ABD’yi geride bırakan stratejik dönüşüm ABD’yi geride bırakan stratejik dönüşüm

Aslı ağırdil - Kübra Karasu

Pekin Üniversitesi'nden hücre biyoloğu Deng Hongkui ve meslektaşlarının çalışması, alanında bir ilke imza attı. Tip 1 diyabet hastası 25 yaşındaki bir kadın, kendi vücudundan alınan ve gereksinimler doğrultusunda "yeniden programlanan" kök hücrelerin nakledilmesinin ardından üç aydan kısa bir süre sonra kendi insülinini üretmeye başladı.

İnsüline bağımlı diyabet olarak da bilinen bu rahatsızlık, bağışıklık sisteminin pankreastaki insülin üreten beta hücrelerine saldırmasına neden oluyor. Bu durum, insülin üretiminin yetersiz kalmasına ya da hiç insülin üretilememesine yol açıyor. Hastalar genellikle insülin takviyesi alıyor. Tıp alanında yaşanan bu gelişmeyi Prof. Dr. Serpil Salman, CGTN Türk'e değerlendirdi.

Kök hücre tedavisi 

Çinli bilim adamlarının tip1 diyabet için geliştirdikleri kök hücre tedavisi üzerine yaptıkları önemli bir çalışmadan bahseden Salman, şöyle söyledi:

"Çinli bilim adamlarının yaptığı bir çalışma ve bir vaka bildirisi, peşinden iki vaka daha gelecek. Tip 1 diyabette kök hücre tedavisi ile ilgili bir çalışma. Aslında 2007 yılından beri başta Çin olmak üzere, Amerika ve Kanada gibi ülkelerde kök hücrelerden, yani potansiyel olarak birçok dokuya dönüşme kapasitesine sahip hücrelerden, kimyasal birtakım işlemlerden geçirip beta hücreleri, yani pankreasın insülin salgılayan hücrelerine dönüştürme çabası devam etmekte. 2020 yılı gibi epeyce bir sonuç alınmış ve hayvan çalışmalarına geçilmiştir. Bu merkez, bu konuda çok önemli bir ilerleme kaydetmiş ve yaklaşık iki yıllık bir süre sonunda hayvan çalışmalarında iyi sonuç alınca, 2023 yılının Haziran ayında tip1 diyabetli genç bir kadına, 25 yaşındaki bir kadına, bu hücreler nakledilmiştir."

Çin çok önemli işler yapıyor

Çin’in, dünyada birçok alanda olduğu gibi sağlık alanında da önemli işler yaptığını belirten Prof. Dr. Serpil Salman, şöyle konuştu:

"Çok önemli çalışmalar bunlar. Kök hücre tedavilerinden, özellikle tip 1 diyabette ve bunun yanı sıra başka bir takım hastalıklarda çok büyük beklentiler var ve Çin, dünyada birçok alanda olduğu gibi sağlık alanında da çok önemli işler yapıyor. Çinli bilim adamlarının gerçekten çok kıymetli çalışmaları var; tabii ki algıyla ilgili bazı şeylerin de düzeltilmesine ihtiyaç var. Bu çalışmaların altyapısı son derece sağlam; üzerinde çok özenle yapılmış işler. Bunu mutlaka takdir etmek lazım."

Tedavilerde başarısızlık riski her zaman var

Salman, Kök hücre tedavisi otoimmün hastalıklarda vücudun nakledilen dokuya karşı saldırgan olma potansiyeli nedeniyle başarısızlık riski her zaman mevcut olduğunu söyledi ve şu ifadeleri kullandı:

"Otoimmün hastalıklar, kendileri saldırgan bir durumdur; yani vücudun nakledilen dokuyu yeniden yok etme potansiyeli olabilir. Bu, kök hücre ile ilgili bir durum değil. Otoimmün durumun temeldeki sorunuyla ilgili olarak tedavilerde başarısızlık riski her zaman mevcuttur. Bu son tedavi yönteminde ümit verici bazı ayrıntılar var, ancak gelecekte bu sorunun çözülebilme şansı da vardır."

Hücreler yolundan saparsa erken fark etme şansımız var

Tedavinin uzun vadeli sonuçları için 5 yıllık hatta 10 yıllık verilere ihtiyaç olduğunu belirten Prof. Dr. Salman, şunları söyledi:

"Henüz bir yıllık sonuç söz konusu; çok daha fazla insana ve en az 5 yıllık, hatta 10 yıllık verilere ihtiyacımız var. Kök hücrede şöyle bir durum var; teknolojik olarak yapılan şey, kök hücrenin olması istenen dokunun dönüşümünü sağlamak amacıyla bir kimyasal özellik kazandırılmasıdır. Yani Çinli bilim adamları ne yapmış? Kök hücreyi, pankreas adacık hücresine dönüştürebilecek şekilde bir kimyasal yapı değişikliği oluşturmuşlar. Beta hücrelerinin oluşması ama kök hücre yolundan sapıp zaman içinde teratom gibi, örneğin kemik oluşumu gibi bambaşka bir yola doğru gider mi? Yani bu programlama bozulur mu? Bunu zamanla göreceğiz. Benzer çalışmalar ve bu çalışmanın devamıyla bu daha iyi anlaşılacak.

Belki burada şunu vurgulamak lazım: akademisyenler bunun üzerinde çok duruyorlar. Daha önceki pankreas adacık nakillerinde veya kök hücre tedavilerinde yapılan şey, portal ven, yani karaciğer bölgesine doğru hücreleri göndermekti. Ancak bu çalışmada, kas içine, karın bölgesindeki kasların içine yerleştirilmiş nakledilen yapılar kullanılmış. Bu bize ne sağlıyor? Ultrasonografiyle hastanın çok daha düzgün bir şekilde takip edilebilme şansı veriyor veya kesitsel görüntüleme ile, yani şunu anlatmaya çalışıyorum; işler yolunda gitmezse ve hücreler yolundan saparsa, yanlış şeyler oluşmaya başlarsa, daha erken bunu fark edip kitleyi oradan çıkarabilme şansımız var. Bu, önemli bir teknolojik ayrıntı."