ABD, Rusya’nın “Arktik LNG 2” projesine yaptırım uygulama kararı aldı. Çünkü proje tamamlandığında, ABD sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) avantajını kaybetmiş olacak. Rusya halihazırda LNG pazarının yüzde 8’ine sahipken, bu projeyle payı yüzde 20’ye çıkmış olacak. Rusya ABD’nin projeyi hedef almasına tepki gösterdi. Bir diğer tepki gösteren ülke de Çin. Zira ABD’nin hamlesi, Çin’i de hedef alıyor; daha doğrusu Rusya-Çin enerji işbirliğini hedef alıyor. Çünkü Arktik LNG 2’ye Çin de ortak. Hatta Japonya ve Fransa da… Şöyle ki projenin yüzde 60’ı Rus Novatek’in. Çin’in devlet petrol şirketi CNOOC ile CNPC ise yüzde 10’ar paya sahip. Ayrıca Fransız Total Energies ile Japon Mitsui ve COGMEC konsorsiyumu da yüzde 10’ar paya sahip. Arktik Okyanusu'nun önemi ABD açısından Arktik Okyanusu, geleceğin en büyük mücadele alanı. Nitekim ABD’nin İsveç ve Finlandiya’yı NATO üyesi yapmak istemesinin nedenlerinden biri de Arktik Okyanusu’dur. Çünkü buzulların erimesiyle bu okyanus üç açıdan önem kazanıyor: 1) Yeni petrol ve doğalgaz rezerv alanlarının ortaya çıkması. 2) Yeni maden (altın, gümüş, demir, bakır, uranyum, çinko, elmas, kurşun ve nikel) rezervleri potansiyeli. 3) Batı Avrupa ile Çin-Japonya-Kore bölgesi arasındaki deniz yolunun, eski rota (güneyden) yerine, daha kısa olması nedeniyle yeni rotayla (kuzeyden) yapılacak olması. 8 ülke ile Arktik Konseyi Arktik’teki bu güç mücadelesini daha iyi anlamak için çok kısaca bölgeye değinelim: Arktik bölgesinin yasal sınırları henüz tam olarak belli değil. Şimdilik 66. Kuzey Paraleli ile Kuzey Kutup Noktası arasındaki 27 milyon kilometrekarelik alan Arktik bölge kabul ediliyor. Bunun 9 milyon kilometrekaresi kara bölgedir (ABD’den 2, Avrupa’dan 3.5 kat daha büyüktür.) Arktik Okyanusu’na kıyısı olan ülkeler Arktik beşlisi olarak adlandırılan Rusya, ABD, Norveç, Danimarka ve Kanada’dır. Okyanusa kıyıları olmamasına rağmen Arktik Dairesi’nde yer alan ülkeler ise İzlanda, İsveç ve Finlandiya’dır. Kıyıda yer alan beş ve dairede yer alan üç ülke, Arktik sekizlisi olarak bir araya geldi ve Kanada’nın girişimiyle 1996’da Arktik Konseyi’ni oluşturdu. Çin Halk Cumhuriyeti, 2013 yılında Arktik Konseyi’nde gözlemci oldu. Arktik'te en büyük alan Rusya'nın Hukuki bir düzenleme olmaması nedeniyle, Arktik Konseyi üyeleri arasındaki sorunlar gün geçtikçe artmaktadır. Çünkü bölgeye dair tek düzenleme, 1982 tarihli Deniz Hukuku Sözleşmesine dayanan düzenlemedir. Ancak orada da şu sıkıntı var: Arktik beşlisinin dört üyesi Deniz Hukuku Sözleşmesini imzaladı ancak ABD imzalamadı. Mevcut durumda Arktik Okyanusu’na en fazla kıyısı olan ülke Rusya’dır; Arktik Okyanusu kıyılarının yüzde 53’ünde Rus egemenlik alanı vardır. Ukrayna savaşıyla birlikte Arktik Okyanusu NATO ile Rusya’nın karşılıklı tatbikatlarına sahne olmaya başladı. Rezervler ve Kuzey rotası Şu ana kadar yapılan rezerv çalışmalarına göre petrol ABD, Kanada ve Danimarka bölgesinde; doğalgaz ise Rusya bölgesinde fazladır. Rota meselesine gelecek olursak… Batı Avrupa ile dünyanın en fazla ticaret yapan ülkesi olan Çin arasındaki geleneksel deniz ulaşımı rotası, güney rotasıdır; bu rota Güney Çin Denizi, Malaka Bağazı, Hint Okyanusu, Kızıldeniz, Süveyş, Akdeniz ve Atlantik’i izlemektedir. Arktik Okyanusu’ndaki buzulların erimesiyle ise ortaya yeni bir rota, kuzey rotası çıkmış oldu. Bu rota, güney rotasına göre daha kısa. Haliyle bu hem zamandan hem de yakıttan tasarruf demek. (Bu rotayı ilk kez Danimarka şirketi Maerks kullandı ve zamandan ve yakıttan yüzde 40 tasarruf etti.) Kuzey rotası, büyük oranda Rusya’ya ait bölgeden geçiyor ancak ABD, bu bölgenin iç suyu değil, uluslararası su yolu olmasını savunuyor. Bu da haliyle ABD ile Rusya arasında şimdiden çok önemli bir soruna dönmüş durumda. ABD iki koldan uğraşıyor İşte tüm bu sebeplerle ABD Arktik Okyanusu’nda alan kazanmaya çalışıyor. ABD, iki şekilde Arktik’teki sınırlarını genişletmeye çalışıyor: Birincisi doğrudan satın almalara yönelerek, ikincisi de NATO’yu bu bölgede genişleterek. İşte, 2019’da ABD başkanı Donald Turmp’ın Danimarka’dan Grönland’ı satın almaya ve İsveç-Finlandiya üzerinden NATO’yu genişletmeye çalışması bu nedenledir. (Danimarka teklifi reddetti.)