Birleşmiş Milletler (BM), 8 Aralık 2017 tarihinde aldığı kararla, 16 Mayıs’ı Uluslararası Barış İçinde Birlikte Yaşama Günü olarak kabul etmişti. 365 gün içinde neden mi 16 Mayıs? Çünkü 16 Mayıs 1954’te, Çin halk Cumhuriyeti Başbakanı Zhou Enlai, ünlü “Barış İçinde Bir Arada Yaşamanın Beş İlkesi”ni açıklamıştı.  Barışçı bir uluslararası düzenin ilkelerinin ilan edildiği gün, yani 16 Mayıs, elbette Uluslararası Barış İçinde Birlikte Yaşama Günü’ne en yakışan gündür.

Çin önerdi, Bağlantısızlar Hareketi sahiplendi

Zhou Enlai’nin dünyaya duyurduğu beş ilke şunlardı: - Egemenliğe ve toprak bütünlüğüne karşılıklı saygı. - Saldırmazlık. - Birbirlerinin iç işlerine karışmama. - Eşitlik ve karşılıklı yarar. - Barış içinde birarada yaşama. Bu ilkeler bir yıl sonra, 18-24 Nisan 1955’te Endonezya’nın Bandung kentinde toplanan Bağlantısızlar Hareketi’nin de prensipleri haline geldi. Soğuk Savaş’a karşı dünya barışını savunan ve beş ilkeye uyulması halinde barış içinde bir arada yaşanabileceğini savunan Çin, Hindistan, Endonezya, Mısır ve Yugoslavya başta onlarca ülke, Soğuk Savaş dünyasına karşı alternatif bir dünya oluşturmaya çalıştı: Nispeten başarılı oldu ve etkisini günümüze kadar sürdürdü.

ABD, atom bombası atarak barışı önledi

1. Dünya Savaşı’nın sona ermekte oluşu, fiilen dünyayı barışa götürecek koşulların da gelmekte olduğunun habercisiydi. Ancak ABD daha savaşın sonunda Japonya’ya attığı atom bombasıyla barışı önleyen ülke oldu. Bombayı Japonya’ya atmıştı ama mesajı SSCB’ydi. Böylece 45 yıl sürecek Soğuk Savaş başladı. Ancak Soğuk Savaş, yeni bir savaş potansiyeli de taşıyordu. Nitekim iki süper gücü karşı karşıya getiren bazı krizler de oldu. İşte Bağlantısızlar Hareketi’nin Barış İçinde Bir Arada Yaşama ilkeleri bu nedenle dünya için kritik önemdeydi. Nitekim Bağlantısızlar Hareketi iki süper gücü nispeten dengelemeye de çalışmış oldu.

Yugoslavya’ya saldıran ABD barışı bozdu

SSCB’nin dağılması, dünyanın bir kesiminde yeniden barış umudu doğurdu. Varşova Paktı dağıldığına göre NATO da dağılacak, askeri paktların olmadığı dünya daha güvenli olacaktı! Bu elbette mümkün değildi, çünkü emperyalist ABD tersine dünyayı sömürebilmek için daha iyi şartlara kavuştuğunu düşünüyordu. Böylece ABD bir kez daha barışı bozmaya yöneldi. Yugoslavya'yı parçalayarak Avrupa’nın güvenlik mimarisini kendi çıkarlarına göre inşaya soyundu, NATO’yu Doğu Avrupa’da genişleterek Rusya’yı geriletmeye çalıştı, ardından Afganistan’ı ve Irak’ı işgal etti, sonrasında da Libya ve Suriye’ye saldırdı. ABD tüm bu yıllar içinde Ortadoğu’daki ileri karakolu olan İsrail’i kollayarak, Filistin’deki savaşın da sponsorluğunu yapmış oldu. Ve elbette yine tüm bu yıllar içinde askeri darbelerle, renkli devrimlerle/darbelerle, siyasi cinayetlerle pek çok ülkenin rejimini hedef aldı.

Çin’den Ukrayna-Rusya ve İsrail-Filistin sorunlarına çözüm önerileri

Bugün hem Ukrayna’da hem de Ortadoğu’da yaşanan savaşların fiili tarafı durumundaki ABD, Çin’i “baş rakip”, Rusya’yı “yakın tehdit” ilan ederek ve ticaret savaşlarından özel askeri operasyonlara uzanan bir dizi hamle yaparak, dünya barışını hedef almaktadır. İşte bu koşullarda Barış İçinde Bir Arada Yaşamanın Beş İlkesi dünya halkları için dünden daha önemli hale gelmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti’nin mevcut yönetimi, Zhou Enlai’nin açıkladığı temel ilkeleri zemin kabul ederek, bugün ABD’nin tarafı olduğu savaşlara karşı barışı inşa etmeye çalışıyor. O temel prensiplere ek olarak son yıllarda açıkladığı Küresel Kalkınma Girişimi, Küresel Güvenlik Girişimi ve Küresel Medeniyet Girişimi ile barışı arıyor. Çin’in Mart 2023’te Suudi Arabistan ile İran barışına arabuluculuk yapması, hem barış masası kurabilme yeteneğini ortaya koymuş hem de dünyanın önüne başarılı bir örnek getirmiştir. Bugün Çin iki cephede birden barışı zorlamaktadır; hem Ukrayna-Rusya savaşı için hem de tarihsel İsrail-Filistin sorununa çözüm için ortaya koyduğu temel ilkelerin kökleri, 70 yıl önce açıklanan Barış İçinde Bir Arada Yaşamanın ilkelerindedir. 16 Mayıs Uluslararası Barış İçinde Birlikte Yaşama Günümüz kutlu olsun, 16 Mayıs ruhu barışı zorlasın… Mehmet Ali Güller  YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYIN