CGTN Türk Dış Haberler Servisi
ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 1,5 saat süren telefon görüşmesini uluslararası ilişkilerde yeni bir sürecin başlangıcı olarak Çin Sosyal Bilimler Akademisi'nin Rusya, Doğu Avrupa ve Orta Asya Çalışmaları Enstitüsü'nde araştırma görevlisi olan Zhang Hong’un Çin medyasında yer alan görüşlerinin özet halini okuyucularımıza sunuyoruz:
“Birincil olarak görüşme konusu ABD ve Rusya arasındaki yoğun çatışmada bir çözülmeyi işaret ediyor.. Joe Biden yönetimi sırasında, ABD ve Rusya arasındaki stratejik ilişki ciddi hasar gördü. ABD, Moskova'nın stratejik uyarılarını görmezden gelerek Rusya'ya siyasi ve jeopolitik güvenlik konularında sürekli baskı yaptı ve bu da sonunda Rusya-Ukrayna çatışmasının patlak vermesine ve krizin daha da tırmanmasına yol açtı. Rusya uzun zamandır ABD ve diğer Batılı güçlerle eşit ve istikrarlı bir ilişki kurmaya çalıştı ancak başarısız oldu.
Yeni bir ABD başkanının seçilmesi, şüphesiz Moskova'ya stratejik çıkmazı aşmak için nadir bir fırsat sunuyor. Telefon görüşmesinde ele alınan konular, ABD ve Rus liderlerinin yalnızca Rusya-Ukrayna çatışmasını çözmeye odaklanmadıklarını, aynı zamanda Orta Doğu, yapay zeka, doların gücü gibi konulara da değindiklerini ortaya koyuyor. Bu etkileşim, stratejik ilişkilerinde bir yumuşama sinyali veriyor.
Soğuk Savaş sonrası düzen değişimi
İkincisi, görüşme olasılığı Soğuk Savaş sonrası uluslararası düzende büyük bir değişime işaret ediyor ve liberal bir çerçeveden daha pragmatik bir yaklaşıma geçişi gösteriyor. Yeni ABD yönetimi, "kurallara dayalı uluslararası düzeni" kademeli olarak terk ederek daha gerçekçi bir dış politikaya yöneliyor. Liberal değer diplomasisi savunuculuğu ve transatlantik ittifak, "Önce Amerika" yaklaşımına yol açıyor. 2014 Kırım krizinden bu yana Rusya, Batı ile bütünleşme ve Atlantikçilikten uzaklaşarak hem siyasi hem de ekonomik alanlarda bağımsız bir ulusal kalkınma modeline doğru kaydı. ABD ve Rus liderler arasındaki telefon görüşmesi, Rusya-Ukrayna barış görüşmelerinin başlatılmasına yol açarak, Rusya'nın gerçekçi ulusal stratejisinin ilk sonuçlarını vermeye başladığının da sinyalini veriyor.
Son olarak, ABD ve Rusya gerçeğe dayalı barışçıl müzakerelere girmeyi kabul etti. Trump yönetimi, Ukrayna'nın NATO üyeliğinin "uygulanamaz" olduğunu artık kabul etti. Rusya-Ukrayna çatışmasının mevcut durumu, Batı ve Ukrayna'nın taleplerini yerine getirmek için gereken güce sahip olmadığını ve bunları sürdürmenin yalnızca daha büyük kayıplara ve stratejik risklere yol açacağını kanıtladı.
Öte yandan liberal uluslararası düzende bazı kusurlar olsa da, saf gerçekçiliğe doğru sınırsız bir kayma önemli riskler de getirebilir. Bu nedenle, Rusya-Ukrayna çatışmasının çözümü uluslararası toplumdan kolektif bir çaba gerektiriyor. Kalıcı küresel istikrar ve barışın temeli ancak adil, demokratik ve düzenli bir uluslararası rekabet sistemi kurularak oluşturulabilir.”