Kübra Karasu

Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Konferansı (COP29), Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de 11-22 Kasım tarihleri arasında düzenleniyor. Organizasyon, küresel ısınma ve sera gazı salınımını azaltmayı hedefleyen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne taraf ülkelerin katılımıyla gerçekleştiriliyor.

Bu yıl 29'uncu kez toplanan konferansın ilki 1995 yılında Berlin’de düzenlenmişti. İklim Bilimci Prof. Dr. Levent Kurnaz, 29.'sunu takip ettiği konferansla ilgili CGTN Türk’e değerlendirmelerde bulundu.

"Her şey daha da kötüye gidiyor"

Toplantıdan çok büyük bir beklentisi olmadığını söyleyen Levent Kurnaz, "Bu yıl toplantıların 29.'su yapılıyor. Atmosferdeki karbondioksit oranına baktığımızda, bu 29 toplantının boşa geçtiği görülüyor. Şu ana kadar iyiye doğru bir gidiş yok, her şey daha da kötüye gidiyor. Bu nedenle de çok büyük bir beklentimiz yok. Özellikle bazı COP’larda büyük beklentiler oluyor. Örneğin, 2021’de Glasgow’da yapılan 26. COP çok kıymetliydi, ama bu yıl öyle büyük bir beklenti yok. Bu yüzden, bu toplantıda başımıza çok fazla bir şey gelmesini öngörmüyoruz. İnsanlar genellikle finans konuşuyorlar ve bu toplantıya "finans COP'u" deniyor" dedi. 

"Tarihten gelen sorumlulukları var"

Kurnaz, gelişmiş ülkelerin ve denizaşırı topraklara sahip devletlerin çevresel sorumluluklarıyla ilgili şunları söyledi:

"1700'lerden başlayan süreçte, endüstrileşen ülkeler genelde kömür yakarak bu işe başladılar ve bugün gelişmiş ülkeler dediğimiz ülkelerin kişi başına düşen karbondioksit salınımlarına baktığımızda, Afrika’daki veya Pasifik’teki küçük ada devletleriyle kıyaslandığında çok daha fazla salım yaptıkları görülüyor. Dolayısıyla bu gelişmiş ülkelerin hem tarihten gelen sorumlulukları hem de bugünkü salınımlarını azaltma sorumlulukları var. Ancak burada bir hesap problemi var; bu gelişmiş ülkeler çok akıllıca davranarak karbondioksit salınımlarını kendi ülkelerinden dışarıya gönderiyorlar. Örneğin, Almanya otomobil fabrikasını Çin’de kuruyor ve kendi topraklarında salım yapacağı yerde Çin’de yapıyor. Bu yüzden, kimin ne kadar salıma neden olduğunu hesaplamamız gerekiyor. Bu gerçekleştiğinde daha eşitlikçi bir hayata doğru ilerlemiş olacağız."

"Tarımda ciddi sorunlar oluşacak"

Türkiye'nin, iklim krizinden en kötü etkilenecek yerlerin başında geldiğini ifade eden Kurnaz şöyle konuştu:

"Türkiye, Azerbaycan ve bu bölge, iklim krizinden en kötü etkilenecek yerlerin başında geliyor. Burada ısınma yaşanıyor ve bölgeye düşen yağışın ciddi şekilde azalması öngörülüyor. Yağış azalınca tarımda ciddi sorunlar oluşacak ve gıda üretimimiz olumsuz etkilenecek. Ülkemiz göç yollarının kesişme noktasında ve bu gelecekte de böyle olacak. Milyonlarca insan Türkiye üzerinden Avrupa'ya gitmeye çalışacak, fakat artık eskisi kadar kolay olmayacak. Örneğin, 10 milyon insan Pakistan’dan çıkıp AB’ye gitmek istediğinde, AB orduları bunu Yunanistan ve Bulgaristan sınırında durduracak. Bu durum, Türkiye için çok ciddi bir problem demek yakın gelecekte."

Röportajın tamamını izlemek için aşağıdaki linke tıklayınız:

APEC Zirvesi Peru'da başlıyor: Çin ve Asya-Pasifik ekonomileri arasındaki iş birliği nasıl derinleşecek? APEC Zirvesi Peru'da başlıyor: Çin ve Asya-Pasifik ekonomileri arasındaki iş birliği nasıl derinleşecek?