Taiwan sorunu, Çin-ABD ilişkilerinde merkezi öneme sahiptir. Dahası, Çin ile ABD’nin 50 yıl önceki normalleşmenin merkezinde de Taiwan vardır. Şöyle de söyleyebiliriz: Washington, Taiwan’ın bağımsızlığından vazgeçerek ve “tek Çin”i kabul ederek Beijing’le normalleşebilmişti. Çin-ABD ilişkilerinin dayandığı üç temel bildirinin özeti budur. Ama aynı zamanda geride kalan 50 yılın özellikle ikinci yarısı, ABD’nin “tek Çin” ilkesini kabul etmeyi sürdürmekle birlikte, Taiwan’da ayrılıkçılığı kışkırtmasının da tarihidir. ABD için Taiwan, gelişmekte olan Çin’e karşı kullanılacak bir karttır.

Üç parti-İki temel çizgi  

İşte bu nedenle 13 Ocak’ta yapılan seçimler önemliydi. Taiwan’ın liderliği için üç parti yarıştı: İktidardaki Demokratik İlerleme Partisi, ÇKP önünden kaçarak Taiwan’a sığınan ve ABD desteğiyle orada “Çin Cumhuriyeti” ilan eden Milliyetçi Kuomintang Partisi ve sonradan kurulan Halkçı Parti… Milliyetçi Kuomintang Parti, her ne kadar Taiwan’da ayrı bir ülke kurmaya kalkan parti olsa da, Demokratik İlerleme Partisine göre daha olumlu bir konumda ve sonraki yıllarda Çin’le daha iyi ilişkileri savunan bir çizgiye oturdu. Demokratik İlerleme Partisi, Amerikancı bir çizgide ve ABD’nin desteğiyle iktidarını koruyan, ayrılıkçılığı ve bağımsızlığı savunan bir parti. Son seçimde 8 milyon kişinin desteğiyle ve yüzde 57 oyla iktidar olmuştu.

İktidar yürütmede zayıfladı 

Seçime Demokratik İlerleme Partisi’nin karşısında Milliyetçi ve Halkçı partilerin ortak aday çıkarması gündemdeydi ama bu hedeflerini hayata geçiremediler ve ayrı ayrı girdiler. Sonuç da şöyle oldu: Demokratik İlerleme Partisi: 5,6 milyon oyla yüzde 40 Milliyetçi Kuomintang Parti: 4,7 milyon oyla yüzde 33,4 Halk Partisi: 3,7 milyon oyla yüzde 26,4

İktidar yasamada çoğunluğu kaybetti 

Görüldüğü üzere eğer hedefledikleri gibi Milliyetçi ve Halkçı Partiler ortak aya çıkarabilselerdi seçimi rahatça kazanabileceklerdi. Ama bu sonuçlara bakılırsa, ayrı ayrı girmeleri bile Demokratik İlerleme Partisi’nin rahat kazanmasına yetmedi! Hele de önceki seçimde 8 milyon ve yüzde 57 oy aldığı düşünülürse, iktidardaki partinin 5,6 milyon ve yüzde 40’la hayli gerilediği görülecektir.  Dahası, parlamentoya yansıya tablo, iktidarın yasama organında çoğunluğu kaybettiğini göstermektedir. 113 sandalyeli parlamentoda Milliyetçi Parti 52 sandalyeye, Demokratik İlerleme Partisi ise 51 sandalyeye sahip. 8 sandalye Halkçı Parti’nin, 2 sandalye de bağımsızların. Bu tablo ABD destekli ayrılıkçı Demokratik İlerleme Partisi’nin kazansa bile çok güç kaybederek kazanabildiğini göstermektedir.

4 sonuç 

Gelelim bu sayısal sonuçların siyasi analizine… 1) Demokratik İlerleme Partisi’nin ayrılıkçı çizgisinin artık Taiwan’daki ana akım çizgi olmadığını belirtebiliriz. 2) Taiwan’da Çin’le iyi ilişkiler kurulması eğiliminin güçlendiği görünüyor. 3)  Demokratik İlerleme Partisi, yüzde 40’ıyla Amerikancı çizgiyi önceki dönemdeki kadar rahat uygulayamayacaktır. 4) ABD elbette Taiwan sorununu kaşımayı bırakmak istemeyecektir. Ancak yüzde 40’la Washington’un elinin zayıfladığını rahatlıkla söyleyebiliriz. ABD Başkanı Biden’ın seçim sonuçları açıklandıktan hemen sonra yaptığı açıklamada “Taiwan’ın bağımsızlığını desteklemiyoruz” demesi önemle not edilmelidir. ABD’nin seçimden sonra adaya resmi olmayan düşük profilli bir heyet göndermesi de yeni dönemin nasıl şekilleneceğine işaret etmektedir. Sonuç olarak Taiwan’da ayrılıkçılık güç kaybetti ve Çin’in parçası olarak Taiwan’ın günün sonunda anakarayla birleşmesi kaçınılmazdır. Mehmet Ali Güller