ABD’nin bölgede hegemonyasını sürdürebilmek için yeni bir proje geliştirdiğini belirten Genelkurmay İstihbarat Eski Başkanı Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, Irak'ın kuzeyine yönelik Türkiye'nin gerçekleştireceği bir harekâtın İran ile Türkiye'yi karşı karşıya getirme riski bulunduğunu, bu durumun da Irak ve Suriye'deki dengelerin bozulmasına ve bölgede Kürt Federasyonu için tarihi bir dönüm noktasına neden olacağı konusunda uyardı. Pekin, Türkiye’nin “Ankara merkezli bakış açısıyla” hareket etmesinin hayati olduğunu vurguladı.
Türkiye’nin Irak ile yaptığı anlaşmaların ardından konuştuğumuz Genelkurmay İstihbarat Eski Başkanı Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, bölgedeki olaylara daha geniş bir perspektiften bakmanın gerekliliğine dikkat çekerek Hamas-İsrail savaşının birçok şeyi değiştirdiğini belirtti.
Amerika’nın planlarında bir değişikliğe gittiğini düşünen Pekin, bunda Hamas-İsrail savaşı ve İran’ın misillemesinin rol oynadığını ifade etti. ABD’nin asıl amacının Körfez ülkelerini de dâhil ederek “Doğu Akdeniz’de İsrail merkezli güç merkezi yaratmak” olduğunu söyleyen Pekin, bu plan için kritik iki ülkenin Türkiye ve Mısır olduğu fikrinde. Pekin’e göre; ABD'nin söz konusu projesi sadece Ortadoğu’yu kapsamıyor. Aynı zamanda Levant'ı, Kıbrıs'ı, Malta ve Girit'i de içine alıyor. Söz konusu proje aynı zamanda İran'ı da kuşatan bir proje. Pekin’in endişe ettiği senaryo tamda burada devreye giriyor. Irak'ın kuzeyine yönelik Türkiye'nin gerçekleştireceği bir harekât İran ile Türkiye'yi karşı karşıya getirebilir. Pekin, bu durumda "Irak ve Suriye'deki dengelerin bozulmasına ve bölgede Kürt Federasyonu için bir tarihi dönüm noktasına neden olabilir" uyarısında bulundu.Pekin’in açıklamalarının tamamı şöyle:
“Bölgemizdeki olaylara daha geniş bir perspektiften bakmak gerekiyor. Çünkü ABD mevcut hegemonyasını sürdürmek için projeler üretmeye devam ediyor. Bu projeleri yürütebilecek, devletlere veya silahlı gruplara ihtiyaç duyuyor.
Bu devletler/silahlı gruplar arasında en önemlilerinin Türkiye ve Mısır olduğunu söylememiz gerekiyor.
Asya Pasifik'i bir tarafa koyarsak (çünkü onu daha geniş anlatmak lazım), ABD o bölgede Çin'in ekonomik anlamda frenlenmesini sağlamaya çalışırken, diğer taraftan da başta Japonya, Güney Kore, Filipinler ve Endonezya olmak üzere bölgeyi şekillendirmeye çalışıyor.
Diğer taraftan, Doğu Avrupa'da Ukrayna - Rusya savaşı devam ediyor. ABD burada ise Rusya'yı boğazlar ve daha güneydeki Adalar Denizi vasıtasıyla Karadeniz'e hapsediyor. ABD Doğu Akdeniz'de ve İsrail merkezli bütün körfez ülkelerini içine alan (Suudi Arabistan, BAE dahil) bir güvenlik mimarisi yaratmaya çalışıyor. Bu güvenlik mimarisinin ekonomik yatırımlarla destekliyor. Amerika'nın planlarında bu şekilde bir değişikliğe gitmesinin en önemli nedenlerinden biri Hamas - İsrail savaşının gidişatı, İran'ın misillemesi önemli rol oynadı. Hatta İran'ın yapmış olduğu misillemeye İsrail, ABD, Fransa, İngiltere, Ürdün, BAE ve Suudi Arabistan vb. ülkelerden oluşan bir koalisyonla karşı koydu.Ankara merkezli bakış açısı gerekli
Bu ülkelere ilaveten, ABD'nin söz konusu projeyi hayata geçirmesi için Türkiye ve Mısır gibi iki ülkeye ihtiyacı var. ABD ve Türkiye'nin çıkarları bu proje kapsamında çakışıyor. Bu durum, Türkiye'nin söz konusu projeye dâhil olmasını kolaylaştırıyor, özellikle güvenlik ve terörle mücadele konuları başta olmak üzere yakından ilgilendiriyor.
Bu konuda Türkiye'nin ve Mısır'ın ekonomik kırılganlığından dolayı, söz konusu projenin ihtiyaç duyulan finans kaynağının petrol zengini körfez ülkelerinden sağlanması öngörülüyor.
Bu konuda Türkiye'nin ve Mısır'ın ekonomik kırılganlığından dolayı, söz konusu projenin ihtiyaç duyulan finans kaynağının petrol zengini körfez ülkelerinden sağlanması öngörülüyor.Kalkınma yolu projesini de içerecek şekilde hazırlanan bu büyük proje sadece Ortadoğu'yu kapsamıyor. Aynı zamanda Levant'ı, Kıbrıs'ı, Malta ve Girit'i de içine alıyor. Söz konusu proje aynı zamanda İran'ı da kuşatan bir proje. Bu projeye İran'ın da dahil olması yönünde bir düşünce bulunuyor. İran, bu projenin dışında kalmamayı tercih edebilir.
Ancak ABD'nin ve İsrail'in, İran'daki rejimi değiştirme ve İran'ı parçalama gayretleri İran tarafından çok yakından takip ediliyor.
Türkiye ve Mısır, bu projenin hayata geçirilmesinde önemli rol oynayacak iki ülkedir. Dolayısıyla onların desteklemediği böyle bir projenin akamete uğraması kesindir. Ancak söz konusu proje için devam eden çalışmalar ve Irak'ın Kuzeyine yönelik Türkiye'nin gerçekleştireceği bir harekat İran ile Türkiye'yi karşı karşıya getirebilir. Bu durum, bölgedeki dengelerin özellikle de Irak ve Suriye'deki dengelerin bozulmasına ve bölgede Kürt Federasyonu için bir tarihe dönüm noktasına neden olabilir. Bu bakımdan, Türkiye'nin gerek askeri, gerekse diplomatik ve ekonomik konularda Ankara merkezli bakış açısını kaybetmemesi ve Türkiye'nin çıkarları doğrultusunda hareket etmesi hayati öneme haizdir.ü
TÜRKİYE HABERLERİNİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINü