ABD yönetimindeki neo-conlar Filistin sorununu çözmeyi zorlaştırmada ve Ukrayna'daki çatışmayı ağırlaştırmada başroldeler. Amerikan siyaset dünyasındaki öteki kliklerden ayrışıyorlar. Rastlantı mı? Hayır, neo-conların tarihsel kökleri ile bağlantısı var bu durumun. Polonya-Ukrayna-Baltık devletleri havzası, siyaset felsefecisi Leo Strauss'un yetiştirmesi ve çoğu Yahudi kökenli olan neo-conların oluşumunda bir kuluçka makinası işlevi gördü. Kendisi de Yahudi olan Strauss, “demokrasi karşıtı” ve “seçkinler yönetimi” yanlısı görüşleriyle biliniyor. Kuluçka makinası yalnız Amerikan neo-conlarını üretmedi. İsrail'de halen hakim olan sağcılar da aynı makinanın imalatı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun kişisel tarihi bunu anlatıyor. Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin 22 Şubat 2022'de Ukrayna harekâtı başladığı sırada yayınladığı makalede, neo-conlar ile Ukrayna neo-nazileri arasındaki organik bağların tarihsel köklerine giriş yapmıştı. Oradan devam edelim. Okur, kaçınılmaz isim kalabalığı için bağışlasın.

Ukrayna'nın 100 yılına bakış 

1915'te İngiltere hükümetinin Yahudi İşleri Bakanı Herbert Samuel, Filistin konusunda, daha sonra Balfour Deklarasyonu'na dönüşen bir muhtıra yazdı. Yazıya göre, Filistin'de manda yönetimi altında bir “Yahudi yurdu” (devlet değil) kurulacak, ancak “kendini savunacak kadar büyük olmayacak”tı. Bu yolla Britanya İmparatorluğu bir yandan Arapların tepesinde kılıç sallarken, bir yandan da bütün Avrupa'ya ve ABD'ye dağılmış olan Yahudileri kendi çıkarları için kullanabilecekti. Samuel, Birinci Dünya Savaşı'nın kargaşasında İngiltere'ye kaçan Doğu Avrupalı Yahudilerden askeri birlikler oluşturmaya girişti. Dünya Siyonist Örgütü yöneticisi Ukrayna-Odessa doğumlu Yahudi gazeteci Vladimir Ze'ev Jabotinsky işi kabul etti. İsrail devletinin kurucusu David Ben Gurion da Yahudi taburuna katılmış ve 1917'de Çanakkale'de Osmanlı Devleti'ne karşı savaşmıştı. Jabotinsky, Çarlığın yıkılmasından sonra Ukrayna Halk Cumhuriyeti'ni kuran ve Bolşeviklerle savaşan Symon Petliura ile anlaşarak Ukrayna'ya döndü. Jabotinsky ve Petliura, Bolşeviklere karşı birlikte savaştılar. Oysa Petliura Yahudi düşmanıydı. Petliura hareketinin teorisyeni, “etno-milliyetçilik” (ırkçılığın kibarcası) teorisini geliştiren Dmytro Dontsov'du. Milletleri “efendi milletler-pleb milletler” diye bölen Dontsov, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Nazi generali Reinhard Heydrich'in “Yahudi sorunun nihai çözümü” (soykırım) projesini hazırlayan ekipte yer aldı. Besarabyalı Yahudi kökenli neo-con Victoria Nuland'ın 2014'te “Maydan Darbesi”yle Ukrayna'nın tepesine oturttuğu neo-nazilerin bir başka kahramanı, Nazi Almanyası tarafından desteklenen, Polonya'da ve Sovyetler Birliği'nde bir dizi büyük katliam gerçekleştiren Ukrayna Milli Ordusu'nun kurucusu Stepan Bandera'dır. Petliura'nın çizgisinden giden Bandera'nın ordusu, Nazi Almanyası Sovyetler'e saldırdığı zaman, Ukrayna'da büyük katliamlar yaptı. Almanlar Lviv'i işgal edince, Bandera'nın bir adamı Almanya'nın himayesinde Ukrayna devletinin kurulduğunu ilan etti. Bundan hoşlanmayan Naziler Bandera'yı bir süre ev hapsine aldı. Alman ordusunun bozguna uğradığı 1944'te ilerleyen Kızıl Ordu'ya karşı savaşmak üzere serbest bırakıldı. Savaştan sonra Batı Almanya'ya yerleşen Bandera, Batı Alman ve ABD istihbaratıyla işbirliği içinde Sovyetler'de yıkıcı faaliyet yürüttü.

Revizyonist siyonizm 

Yeniden Jabotinsky'ye dönersek... Dünya Siyonist Örgütü, Yahudi düşmanı Petliura ile yaptığı ittifak nedeniyle Jabotinsky'den savunma istedi. Jabotinsky herhangi bir savunma yapmadan örgütün yönetiminden istifa etti. Siyonist örgütü kuran “Theodor Herzl'in görüşlerine yeniden dönmek” adı altında Revizyonist Siyonizm Örgütü'nü, örgütün gençlik kolu Betar'ı ve gizli terör örgütü İrgun'u kurdu. Jabotinsky görüşlerini Yahudi ırkçılığı temelinde geliştirdi. Yahudiler “seçilmiş kavim,” Şeria Nehri'nin iki tarafındaki topraklar “vadedilmiş topraklar” idi. “Vadedilmiş topraklar”da, İtalyan faşizmi örneğine benzer, askeri disiplinli bir Yahudi devleti tasarladı. Bunun için Avrupa ve Baltık ülkelerindeki Yahudilerin kitlesel olarak Filistin'e göç etmesi gerekiyordu. İtalyan faşist lider Benito Mussolini, İngiltere'den kopan Jabotinsky'ye, Betar mensuplarının eğitileceği askeri akademi kurması için Roma yakınlarında yer sağladı. Jabotinsky, 1930'lu yıllarda bütün Avrupa ve Baltık ülkelerini dolaştı, Yahudileri Filistin'e göç etmeye teşvik etti. Bu çabasında Polonya Devlet Başkanı Mareşal Józef Piłsudski'nin, Macaristan diktatörü Amiral Miklós Horthy'nin ve Romanya Başbakanı Gheorghe Tătărescu'nun desteğini aldı. Yahudileri etkilemek için, yakın gelecekte Avrupa'da katliamlara maruz kalabilecekleri korkusunu işledi. Gezilerin bir amacı da mali kaynak sağlamaktı. Daha sonraları başbakan olan Beyaz Rusya Yahudisi Menahem Begin'in liderlik ettiği İrgun, Filistin'de küçük çaplı terör eylemlerine başlamıştı. İrgun'a silah, mühimmat ve patlayıcılar gerekiyordu. İrgun, 1948 Mayısı'nda İngiliz Manda yönetiminin karargâhının bulunduğu King David Oteli'ni bombaladı. Arapların topluca Filistin'i terketmesini hızlandıran Deir Yasin katliamını gerçekleştirdi. İsrail devleti kurulduktan sonra istihbarat örgütü MOSSAD'ın örgütlenmesinde görev almış olan Beyaz Rusya asıllı eski Başbakan İzak Şamir de İrgun'dan türeme terör örgütlerinde yetişti.

Ben-Zion Netanyahu 

Şimdiki İsrail Başbakanı Netanyahu'nun babası Polonya doğumlu Ben-Zion Netanyahu, Jabotinsky'nin özel sekreteriydi. İkinci Dünya Savaşı başlayınca Jabotinsky ve Ben-Zion Netanyahu ABD'ye yerleştiler. ABD'de Jabotinsky ve Ben-Zion Netanyahu ile Chicago Üniversitesi'nde siyaset felsefesi dersleri veren Strauss ilişkisi kuruldu. Almanya doğumlu Strauss Nazilerin Yahudi düşmanlığı yüzünden Almanya'yı terketmesine karşın, görüşleri Nazi Partisi'ne üye hocası siyaset bilimci Carl Schmitt'in görüşleriyle aynıydı. Schmitt’in tavsiye mektubuyla Rockefeller Bursu almaya hak kazanarak önce Fransa'ya ve İngiltere'ye, 1938'de de ABD'ye gitti. Strauss, New York New School of Social Research ve Chicago Üniversitesi'nden başka, İsrail’de İbrani Üniversitesi'nde dersler verdi. Strauss'un görüşleri üzerinde uzun uzun durmayacağız. Şu kadarını belirtelim: Yahudi öğrencilerine, başka bir “shoah” (soykırım) ile karşı karşıya kalmak istemiyorlarsa, “kendi diktatörlüklerini kurmak zorunda olduklarını” öğütledi. Strauss'un ünlü neo-con öğrencilerinin bazıları şunlardır: Paul Wolfowitz, Elliott Abrams, Richard Perle, Bill Kristol, Charles Krauthammer, Robert Kagan (Victoria Nuland'ın kocası), Ken Adelman, Ellen Bork, Linda Chavez, Eliot Cohen, Thomas Donnelly, Nicholas Eberstadt, Hillel Fradkin, John Lehman, Tod Lindberg, Rich Lowry, Clifford May, Daniel Pipes, Steve Forbes, Zalmay Khalilzad, Lewis Libby, Marshall Wittmann, Samuel Huntington, Francis Fukuyama ve Donald Rumsfeld. Tarih çok iyi bir öğretmen değil mi! Hasan Bögün