Gazze’de saldırılar hız kesmeden devam ederken, Ortadoğu’da bölgesel bir savaşın çıkma ihtimalinin gölgesinde Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ın daveti üzerine 26 Ekimde ABD’yi ziyaret etti. Aslında bu ziyaret ABD Dışişleri Bakanı , Blinken'ın bu yıl haziran ayında Çin'e yaptığı ziyaretin karşılığı niteliğindeydi. 2022 yazında Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelusi’nin tüm uyarılara rağmen Çin’i ziyaret etmesi ve kendisinden sonra birçok Kongre üyesi ve eyalet valisinin Taiwan’ı ziyaret etmeye devam etmesi Çin ile ABD arasındaki ilişkileri bir savaşın eşiğine kadar getirmiştir Zira Nancy Pelusi’nin Taiwan’ı ziyaret eden görevdeki en üst Amerikan yetkilisi olması ve kendisinden sonra da görevde bulunan yetkililerin bu ziyaretleri sürdürmesi ABD’nin Taiwan’ı bir devlet olarak muhatap aldığı izleniminin doğmasına neden olmuştur. Çin’in çok sert tepki gösterdiği bu ziyaretler iki ülke arasındaki diyaloğun da ortada kalkmasına neden olmuştur. Daha sonra, 2023 yılının ilk günlerinde ABD ile Çin arasında bir balon krizi patlak vermiş ve iki ülke arasında ilişkiler daha da gerginleşmiştir. Biden yönetimi bu krizi çözebilmek adına G20 Hindistan zirvesinde Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile bir mini zirve  düzenleme arayışına girmiş ancak Xi Jinping’in G20 zirvesine katılmaması nedeniyle Biden’ın bu yüz yüze görüşme isteği de suya düşmüştü. Her şeye rağmen, Dışişleri Bakanı Blinken, Hazine Bakanı Janet Yellen ve Ticaret Bakanı Gina Raimondo da dahil olmak üzere son altı ay içinde ABD'nin kabine düzeyinde Beijing'e ilişkileri onarma adına yaptıkları ziyaretler de unutulmamalıdır. Tüm bu gelişmelerin ardından ABD Başkanı Biden, bu ay San Francisco şehrinde düzenlenecek  APEC zirvesi için Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’i davet ederek bir kez daha yüz yüze bir zirve düzenleme arayışına girdi. Bu bağlamda, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Washington’a davet edildi.  Blinken ile bir araya gelen  Wang Yi: “Çin ve ABD iki büyük ülkedir. Anlaşmazlıklarımız var; farklılıklarımız var. Aynı zamanda önemli ortak çıkarları da paylaşıyoruz ve birlikte yanıt vermemiz gereken zorluklarla karşı karşıyayız” diyerek iki ülke arasında diyaloğun daha da derinleştirilmesi gerektiğine işaret etti. Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, aynı zamanda Ulusal Güvenlik danışmanı Sullivan ile görüştü. Görüşmelerde Güney ve Doğu Çin denizi sorunu, Taiwan, insan hakları, Çin’de gözaltına alınan Amerikalıların durumu ve Ortadoğu’da yaşananlar gündeme geldi. Wang Yi, bu görüşmelerin ardından  ABD Başkanı Biden tarafından kabul edildi. Bir Çin Dışişleri Bakanının 2018'den bu yana Washington'a yaptığı bu ilk ziyarette, Wang Yi, Biden ile bir saat görüştü ve Beyaz Saray'ın derin ilişkilere sahip iki jeopolitik rakip arasındaki iletişim hatlarını açık tutmak için "iyi bir fırsat" olarak tanımladığı görüşmeyi gerçekleştirdi. Görüşmede malum olduğu üzere iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi ve ABD ve Çin'in küresel zorlukların üstesinden gelmek için birlikte çalışması gerektiğinin altı çizildi. Ayrıca, Biden, Çin eski Başbakan Li Keqiang'ın  hayatını kaybetmesi nedeniyle Wang Yi’ye taziyelerini iletti. Wang Yi’nin ABD ziyareti esasında Xi Jinping’in bu ay ABD’yi ziyaret etme olasılığına karşı bir ön hazırlık görüşmesi üzerine odaklanmıştı. Bu sebeple, Wang Yi ile Blinken arasında  Xi Jinping’in olası ABD ziyaretinin de ön hazırlıkları görüşüldü; ancak Xi Jinping’in bu ay ABD’de yapılacak APEC toplantısına katılıp katılmayacağı belli değil. Her ne kadar Beijing’den zirveye katılacağı yönünde olumlu mesajlar gelse de bilindiği üzere son dönemde Xi Jinping uluslararası toplantılara son anda katılmaktan vazgeçebiliyor.  Şu ihtimal de göz ardı edilmiyor: Xi Jinping, APEC zirvesine katılabilir ama Biden ile özel bir görüşme gerçekleştirmeyebilir! İşin doğrusunu zirve gününde göreceğiz. Sonuç olarak, Ortadoğu’da İsrail ile Hamas arasında yaşanan ve bölgesel bir savaşa dönüşme riski taşıyan çatışmada ABD’nin  tüm askeri kapasitesiyle İsrail’in yanında durması ve özellikle İran’a gözdağı vermesi ve teyakkuzda olması, Ukrayna savasının yanında bir de Ortadoğu’da çatışma ortamının doğması, ABD’nin de yeniden politikalarını gözden geçirmesine neden olmuştur. Bu bağlamda, ABD, “iki tehdit” arasından bir tercihe zorlanmış ve bu noktada savaş durumunda olmadığı Çin  ile ilişkileri normalleştirme arayışına girmiştir. Böylece, Washington için cephelerden birisini kapatma imkânı doğmuştur. ABD’nin Çin’e kıyasla Rusya ile uzlaşması şu an için mümkün değildir. Zira Rusya ile arasına Ukrayna yüzünden kan girmiştir.