Kısa zaman önce gerçekleşen ASEAN Zirvesi bütün dünyanın ilgisini çekti. 10 üye ülke dışında, Çin, Japonya, Kore, Hindistan, Yeni Zelanda, Rusya ve ABD liderleri veya temsilcilerinin katılımı, tarafların zirvedeki gelişmeler ve sonuçları yakından takip etmelerine neden oldu.
Batı ve doğunun bir arada bulunduğu çok taraflı toplantılarda, kulağa hoş olmayan, hatta husumetli seslerin gelmesi muhtemeldir.
Ancak iş birliği veya çatışma, dayanışma ya da kışkırtma konusunda, ASEAN’ın seçeneği bütün taraflara düşündürücü geliyor.
Zirve düzenlenmeden önce ABD ve Japonya, sözde “NATO’nun Asya versiyonu” hakkında kışkırtmalar yapıyor ve gruplaşma ve jeografik çatışma hakkındaki düşüncelerini yaymaya çalışıyordu.
ASEAN ülkeleri bunu kabul etmedi. Malezya Dışişleri Bakanı direkt olarak “Bizim Asya’da NATO’ya ihtiyacımız yok” dedi. Endonezya medyasının önde gelen gazetesi Jakarta Post ise bir makale yayımlayarak NATO’nun Asya versiyonunu reddetti.
ABD ve Japonya’nın kurmak istediği Asya versiyonu NATO’nun kime karşı olduğunu hepimiz biliyoruz. Soğuk Savaş’ın ürünü olan NATO, gruplar arasında çatışma ve askeri caydırıcılık şeklindeki eski yolu simgeliyor ve net bir şekilde ülkelerin özellikle ASEAN ülkelerinin barış ve kalkınma taleplerine karşılık veremiyor.
Onlar belki çoktan unutmuş olabilir ki, 70 sene önce güneydoğu Asya toprağında düzenlenen Bandung Barış Konferansı’nda Asya ve Afrika ülkeleri egemenlik, bağımsızlık, eşitlik, karşılıklı yarar, barış içinde bir arada yaşama şeklinde adil sesler çıkarmış ve Bağlantısızlar Hareketi gelenekleri ASEAN ülkelerinin dış politikalarında köklenmişti.
ASEAN’ın içinde gruplaşma hareketleri kesinlikle geçersizdir. Barış içinde yaşama ve işbirliği ile ortak kazanç ilkesini öteden beri kararlılıkla izleyen Çin, çok taraflı işbirliği içerisinde ASEAN ile kapsamlı ve stratejik ortak ortaklık ilişkisini güçlendirmeye çalışıyor.
Tam bu zirve sırasında, Çin ve ASEAN arasındaki serbest ticaret bölgesi müzakerelerinin 3.0 versiyonunun somut bir şekilde tamamladığını ilan ederek, dijital ekonomi, yeşil ekonomi, tedarik zinciri bağlantısı, standart teknoloji ve hukuk, sağlık ve botanik sağlık tedbirleri, gümrük prosedürleri ve ticaret kolaylaştırıcılık, rekabet ve tüketiciyi koruma, KOBİ ve ekonomik teknoloji gibi yeni alanlarda mihenk taşı niteliğini taşıyan iş birliğine ulaştığı ve iki tarafın serbest ticaret bölgesini yükseltmesi için önemli ve somut adımlar atıldığı belirtildi.
Çin ortak mı, yoksa rakip mi?
ASEAN ülkelerinin doğrudan bir algısı var. Tam Malezya Başbakanı’nın net bir şekilde ifade ettiği gibi, tarihten beri Çin diğer ülkeleri istila etmedi veya başka ülkelerde sömürge kurmadı.
Ancak batılı güçlerin güneydoğu Asya’da uzun zamandır sömürgesi var. Şimdi sözde “Çin tehditleri” diye kışkırtmalar yapanlar, Çin’i sadece güçlü bir ülke olarak görüyor. Fakat güneydoğu Asyalı internet kullanıcıları sosyal medyada açık bir şekilde şunları paylaşıyor: Eski zamanlarda, en güçlü olduğu dönemde bile Çin, denizaşırı filosunu sadece dostane etkileşim ve ticaret için gönderiyordu ve hiçbir yabancı toprağı istila etmemişti. Böyle bir Çin batı’nın ifade ettiği canavar olamaz.
Soğuk savaş döneminden kalma olan NATO’nun şimdiye kadar hala bulunabilmesinin nedeni, ortak bir yabancı tehdidin oluşturulması ve güvenlik tehditlerini kışkırtarak kendi mevcudiyetini sürdürmesidir.
Ama barışın değerli olduğu ve “barışçıl ve farklı” bir yaklaşım izleyen Asya’da böyle bir güvenlik tehdidi yok. Geçtiğimiz 15 yıl içinde Çin hep ASEAN’ın en büyük ticaret ortağı oldu ve geçen 4 yılda ASEAN da Çin’in en büyük ticaret ortağıdır. İki tarafın ekonomik ve ticari işbirliğinin düzeyi yükseliyor. Karşılıklı yarar ve çifte kazançlı durum, iki tarafın karşılıklı güveninin derinleşmesine neden oluyor.
ASEAN halkları, Çin’i güvenilir dost ve partner olarak görüyor. Çünkü Çin hep barış içinde bir arada bulunma ilkelerinde ısrar ediyor, ASEAN’ın entegrasyonuna destek veriyor ve onların uluslararası meselelerde daha büyük roller oynamasına destek oluyor. Kuşak Yol’un ilan edilişi ile birlikte iki tarafın her alandaki iş birliği gitgide artıyor ve bir dizi simge projeler tamamladı, yerel halklar için çok fazla yeni istihdam yarattı.
ASEAN’ın sözde “Asya versiyonu NATO”ya karşı kararlı tavrı, bazı güçlerinin kendi sorunlarını tekrar düşünmesine neden olmasını ümit ediyoruz. Barış ve kalkınma, çağın ana temasıdır ve halkların isteğidir. Hiç kimse çatışma ve savaşı istemez ve hiç kimse küreselleşmenin bu kadar geliştiği günümüzde birbirinden kopmak istemez. İş birliği ve ortak kazancı bekliyoruz, husumet ve çatışmaya karşı çıkıyoruz.
Eski çürümüş zihniyetin mutlaka terk edilmesi gerekiyor.