Kübra Karasu
Hollanda'nın başkenti Amsterdam'da UEFA Avrupa Ligi'nde 7 Kasım'da yapılan Ajax-Maccabi Tel Aviv maçı öncesi ve sırasında İsrailli taraftarların, Filistin destekçilerine karşı saldırganlıkları sosyal medyada hızla yayıldı.
Olayın ardından, gösteri yasağı getirilen ülkede Dam Meydanı'nda toplanan Filistin destekçileri, Maccabi Tel Aviv taraftarlarının başlattığı olayların Filistinlilere mal edilmesini ve medyanın bu olayları "antisemitizm" olarak yansıtmasını protesto etti. Gözaltına alınan eylemcilerin arasında yer alan Amsterdam Belediye Meclisi'nin en kıdemli üyelerinden, De Vonk Partisi mensubu Jazie Veldhuysen olayın detaylarını CGTN Türk’e anlattı.
"Mossad, Hollanda yetkililerini önceden uyardı"
Maccabi Tel Aviv taraftarlarının İsrail'de tanınmış ırkçılar olduğunu söyleyen Jazie Veldhuysen söze şöyle başladı:
"Maccabi Tel Aviv'in taraftar kitlesine, özellikle holiganlarına bakalım. Çünkü yalnızca geçen Mart ayında Atina'da Filistin yanlısı bir sivile saldırmadılar, aynı zamanda İsrail'de tanınmış ırkçılardır. İsrail'deki en ırkçı ikinci futbol kulübü olarak kabul ediliyorlar. Netanyahu'ya karşı protesto eden insanlara saldırmakla tanınıyorlar ve ayrıca Amsterdam sokaklarımızda duyduğumuz soykırım yanlısı sloganları orada her maçta destekledikleri takım için tezahürat yaparken kullanıyorlar. Dolayısıyla FIFA ve UEFA’nın bu kulübe, hatta İsrail kulüplerinin tümüne maçlara katılmalarına izin vermesini anlamak tamamen imkansız. Şu an İsrail’in bir soykırım işlediği ortada. Tüm Rus takımları yasaklanmıştı, peki İsrailli takımlar için neden bir yasak yok? Bu, tabii ki, belediye başkanının Maccabi Tel Aviv'in yüksek riskli bir kulüp olarak görülmediğini söylemesiyle atıfta bulunduğu şeydi ve bu kararın kendi yetkisinde olmadığını belirtti. Ancak FIFA'nın bu konuda verdiği tavsiyenin yanı sıra, istihbarat servislerinden de bilgi alıyor, hatta görünüşe göre Maccabi Tel Aviv ile birlikte Amsterdam'a seyahat eden Mossad'dan bile. Mossad, Hollanda yetkililerini olası şiddet olayları hakkında uyardı. Bu çok ilginç."
"Onların şehrimize gelmesi engellenmeliydi"
Ayrıca belediye başkanı, kamu savcısı ve polisle birlikte siyasi bir analiz yaptı. Bu analizde başarısız olduklarını düşünüyorum çünkü şehrimiz Amsterdam’da her gün Filistin halkıyla dayanışma protestoları yapılırken ve büyük bir Müslüman nüfusumuz varken, soykırımı yücelten şiddet yanlısı Siyonistleri davet ediyorsunuz. Sizce ne olacaktı? Onların şehrimize gelmesi engellenmeliydi. Bu maç her ne sebeple olursa olsun yapılacaksa bile, taraftarların gelmesi yasaklanabilirdi. Ancak açıklığa kavuşturulması gereken bir başka önemli nokta, belediye başkanının huzursuzluk beklediği için şehrimizde birkaç bölgeyi güvenli bölge olarak belirlemesiydi; burada polis daha fazla müdahale hakkına sahipti ve örneğin arama yapabiliyordu. Ancak sözde güvenli bölge olarak adlandırılan bu alanlardan birinde Maccabi Tel Aviv holiganları metal borularla ve silahlarla serbestçe dolaşıyordu. Filistin bayraklı evlerin camlarına taş attılar. Aynı gece Filistin yanlısı göstericilere yönelik polis şiddetiyle karşılaştırıldığında, Amsterdam'ın bir polis devletine dönüştüğünü düşünüyorum.
"Geert Wilders fiili lider ve bu çok korkutucu"
Ülkedeki en büyük partinin Müslümanlara yönelik av başlattığını dile getiren Veldhuysen, "Ancak ulusal düzeyde olanlar daha korkutucu çünkü bildiğiniz gibi aşırı sağcı bir hükümetimiz var. Bu ülkedeki fiili lider Geert Wilders. Örneğin, başbakan her şeyin başarısız entegrasyonla ilgili olduğunu söyledi ve göçmenleri suçladı. Oysa ülkedeki en büyük parti, Müslümanlara yönelik bir av başlattı. 2017'de bir platformla yarıştılar ve programın yarısı Kur’an’ın yasaklanması, İslami okulların kapatılması gibi maddelerle doluydu. Ancak Hollanda medyası ve siyasetçileri cuma günü pogromlar hakkında konuşurken, şiddeti başlatan Maccabi Tel Aviv holiganlarının bağlamını tamamen göz ardı ettiler. Wilders, Knesset Başkanı ile bir araya geldi. Bu nedenle Hollanda hükümet yetkilileri, Hollandalı siyasetçiler ve medya tarafından İsrail yetkilileri için kırmızı halı serildi. Wilders, fiili liderdir ve bu çok korkutucudur çünkü parlamentonun onayı olmadan çok katı sığınma politikaları uygulamaya çalışıyorlar" şeklinde konuştu.
Röportajın tamamı için aşağıdaki linke tıklayınız: