ABD'nin gerilemesi, çoğunlukla uluslararası ilişkilerde hegemonyasının zayıflaması analiz edilerek ölçümleniyor. Hegemonya zayıflamasının iç dinamiklerle bağlantısı üzerinde pek durulmuyor.
Oysa hegemonya zayıflaması söz konusu ise, buna mutlaka iç dinamiklerde derinleşen gerileme eğilimi eşlik ediyor olmalı. İç dinamik her zaman esastır.
Yıllar önce “Amerikan Rüyası”nın cisimleşmiş hali olan Amerikan otomotiv sanayisinin merkezi Detroit'in çöküşünü inceleyen bir yazıyla konuya giriş denemesi yapmıştık (bkz Aydınlık, 22 Temmuz 2013). Detroit'teki son rezalet, beş-on yıl önce emekli olan insanların emekli maaşlarının yüzde 5'ine, kaynak yaratmak amacıyla el konulmasıdır.
Demek oluyor ki ABD'de başka şeylerin yanı sıra hak edilmiş emekli maaşları da güvencede değil artık. “Amerikan Kâbusu”...
Bu yazıda, ABD'nin stratejik sektörü gemi inşa sanayisinin çöküşünü inceleyeceğiz.
Denizci ülke ve dünya hegemonyası
Gemi inşa sanayisi, ABD'yi “denizci ülke” yapan ve ABD'nin dünya hegemonyasının maddi temelini atan sektör.
Amerikan hegemonyacılığının teorisini yapan Amiral Alfred Thayer Mahan'a göre, denize kıyıları olmayan ve toprak parçalarına sıkışıp kalmış olan devletler, ne kadar büyük olurlarsa olsunlar çökmekten kurtulamazlar. Toprak engel, deniz dümdüz ovaydı. Bu ovayı elinde tutacak güçlü bir donanmanın önünde hiçbir şey duramazdı. Güçlü donanmanın koruduğu güçlü bir ticaret filosuna sahip olan devlet, bütün dünyanın zenginliklerini sömürebilirdi.
Deniz gücü yalnızca savaş gemileri demek değildi, ticaret gemileri ve donanımlı deniz üsleri de deniz gücünün ayrılmaz parçalarıydı. Güçlü savaş filoları ve deniz çarpışmaları belirli bir hedefe giden araçlardı. Ticaret ve savaş filoları varlıklarını tek başlarına sürdüremezlerdi.
1890’lara girildiğinde ABD'nin iki adet ikinci sınıf savaş gemisi (Maine ve Texas) ile bir düzine kadar hafif kruvazörü vardı. Mahan'ın Deniz Gücünün Tarihe Etkisi kitabı yayınlandığı sırada üç adet birinci sınıf savaş gemisinin daha inşasına girişildi.
Donanma, İkinci Dünya Savaşı'nın sonuna kadar ABD'nin biricik stratejik kuvvetiydi. Japonya'ya atom bombaları atıldıktan sonra Stratejik Hava Kuvvetleri ve Uzay Kuvvetleri donanma ile aynı konumu paylaşır oldular.
Amerikan donanması bir ara Mahan'ın hayâl ettiği gibi dünyanın en büyük donanması oldu. Halen 291 savaş gemisi, biri inşa safhasında (yıllardır bitmeyen bir inşa safhası) 12 uçak gemisi, kimisi nükleer yakıtla çalışan 60 dolayında denizaltısı ve yardımcı gemileri var.
Senatör Dan Sullivan’ın yakınlarda yaptığı açıklamaya göre, şimdilerde Çin donanması Amerikan donanmasından daha büyük:
“Bizim 291 gemimize karşılık yaklaşık 370 gemileri var. Geçen yıl filolarına 30 gemi eklediler. Bunlar 15’i kruvazör, destroyer ve bir uçak gemisi de dâhil olmak üzere büyük su üstü savaş gemileriydi. Biz ise iki tane ekledik.”
Ticari filoda çöküş
Senatör Sullivan konunun askeri yanını sayılarla ifade etmiş. Ticari filoda da durum farklı değil. ABD deniz ticaret filosu ciddi bir gerileme, hatta çöküş içinde.
1975 yılında ABD gemi inşa sanayisi küresel çapta birinciydi. Yaklaşık 50 yıl sonra 19. sıraya gerilemiş durumda. ABD Donanma Enstitüsü'ne göre ABD'nin ticari gemi inşa kapasitesi küresel toplamın yalnızca yüzde 0,13'ünü oluşturuyor.
1920 tarihli Jones Yasası, ABD limanları arasında deniz taşımacılığının yalnızca Amerikan tersanelerinde inşa edilmiş gemilerle yapılmasını zorunlu kılıyor. ABD'nin bu yasaya tabi olan yaklaşık 3 bin gemisi bulunuyor. Bu gemilerin yaş ortalaması 23,7 yıl. 12,7 yıl olan küresel ortalamanın neredeyse iki katı.
Maritime Strategies International'ın Müdürü Stuart Nicoll, ABD'de gemi inşa etmenin başka yerlere göre üç-dört kat daha pahalıya mal olduğunu belirtiyor. Yüksek maliyetler Amerikalı armatörleri filolarını gençleştirmekten alıkoyuyor. Gemilerin yarısından fazlası 25 yaşın, 700 gemi ise 50 yaşın üzerinde.
Savunma yetkililerine ve sendikalara göre, gemi inşa sanayisinin küçülmesi nedeniyle yeni gemi üretmek için gereken hammadde ve bileşenlerin çoğu artık ABD'de bulunmuyor. Bu sadece gemi yapımında değil, birçok sektörde yaygın olan bir sorun.
Amerika Gemi İnşaatçıları Konseyi Başkanı Matthew Paxton, gerilemenin yalnızca kendi sektörü için değil, aynı zamanda gemi inşasını destekleyen sanayileri de etkilediğini söylüyor. Gemi inşası çelik, motor, boya, kablo ve başka birçok ürün gerektiriyor. ABD çelik fabrikalarının ülke çapında yaklaşık yüzde 70 kapasiteyle çalıştığını belirten Çelik İşçileri Sendikası (USW) Başkanı David McCall'a göre, gemi inşa sanayisini yeniden canlandırmak için, çelik imalatı altyapısına kapsamlı yatırım yapılması gerekli. Böylesi yatırımların sonuçlarını almak, 10 yıl değilse bile beş yıldan fazla sürer.
Sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli işgücü de yok. ABD Çalışma İstatistikleri Bürosu verilerine göre, 2022 ile 2032 yılları arasında Amerikan gemi mühendislerinin ve tasarımcılarının sayısında artış olmadı. Kalifiye işçilerde de durum aynı.
ABD işgücü sorununu çözmek için Güney Kore ve Japonya gibi müttefiklerine yöneliyor. Deniz Kuvvetleri Bakanı Del Toro, bir araya geldiği bu iki ülke sektör yetkililerini ABD'de daha fazla üretim yapmaya teşvik etti.
Yine Çin'e suçlama
Joe Biden yönetimi, seçim yılında sektör bileşenlerinin desteğini almak amacıyla, çöküşten Çin Halk Cumhuriyeti'ni sorumlu tutmaya çalışıyor. Oysa Çin'in gemi inşasındaki atılımının geçmişi 20 yıl kadar geriye, yani 2000'lerin başına gidiyor. ABD gemi inşa sanayisi ise, 1981'de başkan olan Ronald Reagan yönetiminin aldığı siyasi kararlar sonucunda çöküşe geçti.
Sovyetler Birliği ile gerginliği artıran Reagan yönetimi, orduya savaş gemileri üretimini artırmak için, ticari gemi inşasını destekleme programını iptal etti. Bu karar sonucunda ticari gemi inşa sanayisi çöktü. Sanayide çalışan 40 bin dolayında nitelikli işçi işten çıkarıldı.
Ticari sektör, sadece Jones Yasası zorunluluğu ile sınırlı gemi inşa eder oldu. Bu trafik, genel deniz ticaretinin küçük bir bölümünü oluşturuyor. Böylece Güney Kore ve Japonya tersaneleri yıllar yılı dünya deniz trafiğine hakim olmanın keyfini çıkardı.
Turpun büyüğü heybede
Çin gemi inşa sektörünün yükselişi tartışılmaz bir gerçek. Geçen yıl ABD 10 açık deniz gemisi üretirken, Çin 1000'den fazla üretti. Sanayi Teknoloji ve Enformasyon Bakanlığı verilerine göre, 2023 yılında Çin'in gemi inşa üretimi yıllık bazda yüzde 11,8 artarak dünya toplamının yüzde 50,2'sini, yeni siparişler yüzde 56,4 artarak dünya toplamının yüzde 66,6'sını oluşturdu.
Fakat ABD'nin uykularını kaçıran başka şeyler var: ABD Deniz Harp Koleji Çin Denizcilik Çalışmaları Enstitüsü'nde yardımcı doçent olan Isaac B Kardon ve Indiana Üniversitesi'nde yardımcı doçent olan Wendy Leutert'in araştırmasına göre, Çinli firmalar 96 yabancı limanda bir veya daha fazla terminale sahip veya bunları işletiyor. Bunların 36'sı konteyner hacmi bakımından dünyanın ilk 100'ü arasında.
International Security dergisinde 2022 yılında yayınlanan bir makaleye göre, ilk 100 limandan 25'i Çin ana karasında bulunuyor ve bunlar dünyanın büyük konteyner limanlarının yaklaşık yüzde 61'ine denk geliyor. Çin aynı zamanda gemicilik sanayisinde kullanılan araç gerecin çoğunu üretiyor. Çin devlet şirketi ZPMC, dünyadaki kargo vinçlerinin yüzde 70'ini sağlıyor.
Çin, birkaç yıldır dünyanın büyük limanlarına, küresel tedarik zinciri dijital platformu Logink'i ücretsiz olarak sunuyor. ABD Çin'in Logink sistemi aracılığıyla dünyadaki her türlü deniz taşımacılığını denetim altına alacağından endişeli. İngiliz gazetesi Financial Times 6 Mayıs'ta yayınladığı bir haberde, Biden'ın Nisan'da ABD limanlarındaki siber güvenliği güçlendirmeye yönelik idari bir emirname imzaladığını ve gerekli altyapının kurulması için milyarlarca dolar yönlendirdiğini yazdı.
Gazetenin haberine göre, ABD, Amerikan limanlarına girişte Çin gemilerinden yüksek ücretler alacak. Dünya denizcilik sektörü uzmanları, bu eylemin sonuç olarak mevcut koşullarda ABD'ye zarar vereceği, Güney Kore ve Japonya'nın kazançlı çıkacağı kanısını paylaşıyor.
Hasan Bögün