CGTN Türk Dış Haberler
Polonya Dışişleri Bakanlığı’nın Varşova’daki Macaristan Büyükelçisi ile tüm temasların askıya alınması ve Büyükelçi István Íjgyártó ile daha önce planlanan tüm toplantıları iptal etme kararı aldı.
Polonya Dışişleri’nin kararı, planlanan görüşmelerin iptal edilmesini ve kültürel etkinlikler de dahil olmak üzere, Büyükelçi veya Macaristan Büyükelçiliği tarafından gönderilen davetlerin reddedilmesini de içeriyor.
Polonya’nın kararına ilişkin Macaristan’dan en üst düzey tepki, Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto’dan geldi.
Szijjarto, Polonya Dışişleri Bakanlığı'nın kararlarını, Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski’ye atıfla, ‘Soros ajanlarından birinin entrikaları’ olarak nitelendirdi. Szijjarto, “Polonya-Macaristan kardeşliği, Avrupa'nın en savaş yanlısı Soros ajanlarından birinin entrikalarından daha uzun süre dayanacak” ifadelerini kullandı.
Sikorski kimdir?
Szijjarto’nun Sikorski için yaptığı ‘Soros’ hatırlatması, Polonyalı bakanın geçmişi ve kariyeriyle doğrudan ilişkili.
Donald Tusk hükümetinde 2023’ten itibaren Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Sikorski, 2001 yılında Donald Tusk, Andrzej Olechowski ve Maciej Płażyński tarafından kurulan bu merkez-sağ Platforma Obywatelska (PO) - Sivil Platform’ üyesi bir politikacı ve Rusya karşıtı ve NATO yanlısı görüşleriyle tanınıyor.
Oxford Üniversitesi’ndeki Pembroke Koleji’nden politika, felsefe ve ekonomi alanlarında lisans derecesi olan Sikorski, 1986-1989 yılları arasında The Spectator ve The Observer için Afganistan, Angola ve Yugoslavya’da yabancı muhabir olarak çalıştı. Bu dönemde, Afganistan’da Sovyet Ordusu’na karşı düzenlenen çatışmalara ‘gazeteci’ olarak katıldı ve deneyimlerini kitaplaştırdı.
Sikorski ayrıca, 1990-1991 yılları arasında The Sunday Telegraph’ın Polonya muhabiri olarak görev yaptı ve medya patronu Rupert Murdoch’un Polonya danışmanlığını üstlendi.
Aktif siyasete 1992 yılında atılan Sikorski, kariyeri boyunca Savunma Bakan Yardımcılığı, Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakan Yardımcılığı gibi görevler üstlendi. 2002-2005 yılları arasında ise, Washington’daki Amerikan Girişimcilik Enstitüsü’nde ‘Yeni Atlantik İnisiyatifi’ programının direktörlüğünü üstlendi.
2005 seçimlerinde bağımsız olarak senatoya seçilen Sikorski, 2007 yılından itibaren ise Sivil Platform partisi bünyesinde siyasi faaliyetlerini sürdürüyor.
Sikorski ayrıca, Tusk iktidarıyla birlikte yeniden Dışişleri Bakanlığı görevine gelene kadar, Temmuz 2019'dan Aralık 2023'e kadar Avrupa Parlamentosu üyesiydi.
Öte yandan, Sikorski’nin Avrupa Parlamentosu üyeliği sırasında, Birleşik Arap Emirlikleri'nden Sir Bani Yas Forumu’nda danışmanlık karşılığında ayda yaklaşık 100 bin doları bulan gelir elde ettiği, bazı AP seyahatlerini de söz konusu finansmanla yaptığı ve bunu bildirmediği iddia edildi. Sikorski ise, söz konusu iddiaları reddederek, Sir Bani Yas forumu üyeliğinin AP’deki ‘oyu üzerinde hiçbir etkisi olmadığını’ savundu.
Kendisi gibi, Pulitzer ödüllü Amerikalı gazeteci eşi Anne Applebaum da ‘sivil toplum’ ve Soros bağlantıları konusunda öne çıkan isimlerden. Soros bağlantılı etkinliklerde sıkça boy gösteren Applebaum, ‘Soros’un desteklediği düşünce kuruluşlarında yer almanın, onun fikirlerini benimsediği anlamına gelmediğini’ savunuyor.
Macaristan’ın Soros hamleleri
Öte yandan, Macaristan’ın siyasi gündeminde Soros ve bağlı vakıfları da önemli bir yer tutuyor.
Macaristan hükümeti, 2017 yılında Central European University (CEU) gibi George Soros tarafından desteklenen kurumların faaliyetlerini sınırlayan bir yasa çıkardı. Bu yasa, CEU'nun Macaristan'daki faaliyetlerini sürdürmesini imkansız hale getirdi ve üniversite, Viyana'ya taşınmak zorunda kaldı.
Hükümet ayrıca, Soros'un Avrupa'ya milyonlarca göçmeni getirmeyi ve ulusal sınırları zayıflatmayı amaçladığını iddia ederek, ülke genelinde reklam panoları, televizyon reklamları ve broşürler yoluyla Soros aleyhinde yoğun bir kampanya başlattı.
Hükümet, 2018 yılında ise Soros bağlantılı sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerini sınırlayan 'Soros'u Durdur' başlıklı bir yasa çıkardı ve Soros tarafından fonlanan STK’lara ağır düzenlemeler uygulayarak faaliyetlerini neredeyse imkansız hale getirdi.
Macar hükümeti, Soros bağlantılı kuruluşların şeffaflık raporları sunmasını ve yabancı fonlarını açıklamasını zorunlu hale getiren yasalar da çıkardı.
Macar liderliğinin Soros konusundaki hassasiyeti, diplomatik temas halinde bulunduğu ülkelerle ilişkileri açısından da çok önemli bir faktör.