İki gün süren ve küresel sorunların masaya yatırıldığı forumda, 30'un üzerinde ülkeden 150'ye yakın konuşmacı ve farklı coğrafyalardan 1500'ün üzerinde katılımcı yer aldı.
Foruma katılan Çin İstanbul Başkonsolosu Wei Xiaodong, ‘birçok önemli konuşmacının değerli görüşlerini dinlediklerini’ söyleyerek “Çin ile Türkiye’nin, dünya genelinde kalıcı barışa ulaşmak ve tüm kritik sorunlara birlikte çözüm bulmak için çalıştığını görmek beni son derece mutlu ve heyecanlı kılıyor” ifadelerini kullandı.
CGTN Türk’e konuşan Profesör Jagannath Panda ise, TRT Forum'un çok kutupluluk, küresel bölünmeler ve Türkiye’nin dünya meselelerindeki artan önemi gibi kritik konuların tartışılmasına büyük bir platform sunduğunu belirtti. Panda, "Bu forum, tüm bu meselelerin ele alınmasına geniş bir zemin hazırlıyor ve dünyanın dört bir yanından katılımcılarına, serbest bir tartışma ve etkileşim ortamı sunuyor," ifadelerini kullandı.
‘Türkiye'nin rolü daha da önemli hale geliyor’
Dünya düzenindeki kutuplaşmayı değerlendiren Panda, çok kutuplu bir dünya yapısının artık bir "yeni normal" haline geldiğini vurguladı. Türkiye’nin, sadece Asya ve Avrupa arasında değil, küresel düzeyde de etkili bir güç olduğunu ifade eden Panda, şunları söyledi:
"Çok kutuplu bir dünyadan bahsederken, Türkiye'nin rolü daha da önemli hale geliyor çünkü hem Avrupa hem de Asya'nın bir parçası olarak iki dünyayı da kapsıyor. Bu nedenle, jeopolitik konumu ve birçok meseledeki stratejik duruşu göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye’nin BRICS süreç mekanizmasına dahil edilmesi gerektiğini düşünen hak eden ve yükselen bir örnek olduğunu söyleyebilirim."
Panda ayrıca, Türkiye’nin Hindistan, Çin ve diğer yükselen ekonomilerle daha fazla işbirliğine ihtiyaç duyduğunu belirtti. "Dünya giderek kutuplaşıyor, bu kutuplaşma içinde Türkiye’nin çok kutuplu dünya düzeninde daha aktif bir rol üstlenmesi gerekiyor," dedi.
Profesör Panda, Türkiye'nin benzersiz jeopolitik konumunun, hem bölgesel hem de küresel düzeydeki etkisini artırdığını ve bu tür forumların Türkiye’nin küresel meselelerdeki önemini daha da vurguladığını sözlerine ekledi.
"Türkiye ve Çin Arasında Çok Yönlü İş Birliği Potansiyeli"
CGTN Türk’e konuşan Çin ve Küreselleşme Merkezi (CCG) Kurucusu ve Başkanı Wang Huiyao, Türkiye ile Çin arasındaki ilişkilerin oldukça iyi bir düzeyde olduğunu belirtti. Wang, kısa süre önce Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ı Pekin’deki merkezlerinde ağırladıklarını hatırlatarak, iki ülke arasındaki diyaloğun ve işbirliğinin önemine vurgu yaptı.
Türkiye’nin BRICS’e katılma isteğinin yanı sıra Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlama, Orta Doğu, Körfez Bölgesi ve İslam dünyasında kritik bir rol oynama hedeflerinin dikkat çekici olduğunu ifade eden Wang, “Türkiye, bu bölgenin önemli bir gücü. Orta ölçekli bir güç olmasına rağmen oldukça etkili bir ülke. Çin ile ilişkileri mükemmel ve ortak ilgi alanlarımız çok fazla. Dünya meselelerinde benzer değerlere ve çok kutuplu bir dünya anlayışına sahibiz." dedi.
Türkiye ve Çin Ortak Değerlerde Buluşuyor
Wang Huiyao, Türkiye’nin hem Ukrayna hem de Gazze konusunda arabulucu rolüne dikkat çekerek, iki ülkenin barış ve refah konularındaki ortak çabalarını vurguladı. Wang, "Türkiye ve Çin, barış ve ekonomik kalkınma gibi alanlarda pek çok benzerliği paylaşıyor. Her iki ülke de çok kutuplu bir dünya düzeni ve ekonomik refah için aynı vizyonu taşıyor,” ifadelerini kullandı.
Çin Yatırımları Türkiye’de Güçleniyor
Çin’in Türkiye’deki yatırımlarını değerlendiren Wang, özellikle elektrikli araç (EV) üretimi gibi alanlardaki potansiyele dikkat çekti:
"Türkiye yaklaşık 100 milyonluk bir nüfusa sahip ve büyük bir satın alma gücü barındırıyor. Çin’in Türkiye’ye yaptığı yatırımlar sadece bu büyük ülkeye hizmet etmekle kalmıyor, aynı zamanda bölgedeki ekonomilerle de bağlantılar kuruyor. Çin, Türkiye’nin üretim kapasitesini artırma ve EV fabrikaları kurma noktasında önemli katkılar sağlayabilir.”
Wang, Türkiye ile Çin arasında herhangi bir siyasi anlaşmazlık olmadığını ve her iki ülkenin Küresel Güney'e yönelik ortak vizyonlarının iş birliğini güçlendirdiğini belirtti. “Çin’in Türkiye’ye sadece elektrikli araçlar değil, birçok farklı alandaki yatırımları iki ülke arasındaki bağları daha da güçlendirecek ve Türkiye’nin üretim gücünü artıracaktır,” diyerek sözlerini tamamladı.