Özel Haberler

Trump Amerikan iş dünyasına rağmen Çin karşıtlığında ısrar ediyor

ABD Başkanı seçilen Donald Trump, Çin’e başlattığı ticaret savaşını yeni dönemde sürdüreceğini ilan etti. Trump bu politikasına karşın iş dünyası ise Çin’in öneminin altını çiziyor. Apple’ın üst düzey yöneticisi Tim Cook Çin’i ziyaret ederek “Çinli tedarikçilerimiz olmasaydı Apple olmazdı” mesajı verdi.

ABD Başkanı Donald Trump, 2016’da yılında başkan seçilmesiyle başlattığı ticaret savaşlarına yeni liderlik döneminde de devam edeceği sinyallerini veriyor. Çin’in ekonomik gücünü vergilerle baltalamak isteyen Trump, Beyaz Saray’a çıkmasıyla birlikte Çin’den gelecek ürünlere yüzde 10 ek tarife uygulayacağını ilan etti. Trump'ın gümrük vergisi tehditlerini hayata geçirip geçirmeyeceği belli olmasa da Hazine Bakanı adayı Scott Bessent çeşitli vesilelerle gümrük tarifelerinin bir müzakere aracı olduğunu söylemişti.

Çin'in Washington Büyükelçiliği Pazartesi günü bu paylaşıma cevaben yaptığı açıklamada, ABD ve Çin'in bir ticaret savaşına girmesi halinde her iki tarafın da kaybedeceğini belirtti. Büyükelçilik sözcüsü Liu Pengyu X'te yaptığı paylaşımda, "Çin-ABD ekonomik ve ticari iş birliği doğası gereği karşılıklı olarak faydalıdır” dedi.

İş dünyası Trump’a bayrak açtı

ABD'li teknoloji devi Apple'ın Üst Yöneticisi (CEO) Tim Cook ise Donald Trump’ın ticaret savaşındaki ısrarına rağmen Çin’e giderek bu ülkenin önemine dikkat çekti.  Cook, Çin Uluslararası Tedarik Zinciri Fuarı'nı (CISCE) dolaşırken, Apple için Çin'in önemine dair değerlendirmelerde bulundu.

Apple'ın Çin'deki ortaklarının şirketin değer zincirinde çok önemli bir yeri olduğunu dile getiren Cook, "Biz Çin'deki varlığımızı çok önemsiyoruz. Bu yüzden bu yıl üçüncü kez ziyaret ediyorum. Burada harikulade iş ortaklarımız var. Çinli tedarikçilerimiz olmasaydı Apple olmazdı." ifadelerini kullandı. Apple'ın Çin'deki tedarikçilerinin kurduğu ortak standı gezen Cook, şirketin Çin'deki geleceğini nasıl gördüğüne ilişkin soruya da "Ancak daha iyiye gideceğini görüyorum." diye yanıt verdi. Apple standında, şirketin dünya genelinde çalıştığı 200 büyük tedarikçiden yüzde 80'inin Çin'de bulunduğu bilgisi paylaşıldı.

Apple'ın CEO'su bu yıl Çin'i üçüncü kez ziyaret ediyor. Cook, daha sonra Şanghay'ın Cing'an ilçesindeki Apple mağazasının açılışına katılmış, burada Çin'deki tedarikçilerle buluşmuştu.  China Daily'ye konuşan Cook, Apple'ın son 30 yılda Çin'deki zincirini giderek genişlettiğine ve yatırımlarını artırdığına işaret ederek, "Bizim için dünyada Çin'den daha kritik bir tedarik zinciri yok." ifadesini kullanmıştı.

Ticaret savaşları nasıl başladı ve derinleşti?

ABD’nin başlattığı ticaret savaşının başlangıcı 2018 yılına uzanıyor. Dönemin ABD Başkanı olan Donald Trump, 2018’de Çin’den ithal edilen çelik ve alüminyum ürünlerine ilave gümrük tarifesi getirme kararıyla başlasa da başarılı olamadı. Taraflar, 2019'da ticari anlaşmazlıkları geçici olarak askıya almaya karar verirken, müzakereler sonunda 2020'de "Faz 1" olarak adlandırılan anlaşmayla tarife artışlarının bir bölümü rafa kaldırıldı. Trump bu dönemde daha sonra halefi Biden’ın devam ettireceği  Trump'tan başkanlığı devralan Biden, önceki dönemdeki tarife artışlarını ve şirketlere yönelik kısıtlamaları muhafaza etti. Biden yönetimi “yüksek çitli küçük bahçeler” adını verdiği strateji uyarınca aldığı kısıtlayıcı önlemlerin ulusal güvenliğe hizmet edeceğini öne sürdü.

10 Ağustos 2022'de Biden'ın onayıyla yürürlüğe giren Çip ve Bilim Yasası, Çinli üreticilerin ileri çip teknolojilerine erişimine getirdiği kısıtlamalarla Washington'ın, Çin'in bu sektördeki teknolojik kabiliyetine set çekme niyetini açıkça ortaya koydu. ABD Ticaret Bakanlığına bağlı Sanayi ve Güvenlik Bürosu (BIS), 7 Ekim 2022'de, aralarında Çin'in en büyük hafıza çipi üreticisi Yangzte Memory Technologies ve en büyük yarı iletken donanım üreticisi Naura Technology Group'un bulunduğu 31 şirket ve kurumun İhracat Kontrol Listesi'ne alındığını bildirdi. Biden, ihracat kısıtlamalarına ek olarak, 10 Ağustos 2023'te, Çip ve Bilim Yasası'nın kabulünün yıl dönümünde imzaladığı başkanlık kararnamesiyle, yarı iletkenler ve mikro-elektronik, kuantum bilgi teknolojileri ile yapay zeka sistemlerinin olduğu üç kritik teknoloji alanında Amerikan şirketlerinin Çin'de girişim sermayesi ve hisse ortaklığı yatırımları yapmasına kısıtlama getirdi.