Kübra Karasu - Aslı Ağırdil

BioNTech firması tarafından üretilen ve BNT116 olarak bilinen dünyanın ilk akciğer kanser aşısının faz denemeleri, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Almanya, Macaristan, Polonya, İspanya ve Türkiye dahil olmak üzere yedi ülkede 34 araştırma merkezinde gerçekleştirilmeye başlandı. 

Akciğer kanseri hastaları ve tıp dünyası tarafından büyük bir merakla takip edilen bu gelişmeyi, İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Çörtük CGTN Türk'e anlattı.

"Sadece kanserli hücreleri hedef alır"

Prof. Dr. Mustafa Çörtük, "Akciğer kanseri aşısı" teriminin yanıltıcı olabileceğini belirterek şunları söyledi:

"Akciğer kanseri aşısı" terimi aslında yanıltıcı olabilir çünkü genellikle aşı denildiğinde koruma amaçlanır. Ancak burada bahsedilen tedavi yöntemi, akciğer kanseri gelişmiş hastalar için kullanılıyor. Bu tedavi, doğrudan kanser hücrelerinin genetiğine ve bu hücrelerin ürettiği özel proteinlere yönelik olarak tasarlanmıştır. Yani tedavi, sağlıklı dokuları ve hücreleri etkilemeden sadece kanserli hücreleri hedef alır" 

Mustafa Çörtük, aşının potansiyel etkileriyle ilgili, "Bu tedavi yöntemi, potansiyel olarak fayda sağlayabilir. BioNTech tarafından geliştirilen ve "aşı" olarak tabir edilen bu yöntem, ön çalışmalarını bir tıp kongresinde yayınladı. Bu çalışmalar, söz konusu tedavi yönteminin diğer klasik tedavi yöntemlerine göre daha faydalı olabileceğini gösterdi. Ancak, bu bulgular henüz ilaç onay aşamasına geçmek için gereken kapsamlı çalışmalardan sadece ön veriler sunuyor" ifadelerini kullandı.

Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan üçlü Savunma Bakanları Toplantısı: Stratejik işbirliği derinleşiyor Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan üçlü Savunma Bakanları Toplantısı: Stratejik işbirliği derinleşiyor

"3-4 yıl süreceğini öngörüyorum"

Çörtük aşının tamamlanma süreciyle ilgili şunları söyledi:

"Şu anda çok erken bir aşamadayız. Mevcut çalışmanın tamamlanmasının 27 ay süreceği öngörülüyor, bu da yaklaşık 2-2,5 yıl sürecek demektir. Çalışmanın ardından elde edilen verilerin analiz edilmesi, sonuçların yayınlanması, tıbbi otoritelere sunulması ve ilaç onay sürecinin başlaması uzun bir zaman alabilir. Ancak bazen, beklenmedik derecede iyi sonuçlar elde edilebilir ve bu durum sürecin biraz daha erken tamamlanmasına yol açabilir. Tahminimce, eğer sonuçlar beklendiği gibi olumlu olursa, tüm sürecin minimum 3-4 yıl süreceğini öngörüyorum." 

"Bazı hastaları ameliyata göndermemek..."

Aşının erken evre akciğer kanserlerinde daha iyi sonuçlar verebileceğini söyleyen Çörtük şöyle konuştu:

"Çalışmada toplamda 130 hasta yer alacak. Bu hastalar arasında erken evre ve geç evre akciğer kanseri olanlar bulunacak. Erken evre hastalarda sadece "aşı" olarak adlandırılan tedavi kullanılacak. Ancak hastalık ilerledikçe, bu aşı tedavisi ile birlikte kemoterapi veya "akıllı ilaçlar" gibi diğer tedavi yöntemleri de uygulanacak. Erken evre akciğer kanserlerinde bu tedavi çok iyi sonuçlar verebilir. Bu durumda, bazı hastaları ameliyata göndermemek ve sadece bu yeni tedavi yöntemini kullanmak gibi değişiklikler yapılabilir. "

"Yeni bir çığır açabileceğini düşünüyoruz"

Çörtük aşının potansiyel faydalarıyla ilgili şunları aktardı:

"Çalışma sonucunu hep birlikte merakla bekliyoruz çünkü akciğer kanseri, çok önemli bir sağlık sorunu. Sağlık Bakanlığı'nın en son verilerine göre, Türkiye’de 211.000 kanser vakası bulunmakta. Geçen yıl en çok görülen kanser türü meme kanseri olsa da, akciğer kanseri daha ölümcüldür.  Bu nedenle, bu çalışmanın başarılı olması durumunda, belki de kaybettiğimiz hastaları artık kaybetmeyeceğiz. Yeni tedavi yöntemi, yan etkileri azaltabilir ve hastaların yaşam kalitesini artırabilir. Ayrıca, nükslerin azalması veya metastazların temizlenmesi gibi olumlu sonuçlar sağlayabilir. Bu noktada büyük bir umut taşıyoruz ve çalışmanın sonuçlarını merakla bekliyoruz; yeni bir çığır açabileceğini düşünüyoruz."

"Bir yakınının ızdırap çektiğini görmek kolay değildir"

Çörtük son olarak şunları söyledi:

"Kanser hastasının yakını olmak gerçekten zordur ve bir yakının ızdırap çektiğini görmek kolay değildir. Bu nedenle, böyle umut verici haberler ortaya çıktığında, hastalar ve aileleri hemen bilgi almak istiyor. Ancak, belirtmek gerekir ki, özellikle genel durumu ağırlaşmış hastalar, bu çalışmaya dahil edilmemektedir. Ayrıca, bu yöntem sadece küçük hücreli olmayan akciğer kanserlerinde denenmekte olup, tüm akciğer kanseri türlerinde uygulanacak diye bir kural bulunmamaktadır."