Ne mutlu bize ki 2024 yılı bitmeden güney komşumuz Suriye’ye “demokrasi” geldiğini gördük. Bazılarınızın şimdi ağzı yüzü ekşiyor olabilir. “Ne demokrasisi” diyenlerinizi duyar gibiyim. Ama öyle olmasa “demokrasinin beşiği” sayılan koca koca ülkeler Almanya, Fransa, İngiltere, ABD koşarak hazretleri Colani’nin önünde tek sıra olup tebriklerini iletmezdi sanırım. Bugün yani 3 Ocak Cuma günü Alman ve Fransız Dışişleri Bakanları da soluğu Şam’da aldı. Yanına gelip kendisiyle konuşmak isteyen kız çocuğuna baş örtüsü takması için uyarıda bulunan Colani, eski jimnastikçi Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock’u sporcu kıyafetleri ile görse ne derdi acaba?
Neyse konumuz bu değil. Colani ile görüşen bir başka etkili ve yetkili kişi ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Barbara Leaf. Barbara Leaf ABD için demokrasi kavramı ne demek sorusunun yürüyen yanıtı olsa gerek. Leaf uzun yıllar boyunca Irak’ta görev yaptı. Milyonlarca Iraklıyı Saddam “diktatörlüğünden” kurtarıp Irak’a “demokrasi” getiren ekibin en önemli figürlerinden. Malum Irak’a demokrasi getirmek için milyonlarca Iraklıyı öldürüp bir o kadarını sakat bırakıp tecavüz etmiş olmaları durumu değiştirmez. Şimdi aynı demokrasi çabalarını hiç kuşku yok ki Suriye sahasında da gösterecektir. İşin bir başka ilginç yanı ise ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Barbara Leaf ile Colani’nin yollarının uzun yıllar öncesinde Irak’ta kesişmiş olması. Barbara Leaf demokrasiyi “tam yerleştirmek” için Irak’ta çalışırken, Müslüman Colani de yine Müslüman olan Şiileri katletmekle meşguldü. Yine ilginçtir ki bir sihirli el Irak hapishanelerinde birbiriyle tanışmış Bağdadi, Colani ve nice terörist grubun liderini hep beraber salıvermişti. Özgürlüğüne kavuşan Colani, Irak’ı bırakıp Suriye’ye geçerek “cihad savaşına” burada devam etme kararı aldı. Hikayenin sonu malum. Önce yanındaki ve anlaşamadığı cihatçıları tasfiye etti. Liderliğini pekiştirdi. Batı ülkelerinin tam desteğini aldı. İdlib’de kendi hükümetini kurdu. Zamanı geldiğinde malumunuz üzere bir avuç teröristle bir otoyol güzergahı boyunca yol alıp zaten ruhunu teslim etmiş olan Şam’ı ele geçirdi. Arkasında kimler olduğunu hepimiz biliyoruz. Zaten arkasında olanlar da kendilerini gizlemek gibi bir çaba içinde değiller. Ancak asıl ortada pek gözükmeyen ve oyun kuran diğer aktörlere dikkat çekmek gerekiyor. Adresleri Arap yarımadası. El-Kaide veya yeni adıyla HTŞ ve benzer tüm selefi örgütlerin arkasında BAE ve Suudlar olduğu herkesin malumu. Ortadoğu’da yeni bir oyun kuruluyor. HTŞ’nin Dışişleri bakanının ilk resmi ziyaretini Suudi Arabistan’a yapması başrol oyuncuları açısından önemli bir ipucu verse de bu oyunda kim yönetmen, kim aktör, kim figüran izleyip göreceğiz.
Bu arada malum medyamız yine kötü bir sınav veriyor. Günlerdir Sednaya hapishanesi hikayesi anlatanlara HTŞ’nin yönettiği İdlib cezaevi hikayelerini de dinlemeyi tavsiye edelim. CNN bu konularda zaten sabıkalı. Sednaya’da CNN’in yalan olduğu kendisi tarafından kabul edilen haberleri ve rivayetler dışında somut bir şey göremiyoruz. Batının yalan makinası için Suriye’den haber servis eden malum insan hakları örgütleri bile Esad yönetimi düştükten sonra Sednaya ile ilgili yeni bir veri olmadığını ilan etti. Yani yer altı zindanları, demir kazıklarla kurulu ölüm odaları vs. onlarca haberin koca bir yalan olduğu ortaya çıktı. Bu tabi ki Sednaya’da işkence olmadığı anlamına gelmez . Bunu bilmiyoruz. Aynı zamanda hiç kimse de Esad’ın sütten çıkmış ak kaşık olduğunu söylemiyor. Ancak Esad’ın yerine El Kaide terör örgütünün liderini bize demokrat diye yutturmaya çalışan Nagihanlar, Aydıntaşbaş’lar familyası ekranlardaki yerini geri aldı. Dünyanın dört bir yanında gelmiş, “cihatçı” sosuna bulandırılmış, motivasyonları kafa kesip adam öldürmek ve ganimet toplamak olan psikopat sürüsünü bize devrimci diye anlatıyorlar. Hiç yüzleri kızarmadan. 15 Temmuz ABD destekli FETÖ darbe girişimiyle Türkiye’de silikleşen ABD aydınları belli ki son Suriye hamlesiyle güç kazanacaklar. Manipülasyonlar ve yalanlarla tekrar dengemizi bozmaya çalışacaklar. Bu familyayı gördükçe aklıma gelen bir Turgut Uyar şiiri ile bitirelim.
…
Sizin alınız al inandım
Morunuz mor inandım
Ben tam kendime göre
Ben tam dünyaya göre
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız