Özel Haberler

Ticaret Bakanı Bolat, CGTN Türk’e konuştu: Kuşak ve Yol nitelikli işbirliğinin inşa edilmesine vesile olabilir

Kuşak ve Yol İnisiyatifi'nin daha güçlü bir Türkiye-Çin ilişkisinin inşa edilmesine vesile olma potansiyelinin bulunduğuna dikkat çeken Bakan Bolat, Çinli firmaların yurt dışı yatırım bağlamında Türkiye’ye olan ilgilerini de çok daha üst noktalara taşıyabileceğini kaydetti. 

Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, CGTN Türk'ün sorularını yanıtladı. Söyleşimizin ikinci kısmında Bakan Bolat'a, Kuşak Yol'dan fuar desteklerine, gümrük vergilerinden menşei konularına kadar bir dizi soru yönettik. Bakan Bolat'a sorularımız ve yanıtları dikkatinize sunuyoruz.

*Kuşak Yol Orta Koridor'un daha aktif kullanılması için atılması gereken adımlar nelerdir?

Kuşak ve Yol İnisiyatifi, kapsama alanına giren ülkelerin ekonomik büyümesini ve kalkınmasını destekleyerek, hem bölgesel hem de küresel düzeyde ticaretin artırılmasına önemli katkılarda bulunmuştur. Çin’in son dönemde, bu projenin daha etkin bir şekilde yürütülmesi amacıyla, Kuşak ve Yol İnisiyatifi kapsamında yapılacak ticari aktivitelere de finansman desteği sağladığı gözlenmektedir. Bu tür teşvik mekanizmaları Çinli firmaların yurt dışı yatırım bağlamında Türkiye’ye olan ilgilerini çok daha üst noktalara taşıyabilecektir. Ülkelerimiz arasında bu inisiyatif kapsamında geliştirilebilecek nitelikli işbirliklerinin daha güçlü bir Türkiye-Çin ilişkisi inşa edilmesine vesile olma potansiyeli bulunmaktadır.

Orta Koridor derinlikli bir hat 

Bu açıdan, Türkiye’nin “Hazar Geçişli Doğu-Batı Orta Koridor Yaklaşımı”nın Avrasya ticareti için önem taşıdığı değerlendirilmektedir. Çin ile ülkemiz arasında 2015 yılında imzalanan "İpek Yolu Ekonomi Kuşağı ve 21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu ile Orta Koridor Girişiminin Uyumlaştırılmasına İlişkin Mutabakat Zaptı" bu açıdan önemli bir dönüm noktası olmuştur.

Bu çerçevede, Kuşak ve Yol İnisiyatifi boyunca kesintisiz ticaret açısından; ülkemizden Çin’e “Hazar Geçişli Doğu-Batı Orta Koridor” üzerinden karayolu seferlerinin hayata geçirilmesi ve Bakü-Tiflis-Kars (BTK) Demiryolu Hattı üzerinden başlatılan Türkiye-Çin-Türkiye Demiryolu konteyner taşımacılığının artırılması önemli gündem konuları olarak öne plana çıkmaktadır.

Ayrıca, Kuşak ve Yol boyunca altyapı bağlantısallığı açısından: ulaştırma, enerji ve telekomünikasyon altyapı projelerinde muhtemel işbirliği imkânlarının daha fazla değerlendirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır.

Dijital altyapı önem taşıyor 

Küresel ticaretin ağırlık merkezinin doğuya kaymasının doğu-batı koridor arayışlarını artırdığını biliyoruz. Ukrayna’da yaşanan güvenlik sorunu sonrası Rusya’dan geçen Kuzey Koridoru’na alternatif olarak 5 Orta Asya ülkesinde (Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan) yapılacak yatırımlar ile Orta Koridor’un AB ve Orta Asya arasında kesintisiz bir lojistik hat haline getirilmesi büyük önem taşımaktadır. Orta Asya bölgesindeki projelerde yer alabilmek suretiyle; ticaretin dijitalleştirilmesi ve dijital altyapının kurulumunda bilişim firmalarımız, ticaretin kolaylaştırılması projeleri sonucunda taşımacılık ve lojistik sektörümüz ve altyapının inşası çerçevesinde müteahhitlik ve teknik müşavirlik firmalarımız için fırsatlar ortaya çıkabileceğini düşünüyoruz. Bölge ülkeleri ile gerek ikili gerekse Türk Devletleri Teşkilatı gibi platformlar aracılığıyla yürüttüğümüz ekonomik ve ticari entegrasyonun ivmelendirilmesi yönündeki çalışmalar koridorun daha aktif kullanılmasını sağlayacaktır. Gümrük, ulaştırma ve enerji gibi kritik alanlarda koridor üzerinde yer alan ülkeler ile yürüttüğümüz çalışmalar da koridorun aktif kullanımını destekleyecektir.

Çin fuarlarına katılıma destek 

*Çin’deki fuarlara firmalarımızın katılımı için verilen destekler hakkında bilgi verir misiniz?

Bakanlığımızca sağlanan fuar destekleri sayesinde, yararlanıcı firmalarımızı, mevcut ihracatını çeşitlendirme imkânı tanıyan platformlarla bir araya getirerek; ihracatçı firmalarımızın faaliyetlerini geliştirmeleri ve üretim ölçeklerini artırmaları ile daha büyük ve küresel çapta faaliyet gösteren firmalara dönüşmelerine katkı sağlıyoruz.

Bu kapsamda, 2023 yılında Çin’de düzenlenen 21 fuara yurt dışı fuar organizasyonu ve 34 uluslararası sektörel nitelikli fuara bireysel katılım olmak üzere toplamda 55 fuar; 2024 yılında ise halihazırda düzenlenen 17 fuara yurt dışı fuar organizasyonu ve 28 sektörel nitelikli fuara bireysel katılım olmak üzere toplamda 45 adet fuarı destek kapsamına almış bulunmaktayız.

İstanbul merkez olacak 

*Son yıllarda Avrupa’nın vize kısıtlaması yüzünden Çin dahil Uzak Doğulu firmaların ülkemizdeki fuarlara rağbet ettiği çekiyor. Bu hususta Bakanlığın destek ve teşvik ettiği anlamında destekler var mıdır?

Bakanlığımızca destek kapsamına alınan yurt içi fuarların yurt dışında etkin tanıtımlarını desteklerken, İstanbul’un bir fuar merkezi haline gelmesine katkıda bulunmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu kapsamda, 2023 yılında 44 adet; 2024 yılında ise 60 adet yurt içi fuarı destek kapsamına aldık.

Bununla birlikte, yurt içi fuarlarımız ile eş zamanlı düzenlenen genel nitelikli alım heyetlerimiz ve özel nitelikli alım heyetlerimiz vesilesiyle, alıcı firmaları ülkemize getirerek ihracatçı firmalarımız ile buluşturulmalarına ve birebir ikili iş görüşmesi yapmalarına olanak sağlıyoruz.

Bu kapsamda, 2023 yılında düzenlenen genel nitelikli alım heyetlerimizde, Çin’den ülkemize misafir olan 13 adet firmayı ağırladık. Özel nitelikli alım heyetlerimiz sayesinde ise global ölçekte “ÇHC Pinlive ve ÇHC Ping-Shan Foods’’ gibi büyük perakende zincirlerinin ülkemize gelerek firmalarımız ile iş bağlantıları kurmalarını sağladık.

Menşei konusunda bakanlık devrede 

*Çin'den yapılan ithalatta menşei Çin görünse de Avrupalı ve Amerikalı markaların ürünlerinin geldiği görünüyor. Bu anlamda bir ayrıştırma mümkün müdür?

Soruda belirtildiği haliyle, Çin’den yapılan ithalatlarda eşya menşeinin Çin olarak görünmesine rağmen gerçekte Avrupa ülkeleri ya da ABD menşeli olmasının, gerek vergiler gerekse diğer mükellefiyetler bakımından genel anlamda ülkemiz için risk teşkil etmediği değerlendirilmektedir. Ayrıca Çin’de üretilip Çin menşeli olarak ülkemize ithal edilen AB ve ABD markalı birçok ürün bulunmaktadır ki bu da uluslararası ticarette olağan bir durumdur.

Bununla birlikte konunun soruda belirtilenin tam tersi olması halinde karşımıza iki türlü riskli durum çıkmaktadır;

A- Çin’den yapılan ithalatlarda eşya menşeinin Çin olduğu halde Avrupa ülkeleri ya da ABD menşeliymiş gibi gösterilmesi veya

B- Avrupa ülkeleri veya ABD’den yapılan ithalatlarda eşya menşeinin Çin olduğu halde Avrupa ülkeleri menşeli ya da ABD menşeliymiş gibi gösterilmesi.

Her iki durum ülkemizin uyguladığı kolaylıklar, gümrük vergileri veya dış ticaret politikası önlemleri açısından uygulamaların etkisiz kılınması yönünde risk teşkil etmektedir. Bu nedenle Bakanlığımızca menşe saptırmalarına yönelik olarak analiz, değerlendirme ve önlem alma yönünde çalışmalar yapılmakta ve güncellenmektedir. Gerek resen yapılan değerlendirmeler gerekse alınan bilgi, duyum, ihbar vb. kaynaklardan hareketle yanıltıcı menşe beyanlarına yönelik sistemler üzerinde kontrol ve uyarı yönlendirmeleri yapılmaktadır.

TL-Yuan swap limiti artırılacak 

*İki ülke arasında döviz riskini asgariye çekmek için yerel paralarla ticaretinin geliştirilmesi anlamında çalışmalar yapılmakta mıdır?

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ile Çin Halk Cumhuriyeti Merkez Bankası arasında 30 Mayıs 2019 tarihinde imzalanan ikili para takası (swap) anlaşması 35,1 milyar TL ve 23 milyar Çin yuanı artırılarak toplam 46 milyar TL ve 35 milyar Çin yuanına ulaşmıştır. Artırılan söz konusu rakam 15 Haziran 2021 tarihi itibariyle TCMB hesaplarına girmiştir.

Para takası anlaşmasının temel hedefi yerel para birimleri üzerinden gerçekleştirilen ticareti kolaylaştırmak ve iki ülkenin finansal istikrarına destek sağlamaktır. İki ülke Merkez Bankaları arasındaki Swap Anlaşmasının kullanım limitinin (210 milyar yuan / 200 milyar TL düzeyine) artırılması konusunda Devlet Başkanlarımız seviyesinde bir vizyon ortaya konulmuş olup, Çin Merkez Bankası, Çin Devlet Konseyi ve diğer Çin kurumları nezdinde sürecin hızlandırılarak bu vizyonun gerçekleşmesi için gereken adımların atılmasına devam edilmektedir.

Ticarette yerel paranın payı 

Biliyorsunuz, yerel paralarla ticaret, rezerv para birimlerine olan hassasiyeti ve cari açığın finansmanında dövize olan bağımlılığı azaltması açısından büyük önem arz ediyor.

2013 yılında Çin ile olan ithalatımızda toplam yüzde 6 seviyesinde olan TL ve yuan yoğunluğunun, 2023 yılında yüzde 6,3’e yükseldiğini, ihracatta ise 2013 yılında yüzde 1,1 olan TL ve yuan büyüklüğünün yüzde 1,3’e yükseldiğini görebiliyoruz. Nitekim, Çin’in yuan ile ticaretini arttırmaya ve yuanın rezerv para birimi olmasına yönelik politikalar uyguladığı biliniyor. Merkez bankalarının karşılıklı olarak imzaladıkları para takası (swap) anlaşmalarının yerel paralarla ticareti kolaylaştırmayı hedefleyen mekanizmalar olduğu hepimizin malumu. Türkiye ve Çin Merkez Bankaları arasında 2019’da imzalanan ikili para takası (swap) anlaşması, 15 Haziran 2021 tarihinde güncellenerek, 35,1 milyar TL ve 23 milyar Çin yuanı artırılmış ve böylelikle toplam 46 milyar TL ve 35 milyar Çin yuanı işlem hacmine ulaştı.

ü