Kübra Karasu - Aslı Ağırdil
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Afrika kökenli mpox virüsü nedeniyle küresel halk sağlığı acil durumu ilan etti. Virüs, Afrika dışındaki ilk vakasını İsveç'te gösterdi ve WHO, Avrupa'da vakaların artmasını bekliyor. Bu gelişme, halk arasında endişelere yol açtı.
Türkiye'de Sağlık Bakanlığı ise hastalıkla ilgili herhangi bir vakanın bulunmadığını ve ek önlemlere gerek olmadığını açıkladı. Türkiye'de görülüp görülmediği merak edilen maymun çiçeği virüsü ile ilgili merak edilenleri İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Selim Badur, CGTN Türk'e değerlendirdi.
"Kimin hasta olduğunu hemen anlayabilirsiniz"
Selim Badur Dünya Sağlık Örgütü'nün acil durum ilanını şöyle değerlendirdi:
"Dünya Sağlık Örgütü'nün verdiği acil durum alarmı, ülkelerin dikkatini çekmek ve gerekli önlemleri almalarını sağlamak amacıyla verilmiştir. Sınırların kapatılması, yasaklamalar, kısıtlamalar ve sokağa çıkma yasakları gibi önlemler alınması beklenmemektedir. Bu tür virüslerde yeni varyantların çıkması söz konusu olmayacaktır. Hastalık oldukça tipik bir seyir izler ve kimin hasta, kimin hasta olmadığını hemen anlayabilirsiniz. Özellikle ciltte, ellerde, avuçlarda ve ayaklarda görülen döküntüler çok tipiktir. Bu tür belirtiler gösteren bir kişiye yaklaşmadığınız ve onunla yakın temasa girmediğiniz sürece, özellikle cilt teması gerektirmediği sürece, hızlı yayılması söz konusu olmayacaktır. COVID-19'da hastalık belirtisi göstermeyen kişiler virüsü alıp yayabiliyordu; bu oldukça tehlikeli bir durumdu. Ancak bu virüste öyle bir durum söz konusu değildir. Yalnızca tipik hastalık belirtilerini gösteren kişiler virüsü bulaştırabilir. Bu nedenle, küresel boyutta sağlığı tehdit eden bir salgının söz konusu olmadığını söyleyebiliriz.
"Toplu taşıma araçlarında bulaş imkansız değildir"
Toplu taşıma araçları çok ciddi bir bulaş yolu değil diyen Badur şunları kaydetti:
Korunmak için, bulaş yollarını bildiğimiz için bu tür hastalarla, bu tür belirtileri gösteren insanlarla yakın temasa girilmemeli. Ortak eşyaların kullanılmaması ve hastaların kullandığı eşyalarla temas edilmemesi önemli. Toplu taşıma araçlarında bulaş imkansız değildir, ancak çok ciddi bir bulaş yolu değil. Zaten toplu taşıma aracında sağa sola değerek maymun çiçeği hastasının dolaşması istenen bir durum da değil."
"LGTB'li bireylerin hastalığı gibi lanse ediliyor"
Badur, virüsün solunum yoluyla bulaşı nadirdir diyerek şöyle devam etti:
Virüs, hastanın salgılarıyla solunum yoluyla çok ender de olsa bulaşabilir. Asıl bulaş, derideki gözle görülmeyen çatlaklardan hastaların vücutlarıyla veya derileriyle temas sonucunda gerçekleşir. Bu nedenle, cinsel yoluyla bulaşan hastalıklar arasında sayılabilir mi diye bir soru akla gelebilir. Yoğun ya da sık korumasız cinsel ilişkiye girenlerde hastalık görülüyor, ama buna dikkat etmek lazım. AIDS'te biz bunu gördük. Seksenli yılların başında AIDS ortaya çıktığında bunun bir eşcinsel hastalığı gibi lanse edildi. Sonra hiç ilişkisi olmadığı anlaşıldı. Sadece o kesime, yani böyle bir cinsel tercihi olanlara ait bir hastalık olmadığı anlaşıldı. Burada da aynı şeyi yaşanabilir; çünkü çeşitli yerlerde LGBT bireylerin hastalığı gibi lanse ediliyor ki bu doğru bir şey değil. O tamamen davranış biçimlerinin ve korunmaya dikkat edilmemesinin sonucudur. O kesimde daha sık görülebilir, ama bunun dışında herhangi bir şekilde bunu LGBT hastalığı diye tanımlamak çok yanlış olur.
"2024 virüsünün ölüm riski biraz daha yüksek olabilir"
Sağlık yetkililerinden gelen açıklamaları komik bulan Badur şunları söyledi:
Yeni yayılan 2024 virüsünün ölüm riski biraz daha yüksek olabilir. Türkiye genelinde Afrika'dan hem sığınmacıları hem de göçmenleri ağırlıyoruz. Ayrıca, Afrika ile turistik ve ticari açıdan sıkı bir ilişkimiz var. Hem o ülkelerin vatandaşları hem de ülkemiz vatandaşları bu ülkelerle gidip geliyorlar. Bu, teorik olarak hastalığı taşıma riskini artırabilir; ancak daha önce belirttiğim gibi, çok kolay bir bulaş söz konusu değildir. Türkiye'de maymun çiçeği hastalığı bildirilmemiştir ve bildirmek için önlem almaya gerek yoktur. Sağlık yetkilileri birkaç gün önce böyle bir açıklama yaptılar. Çok komik bir açıklamaydı. Önlemler genellikle olgular ortaya çıkmadan önce alınır; olgular ortaya çıktıktan sonra alınan önlemlerin etkisi sınırlı olabilir. Bu nedenle, 3-4 vaka olup olmadığı şeklindeki tartışmaların önemini gerçekten anlamakta zorlanıyorum. Bulaşıcı hastalıklar dil, din, ırk, etnik grup ve sınır tanımazlar. Virüs, insan ve ülke ilişkilerinin bu kadar yoğun olduğu 21. yüzyılda çok rahat bir şekilde yayılabilir.
"Dünyanın sonunu mu getirir?"
Badur son olarak şöyle konuştu:
4 tane vaka var mı? Birisi var diyor, öteki onaylanmadı diyor. Diğeri ise hayır diyor. Bunlar yalan diyor ve bu haberler bana oldukça komik geliyor. Çünkü bu bilgilerin ne kadar önemli olduğunu anlamakta zorlanıyorum. Ne olacak, 4 tane vaka bugün görülmedi. Görülmeyince, biz tamamen bu enfeksiyondan korunmuş mu oluyoruz? Ya da olursa eğer, dünyanın sonunu mu getirir? Bu nedenle, bu durumları fazla önemsemiyorum. Önemini algılayamıyorum. Böyle spekülasyonlara gerek yok. Bunların hiçbir yararı yok çünkü. Hiçbir önemi de yok, ama ülkemiz hastalıktan korunmuş değil. Bu konuyla övünmek de mümkün değil.