ABD'nin Çin'in
‘kapasite fazlası üretim’ yaptığı şikayetinin gerçek nedeni ne olabilir?
Soru abes gelmesin! Teoriye göre ‘kapasite fazlası üretim’den söz etmek için, üretilen ürünlerin satılamaması ve çürümeye terk edilmesi gerekir. Böyle bir durum söz konusu değil.
ABD ille ‘kapasite fazlası’ bulacak ya; bu kez Çin'in elektrikli araçlarda, lityum pillerde ve güneşten enerji elde etme (fotovoltaik) sistemlerinde, kendi pazarının ihtiyacından fazlasını ürettiğini iddia ediyor. Yani
'Bu malları ihraç etme' demeye getiriyor!
ABD'nin iddiasının dünya ticaretini yıkıcı etkisi bir yana, örneğin Çin'in küresel elektrikli araç pazarındaki payı, hiç de ileri sürüldüğü kadar büyük değil. 2023'te 14 milyon 650 bin elektrikli araç satıldı. Bu miktarın 1 milyon 203 binini
Çin ihraç etti. Yani küresel satışların yalnızca yüzde sekizi.
Uluslararası Enerji Ajansı'nın öngörüsüne göre, 2030'de küresel elektrikli araç talebi 45 milyona ulaşabilir. Çin, elektrikli araç üretimi yılda yüzde 20 oranında büyümeyi sürdürürse, 2030 yılına kadar 34 milyon adet üretebilir. Elbette küresel pazar payı da büyüyebilir. ABD işte bunu önlemeye çalışıyor!
2023 yılında 91.2 milyon metrik ton sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ihraç eden ABD, dünyanın en büyük LNG ihracatçısı oldu. Üstelik bu konuma Ukrayna çatışmasını başlatıp Rusya'nın Avrupa'ya doğal gaz tedarikini keserek ve Kuzey Akım boru hatlarını patlatarak ulaştı.
Ayrıca ürettiği yarı iletkenlerin yüzde 80'ini dış pazarlara satıyor. Almanya da ürettiği otomobillerin yüzde 80'ini ihraç ediyor.
Öyleyse bunlar da
‘kapasite fazlası!’
İklim krizi ile mücadeleyi baltalamak
ABD yönetiminin özellikle hedef aldığı Çin'in elektrikli araç, lityum pilleri ve fotovoltaik sistemler üretimi, küresel çapta
iklim kriziyle mücadeleye önemli katkı yapıyor.
Küresel pazarda satılan fotovoltaik sistemlerin yüzde 80'ini, lityum pillerin yüzde 79'unu Çin üretiyor. Çin şirketi CATL (Contemporary Amperex Technology Co. Limited), Mercedes-Benz, BMW, Ford, Toyota, Volkswagen gibi birçok markanın yanı sıra, elektrikli araç üreticisi Tesla’nın tedarikçisi.
Çin, elektrikli araç üretiminde de dünya birincisi. Uluslararası Enerji Ajansı'nın 2030 yılı küresel elektrikli araç talebi öngörüsünü yukarıda aktardık. Bu talep gerçekleşirse, 2022 talebinin 4.5 katı olacak. Fotovoltaik sistemler talebinde de benzer bir artış bekleniyor.
Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansı'nın 28. oturumunda, yenilenebilir enerji kapasitesinin 2030 yılına kadar üç katına çıkarılması gereği üzerinde görüş birliğine varıldı.
Ayrıca Çin ve ABD, İklim Kriziyle Mücadelede İşbirliğinin Geliştirilmesine İlişkin Sunnylands Bildirisini imzalayarak, iklim kriziyle mücadelede işbirliği yapma ve 2030 yılına kadar küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin üç katına çıkarılmasını destekleme yükümlülüğünü üstlendiler.
Çin, bu alana yatırım yaparak yükümlülüğüne uygun hareket ederken, ABD Çin'in çabalarını baltalamaya çalışıyor.
Çin ürünleri neden daha ucuz?
Çin'in
elektrikli araçları dünya pazarlarına düşük fiyatlarla sürdüğünden şikayet ediliyor. İddialara göre, Çin üreticilere yüksek devlet destekleri vererek, onların araç fiyatlarını maliyetlerinin altına düşürmesini ve rakipleri karşısında üstünlük elde etmelerini sağlıyor.
Bu iddialar doğru değil. Çinli şirketler maliyetlerin altında fiyatlarla ihracat yapmıyor. Gerek elektrikli araçların, gerek lityum pillerinin ve fotovoltaik sistemlerin küresel tüketicilere daha ucuza satılmasının nedeni, bu ürünlerin üretim maliyetlerinin daha düşük olması. Daha düşük üretim maliyetleri ise sürekli teknolojik yeniliklere yatırım yapılarak verimliliğin yükseltilmesinden, Çin pazarının büyüklüğünden ve tedarik zincirlerinin etkin olmasından kaynaklanıyor.
Her ülke yeni bir sanayiyi geliştirmek için teşvikler ve mali destekler sunar. Bu temel kuralıdır. Çin de tıpkı Batılı ülkeler gibi üretici şirketler yeni kurulurken vergi indirimleri ve teşvikler uyguladı. Fakat 31 Aralık 2022'de hibritler için araç başına 4.800 yuan (yaklaşık 662 dolar) ve tam elektrikli araçlar için 12.600 yuan (yaklaşık 1739 dolar) tutarındaki devlet desteklerini resmen aşamalı olarak kaldırdı.
Buna karşılık Batılı devletler halen elektrikli araçlara büyük destekler vermeyi sürdürüyor. ABD hükümeti,
Enflasyon Azaltma Yasası aracılığıyla elektrikli araçların da dahil olduğu temiz enerji sanayisine 369 milyar dolar destek programını sürdürüyor.
Fransa'da elektrikli araç satın alan tüketicilere 4 bin ile 7 bin avro arasında destek veriliyor. Almanya'da 2016'dan bu yana elektrikli araç alan tüketicilere, motorlu taşıtlar vergisinden muafiyet ve 4 bin avroya kadar destek sağlanabiliyor.
Küresel ticaret engellenemez
Küresel ticaret, halklar arasında paylaşımın ve toplumların birbirinden öğrenmesinin başlıca yollarından biridir. Bu da ticareti küresel ilerlemenin en önemli dinamiklerinden biri yapıyor.
Her ülke kendisinde olanı satar, karşılığında kendisinde olmayanı satın alır. Böylece hem üretim verimliliği ve refah paylaşılır, hem ileri teknolojiler öğrenilir.
Tarih boyunca ticaret, Batı'nın Doğu'nun ileri yanlarını, Doğu'nun da Batı'nın ileri yanlarını öğrenmesinin barışçı yolu oldu. Yani bir bakıma küresel ticaret uygarlık taşıyıcılarından biridir.
Kim olursa olsun hiçbir kuvvet küresel ticareti engelleyemez. Geçici olarak tedarik zincirlerine hasar verebilir, ama engelleyemez! Kırılan tedarik zincirlerinin yerini yenileri alır. Rusya örneği ortada.
Hele hele ikinci büyük ekonomi olan Çin'i küresel ticaretin dışına atmak, atmaya kalkışana daha çok zarar verir.
Tesla'nın Çin'de yeni anlaşmalar yaptığı ve Almanya'nın Çin karşıtı tutumunu yumuşatma yoluna girdiği haberleri bunu gösteriyor.
ABD yönetiminin Asya-Pasifik'te kışkırtmalara girişmesi ve her gün yeni yaptırımları uygulamaya koyması gibi taktikler işe yaramaz.
YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN TIKLAYIN