Her gün Çin’in otomotiv devi markalarının Türkiye’ye yatırımlarıyla ilgili haberlerle güne başlıyoruz.
Çinli yetkililerin ilgili bakanlarla “nadir element” toplantıları, yeni teknoloji yatırımları ve istihdam imkânlarına dair uzman görüşleri gazetelerde ve televizyon ekranlarında yer alıyor.
Milli muharip uçağımız KAAN, Çin ordu gazetesinde geniş yer buluyor. Çin, KAAN’ı öve öve bitiremiyor. Ortaya çıkış hikâyesi ve 5. nesil özellikleri Çin kamuoyuna ilgiyle aktarılıyor.
Filistin Meselesinde Türkiye ve Çin Aynı Cephede
Gazze’de yaşanan soykırımda Çin, Türkiye ile aynı cephede yer alıyor.
Pekin yönetimi, El Fetih ve Hamas dahil 14 Filistinli siyasi parti arasında milli mutabakat hükümeti kurulması için anlaşma sağlıyor.
Bağımsız Filistin çağrılarını BM Güvenlik Konseyi’nde sesini yükselterek tekrarlıyor. Filistin için kalkınma projeleri gündemlerinde, hatta mali yardım garantisi bile veriliyor.
Hakan Fidan’ın Çin Ziyareti
Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, Çin Halk Cumhuriyeti’ni ziyaret ediyor.
Fidan, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin başkenti Urumçi’de Yanghang Camii ve Uluslararası Büyük Pazar’da halkla birlikte kameralara yansıyor.
Urumçi’de Vali Erkin Tuniyaz ile görüşüyor. Kaşgar’da Yusuf Has Hacib Türbesi ve İydgah Camii’ni de ziyaret ediyor.
Açıklamaları iki ülke işbirliğinin derinleşeceği bir döneme işaret ediyor.
Türkiye’nin BRICS Hamlesi
Kısa süre sonra Türkiye’nin BRICS’e üyelik başvurusu haberleri Rusya tarafından doğrulanıyor. Türkiye’nin tam bağımsızlığına yakışan bu dış politika adımları, Atlantik cephesinde rahatsızlık yaratıyor.
Atlantik neden rahatsız?
Bu soruyu sormak bile abesle iştigal olabilir. Ancak Atlantik cephesinin harekete geçmeden önce “hazımsızlık” açıklamaları iç cepheden de duyulmaya başlıyor.
Her şey normal görünebilir; Batı’nın Türkiye’nin bağımsız dış politika adımlarına karşı rahatsızlığı beklenen bir tepki. Fakat bu adımlara iktidar içerisinden de, cılız da olsa, çatlak sesler yükselmeye başladı.
Muhalefetten gelse anlaşılabilir, ancak hükümet içerisinden, eski bakanlardan Derya Yanık’tan gelen “hazımsız” bir açıklama dikkat çekici.
Yanık’ın Referansı Türk Dışişleri Değil
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Derya Yanık, Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde “sistematik insan hakları ihlalleri” yaptığını iddia etti. Yanık, “Uygurların yerinden edilmesi, cezalandırılmak amacıyla hapsedilmeleri, üreme ve seyahat haklarının ihlal edilmesi” gibi insan hakları ihlallerinin devam ettiğini söyledi.
İlginçtir ki Yanık ile birlikte ABD merkezli Uygur ayrılıkçısı sosyal medya hesapları ve Türkiye’deki bazı “muhafazakâr” sosyal medya hesapları, adeta aynı merkezden talimat almış gibi harekete geçti. Sayın Yanık, bir süre önce Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ni ziyaret eden Hakan Fidan’ın açıklamalarını değil, BM raporlarını referans alıyor.
Sayın Cumhurbaşkanımızın “Dünya beşten büyüktür” diyerek tepki gösterdiği BM’nin raporlarını. Türkiye’nin Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin milli çıkarlarına karşı hazırlanan raporlarına haklı olarak tepki gösterdiğimiz BM’yi. BM’nin kararlarını ayet kabul etmeyen bir hükümetin üyesi olan Derya Yanık, Dışişleri Bakanımızın açıklamaları yerine BM’yi referans alıyor.
Her dönemde böyle olmuştur. Ezberi “Atlantik” olan isimler, Türkiye kendi çıkarlarını Batı’nın çıkarlarının önüne koyduğunda ilk tepkilerini gösterirler. İktidar içerisinde de doğrudan hükümete tepki gösterme cesareti olmayanlar, dolaylı yoldan eleştirilerini dile getirirler.
Sayın Derya Yanık’ın tepkisi nasıl değerlendirilmeli?
Takdir sizin.