Özel Haberler

Xinjiang’dan İstanbul’a: Büyüleyici Çin ziyareti deneyimi paylaşıldı

İstanbul’da düzenlenen “Büyüleyici Çin Ziyareti Deneyimini Paylaşım Toplantısı”, iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirme hedefiyle gerçekleştirildi. Etkinlikte, Türk gazetecilerin Çin’deki saha deneyimleri, kültürel zenginlikler ve bölgesel kalkınma üzerine paylaşımları dikkat çekti.

CGTN Türk Haber Merkezi

Çin İstanbul Başkonsolosluğu’nun ev sahipliğinde 28 Kasım 2024 tarihinde, “Büyüleyici Çin Ziyareti Deneyimini Paylaşım Toplantısı” düzenlendi. Çok sayıda gazeteci ve basın mensubunun katıldığı etkinlikte, iki ülke arasındaki kültürel ve ekonomik bağların güçlendirilmesi üzerinde duruldu. Toplantı, yönetmen Serkan Koç’un “Nar: Xinjiang'da 7 Gün” adlı belgeselinin ön gösterimiyle sona erdi.

Çin İstanbul Başkonsolosu Wei Xiaodong, toplantıda yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:

“Çin İstanbul Başkonsolosu olduğumdan bu yana Çin ve Türkiye arasındaki en büyük sorunlardan birinin karşılıklı bilgi eksikliği olduğunu gözlemledim. Bu nedenle, başkonsolosluk olarak karşılıklı ziyaretleri ana odak haline getirdik ve Türk medya ekiplerini Çin’e davet ettik. Bugünkü toplantı, bu çabaların önemli bir örneği. Türk medyasıyla olan iletişimimizi güçlendirmek ve saha ziyaretleri sonrası daha çok şey paylaşabilmek için bu tür etkinlikler kritik önem taşıyor. Birbirimizi anlamak, görüşlerimizi dinlemek ve halklarımız arasındaki duygusal bağları güçlendirmek adına bu alışverişler hayati öneme sahip.”

“Xinjiang farklı bir perspektif açtı”

Gazeteci Mete Çubukçu, Nisan ayında çeşitli Arap ve Müslüman ülkelerden gazeteci, akademisyen ve diplomatlarla birlikte Xinjiang bölgesini ziyaret ettiğini ifade etti. Daha önceki programlarında Çin’in Kuşak ve Yol Projesi, teknolojik gelişmeler ve dünya çapındaki atılımlarını ele aldığını belirten Çubukçu, Xinjiang’ın kendisine farklı bir perspektif sunduğunu söyledi.

Çubukçu, “Xinjiang’da 47 farklı etnik grubun bir arada yaşadığını gördüm. Her etnik grubun kendi dilini, gazetelerini ve kültürel yayınlarını özgürce yaşatabildiğini gözlemledim. Ancak, üst kimlik olarak Çinli kimliğinin vurgulandığını söylemek önemli. Urumçi’deki esnafla yaptığım sohbetlerde, dışarıda bahsedildiği gibi bir baskı görmedik,” dedi.

Çubukçu ayrıca, Xinjiang’da bir fabrikayı ziyaret ettiğini ve bir çalışanın şu sözlerini aktardığını paylaştı:

“Şu anda dış ülkelerin uyguladığı yaptırımlar fabrikamızın çalışmalarını zorlaştırıyor ve kalkınmamızı sekteye uğratıyor.”

 “Xinjiang kalkınması insanların yaşamını iyileştiriyor”

Gazeteci Adnan Bulut, Kuşak ve Yol Projesi’nin önemli bir noktası olan Xinjiang bölgesindeki ekonomik kalkınmaya tanıklık ettiğini belirtti. Bulut, “Kentlerdeki kalkınma ve ekonomik refahın, insanların yaşamını iyileştirdiğini gözlemledim. Batının propaganda söylemlerinin aksine, tüm etnik grupların barış ve uyum içinde yaşadığını gördüm. Kaşgar’da ibadethaneleri gezip din adamlarıyla sohbet ettik. Kendilerine sosyal medyadaki tepkileri sorduğumda, ibadet özgürlüğü açısından hiçbir sorun yaşamadıklarını ifade ettiler.”

"Hedefim Çin-Türkiye bağını güçlendirmek"

CGTN Türk'te Çin kültürüne dair çeşitli programlar çektiğini belirten Gazeteci Aslı Atasoy, geçen yaz yaptığı Çin gezisinden çok etkilendiğini ve Türk halkının bu tarz Çin kültürü programlarına oldukça ilgili olduğunu söyledi. Atasoy, "Hedefim, Türk ve Çinli sanatçıların bir araya geldiği programlar yaparak, bu bağı güçlendirmek." dedi.

"Türkiye'de Çin'le ilgili en çok kültür-sanat ve bilim haberleri okunuyor"

Xinjiang'ın 'harikulade' gelişmiş bir bölge olduğunu gözlemleyen Gazeteci Mustafa Birol Güger, "Bölgede, refahın ve ekonomik kalkınmanın hedeflendiği çok açık bir şekilde görünüyor. Xinjiang'la alakalı sosyal medyada bir 'sis bulutu' mevcut. Çalıştığım haber kurumunun 'Çin' bölümünde en çok okunan haberlere baktığımda, Çin siyaset değil, ağırlıklı olarak Çin'in kültür ve bilim-teknoloji alanındaki haberlerin okunduğunu fark ettim. Bu yüzden bu alanlara eğilirsek çok daha iyi bir iş yapmış olacağız." diye konuştu.

“Belgeselimi ülkeme adamak istedim”

“Nar: Xinjiang'da 7 Gün” adlı belgeselin yönetmeni Serkan Koç, belgeseli Haziran 2024’te 11-12 günlük bir Xinjiang gezisi sırasında çektiğini belirtti. Koç, “Kameramın gördüklerini ve hissettiklerimi kayda aldım. Bu filmi, ülkemin insanları için yaptım. Çünkü ülkemizin huzur ve güvenliğinin, komşu ülkelerle iş birliği içinde olmaktan geçtiğine inanıyorum. Umarım belgeselim bu konuda katkı sunar.” dedi.

Toplantı, Çin-Türkiye ilişkilerinin karşılıklı anlayış ve iş birliği temelinde güçlendirilmesi adına önemli bir adım olarak değerlendirildi. Özellikle Xinjiang’ın farklı yüzlerini aktaran belgesel ön gösterimi, katılımcılar üzerinde derin bir etki bıraktı. Çin İstanbul Başkonsolosluğu, bu tür etkinliklerle halklar arasındaki bağları daha da kuvvetlendirmeyi hedeflediklerini vurguladı.