ABD'nin “yüksek çitlerle korunmuş küçük avlu” tasarımı, temiz enerji, akıllı tarım, dijital teknoloji ve yapay zekâ temelinde gelişme yoluna giren küresel ekonominin dayandığı tedarik zincirlerini koparmak üzerine kurulu. Hedef mevcut tedarik zincirlerinin yerine, merkezinde ABD'nin bulunduğu ve az sayıda müttefikinin dahil olduğu, küresel girdilerin ve varlığın ABD pazarına doğru aktığı bir sistem inşa etmek. Tedarik zinciri çok yönlü ve çok bileşenli bir süreç. Üretim yönünde, birçok sektörde faaliyet yürüten büyük, orta ve küçük işletmeyi aynı eko-sistem içinde birbirine bağlamak gerek. Ayrıca üretim için gerekli girdilerin çok büyük bölümü ülke dışından sağlanmak zorunda. Bu girdilerin üretim bandına akışını sağlayacak kesintisiz ve sürdürülebilir bağlantıları kurmak gerek. Talebin karşılanması yönünde, üretilen mal zamanında ve eksiksiz olarak pazara sunulmalı ve bu süreç de kesintisiz ve sürdürülebilir olmalı. Yenileme, güncelleme, yedek parça destek ağları da kurulmalı. Aynı zamanda optimal stok yönetimi gerekir. Yetersiz stok pazar kaybettirebilir, stok fazlası ise maliyeti yükselterek üretim sürecini riske sokabilir. Bütün sürecin sağlıklı ve verimli işleyişi, öncelikle girdi tedarik sürecinin, arkasından üretim aşamasının ve destek ağının iyi işlemesine, bu işleyişi garantileyecek altyapının kurulmasına bağlı. KONU, ÇİP ABD'nin tedarik zincirlerini kopartmaktaki amacının, Çin Halk Cumhuriyeti'ni dışlamak ve bu yolla Çin ekonomisini baltalamak olduğu açık. ABD amacına ulaşabilir mi? Bu amaca ulaşma çabası, kendisininki de dahil küresel ekonominin bütününe zarar vermez mi? Ayrıntılara girerek bu sorulara yanıt arayalım. İster temiz enerji olsun, ister dijital teknoloji, yapay zekâ veya akıllı tarım olsun, bütün yeni ekonominin temel bileşeni çip de denilen yarı iletkenlerdir. Küresel Covid-19 salgınının kapanmaları yüzünden çip tedarik zincirinde meydana gelen aksamalar, stratejik olanlar dahil 169 sanayi dalını etkiledi. En çok da Avrupa ekonomileri etkilendi. Otomobil firmaları ya üretimlerini düşürdü, ya yeni projelerini askıya aldı. 2021 yılında sektörde 7,7 milyon araçlık üretim kaybı hesaplandı. 2021 yılı üçüncü çeyreğinde dünyada akıllı telefon arzı yüzde 6 oranında düştü. Apple iPad üretimini yarıya indirdi. Nintendo, Switch OLED oyun konsollarının üretimini yüzde 20 oranında azalttı vs. Taiwan ve Güney Kore, küresel olarak işlemci çiplerin yüzde 83’ünü, bellek çiplerinin yüzde 70’ini üretiyor. Taiwan çip boyutunu 1 nanometreye kadar küçültmeyi başardı. Çin 7 nanometre, ABD şirketi Intel 10 nanometre çip üretebiliyor. ABD'nin hem Taiwan'da kışkırtmalar yapmasının, hem Güney Kore'yi Çin'den uzaklaştırmaya çalışmasının başlıca nedenlerinden biri, işte bu çip konusu oluyor. ÇİN'İN YADSINAMAZ AĞIRLIĞI Dünyanın en büyük çip alıcısı Çin'in çip pazarı 300 milyar doların üzerinde. Çin pazarı gerek Taiwan şirketi TSMC, gerek Güney Kore şirketi Samsung için vazgeçilemez. TSMC'nin en büyük alıcısı Çin. Küresel çip satışlarında yüzde 21, çip imalatında yüzde 17 paya sahip Güney Kore, 2021'de ürettiği hafıza çiplerinin yaklaşık yüzde 60’ını Çin’e ve Çin'in Hong Kong Özerk Bölgesi'ne sattı. TMSC'nin Çin şirketi SMIC ile Çin’de ortak üretim tesisleri var. Samsung ve Güney Kore'nin diğer büyük üreticisi SK Hynix, üretimlerinin büyük bölümünü Çin'de yapıyor. Ayrıca bu şirketler, yalnız bunlar da değil Amerikan şirketleri bile, çip ve pil üretiminin temel bileşenleri olan işlenmiş nadir toprak elementleri bakımından Çin'e bağımlı. Bu bağımlılığa son vermek, oldukça uzun zaman alacak maliyetli altyapı yatırımlarıyla mümkün. Herhangi bir ülkeden nadir toprak elementleri bileşikleri satın alınsa bile, bunların işlenerek çip üretiminde kullanılır hale getirilmesi gerekir. Çin bu sorunu çözmüş. Nadir toprak elementlerinin yüzde 80'den fazlasını Çin işliyor. Beijing, yaptırımlarına yanıt olarak ABD'ye galyum ve germanyum elementlerinin satışına sınırlama getirmişti. PARA YOK Koruyucu “yüksek çitler” ile birlikte “küçük avluyu” inşa etmenin bir maliyeti var. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, bu amaçla 10 yıl için 3.5 trilyon dolar ayrılacağını açıkladı. Yıl başına 350 milyar... Bu paranın bir bölümünün ABD kamu bütçesinden, bir bölümünün ABD'nin müttefiki ülkelerden, bir bölümünün Dünya Bankası ve Avrupa Yatırım Bankası gibi mali kuruluşlardan sağlanması düşünülüyor. Sullivan'ın 27 Nisan'daki açıklamasının üzerinden yedi ay geçti. Ortada sadece ABD Başkanı Joe Biden'in çip üreticilerine verileceğini ilan ettiği 55 milyar dolar ve Avrupa Birliği'nin (AB) 2030 yılına kadar harcanacağını açıkladığı 43 milyar avroluk destek var. Bu meblağı AB üyesi devletler, AB Komisyonu, kamu ve özel sektör ortaklıkları karşılayacak. Ne var ki gerek ABD, gerek Avrupa ülkeleri ekonomik bakımdan zor bir dönemden geçiyorlar. ABD'nin yıllık federal bütçe açığı 2 trilyon dolara yaklaşıyor; memur maaşları, emekli ve sosyal güvenlik ödenekleri gibi zorunlu harcamaları ödeyebilmek bile, Kongre'nin borçlanma tavanını sürekli artırmasına bağlı. Teknik durgunluk içindeki Almanya yılı yüzde 0.5 küçülerek kapatacak. Gelecek yıl vergi artırımları ve sosyal kesintiler öngörülüyor. İngiltere, Fransa ve İtalya trilyonları bulan borçların altında eziliyor. Hindistan'ın öncülük ettiği Umman Körfezi'ni Arap ülkeleri üzerinden İsrail'in Hayfa limanına bağlama projesi, Arap sermayesini kullanmanın kaldıracı olabilirdi. Fakat Filistin-İsrail çatışması bu olanağı belirsizliğe itti. Özetle mali cephede manzara parlak değil. Yine de Hint asıllı Ajay Banga'nın başkanlığını yaptığı Dünya Bankası, girişimlerde bulunmayı sürdürüyor. Dünya Bankası, bu çerçevede Türkiye'de de görüşmeler yapıyor. TÜRÜNÜN İLK ÖRNEĞİ Birinci Çin Uluslararası Tedarik Zinciri Fuarı (CISCE), işte bütün bu konuların konuşulacağı, görüşmelerin ve anlaşmaların yapılacağı bir platform olarak düzenleniyor. “Ortak Bir Gelecek için Dünyayı Birleştirmek” temalı fuar, 28 Kasım-2 Aralık tarihleri arasında açık. İşletmelerin ticaret ve yatırım işbirliğini genişletmesi, yeniliklerini sergilemesi ve birbirlerinden öğrenmesi ortamını sağlamayı amaçlıyor. Fuara Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO), OECD gibi uluslararası kuruluşların temsilcileri ve Baltık Uluslararası Denizcilik Birliği, Uluslararası Ticaret Merkezi (ITC), Uluslararası Ticaret Odası (ICC) gibi uluslararası kuruluşların önde gelen liderleri, Avrupa ve ABD iş dünyası dernekleri ile Fortune 500 şirketlerinin temsilcileri katılıyor. Bu kuruluşların bazıları fuarın organizasyonuna katkıda bulundu. Bazılarının temsilcileri sunumlar yapıyor. Çin ve yabancı hükümet görevlilerinden, iş çevrelerinden, uzmanlardan ve akademisyenlerden oluşan 1000'i aşkın konuk ağırlanıyor. Fuar kapsamında beş başlık (akıllı araç, yeşil tarım, temiz enerji, dijital teknoloji, sağlıklı yaşam) altında sergiler düzenleniyor. Sunumlar ve konferanslar sergilerle bütünlük oluşturuyor. TÜRKİYE-ÇİN İŞ KONFERANSI Fuara Türkiye'den Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Çin İş Konseyi'nin organize ettiği geniş bir heyet katıldı. DEİK, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Ticaret ve Sanayi Odası temsilcilerinin yer aldığı heyet, 26-30 Kasım tarihleri arasında Pekin ve Shanghai'da temaslar yaptı. Heyet, Çin Dış Ticareti Destekleme Konseyi (CCPIT) ile birlikte II. Türkiye-Çin İş Konferansı'nı (TCBC) düzenledi. İki ülkeden özel sektör temsilcilerinin katıldığı konferans, ikili iş görüşmelerine olanak sağladı.