı ve refahı için 'koruyucu duvar'ı güçlendirdiği ve 'bir ülke, iki sistem'in geliştirilmesinde büyük bir kilometre taşı özelliği taşıdığı yaygın olan bir değerlendirme.
Yorumculara göre, ekonomik kalkınma uğruna güvenliğin ihmal edilmesi gizli riskler taşıyor. Güvenliğin temeli sağlam değilse kalkınmanın yapısı da sallantılı olacaktır. Çin'in özel bir idari bölgesi olan Hong Kong, 2019'da aşırı şiddet içeren gösterilere tanık oldu; bu gösteriler, ekonomik kalkınmayı engellemek bir yana, halkın temel ihtiyaçlarının bile garanti altına alınmasını zorlaştırdı.
Çin karşıtı güçlere geçit yok
Yasanın ulusal güvenliğin korunması ile hakların, özgürlüklerin ve ekonomik kalkınmanın korunması arasında denge kurulmasına yardımcı olması bekleniyor. Ayrıca Hong Kong'un, Guangdong-Hong Kong-Makao Büyük Körfez Bölgesi ile bütünleşmek için küresel bir lojistik ve finans merkezi olma statüsünü daha iyi kullanmasına olanak sağlayacak
Yasanın uygulanması normal ticari faaliyetleri, uluslararası değişimleri ve işbirliğini etkilemeyecek. Ancak Hong Kong'u hem bir mali cennet hem de Çin karşıtı aktivistler için bir köprübaşı olarak kullanan yabancı güçlerin faaliyetlerine devam etmesine artık izin vermeyecek.
Bu arada yasa, yabancı yatırımcıların Hong Kong'a yatırım yapma konusunda daha özgüvenli olmasını sağlayacak.
Tarihin ‘çöp sepetine’ gideceklerin taktiği
ABD, içte ve dışta zorluklar yaşadıkça başta Çin olmak üzere 'rakip' olarak gördüğü ülkelere karşı daha da pervasızlaşıyor.
Hedefinde Çin’in egemenliği ve gelişmesini engellemek olduğu için de benzer rapor ve haberler bazen Hong Kong, bazen Taiwan veya Xinjiang konusunda ortaya atılıyor.
Hegemonyacı emelleri olan, ancak hedeflerini gerçekleştirecek gücü veya alanı bulamayanların ve de tarihin “çöp sepetine” gidecek olanların taktiği bu olsa gerek.
YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYIN