CGNT Türk Dış Haberler Servisi

Suriye’de Beşar Esad yönetiminin devrilmesine giden sürecin muhasebesi uluslararası kamuoyunda yapılmaya devam ediyor.  Batı basınında pek çok yorumcu Esad yönetiminin hızlı çözülüşünün ana nedeni olarak sistemdeki yozlaşmayı işaret etmekle yetinirken, kimi uzmanlar ise bu tespitin eksik olduğunu dile getiriyor.

Dünyaca ünlü kalkınma ekonomisti olan Jeffrey Sachs, kaleme aldığı “ABD ve İsrail, Suriye’yi tarumar ettikten sonra bunun adını nasıl barış koydular?” başlıklı makalesinde Esad’ın hatalarını kabul etmekle birlikte esas nedenin yıllar süren ekonomik kuşatma ve terör örgütlerine verilen destek olduğunu belirtti. Sachs, Gazze katliamı, Lübnan ve nihayet Golan tepelerindeki işgalde görüldüğü üzere asıl amacın ABD ve İsrail’e hizmet eden bir güvenlik mimarisi olduğunu belirtti.

Columbia Üniversitesi’nde profesör olan Jeffrey Sachs bu planların 30 yıla yakındır yapıldığını anımsatarak  “Suriye’nin düşüşü Netanyahu’nun göreve geldiği 1996’ya kadar uzanan İsrail-ABD kampanyasının doruk noktasıdır. İsrail-ABD’nin Suriye savaşı eski başkan Barack Obama’nın Suriye Hükümeti’ni düşürmek için Timber Sycamore adını verdiği gizli operasyonda CIA’yi görevlendirmesiyle 2011 ve 2012’de tırmandı. Bu çaba 300 binden fazla ölümün ardından nihayet meyvesini verdi.” diye yazdı.  

“Batı yaptırımları ve petrol hırsızlıkları”

Batılı hükümet ve gizli servislerin terör örgütleri ile temas içinde bulunması kadar ekonomik yaptırımların da Suriye’de denklemi değiştirdiğini ifade eden Sachs “ABD-İsrail'in Esad'ı devirme kampanyası 2011'de ciddi bir şekilde başlamadan önce Suriye işleyen, büyüyen bir orta gelirli ülkeydi.” ifadesini kullandı.

İngiliz Economist duyurdu: Çin yeşil enerjide yeni devrim peşinde İngiliz Economist duyurdu: Çin yeşil enerjide yeni devrim peşinde

Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Ocak 2009’da yayınladığı Suriye raporunda ülkenin makroekonomik performansının, petrol dışı büyümesinin ve azalan devlet borçlarının övüldüğünü anımsatan Sachs yazında şu değerlendirmelere yer verdi:

“2011'den bu yana, bombalama, cihatçılar, ekonomik yaptırımlar ve  ABD'nin Suriye'nin petrol sahalarına el koyması Suriye halkını sefalete sürükledi. Hükümetin çöküşünü izleyen iki gün içinde İsrail, Suriye genelinde yaklaşık 480 saldırı düzenledi ve Lazkiye'deki Suriye filosunu tamamen yok etti. Başbakan Netanyahu, yayılmacı gündemini sürdürürken, Golan Tepeleri'ndeki silahsızlandırılmış tampon bölge üzerinde yasadışı bir şekilde kontrol iddia etti ve Golan Tepeleri'nin "sonsuza kadar" İsrail Devleti'nin bir parçası olacağını ilan etti. Netanyahu'nun bölgeyi savaş yoluyla dönüştürme hırsı, neredeyse otuz yıl öncesine dayanıyor ve bu gözlerimizin önünde gerçekleşiyor.”