Kübra Karasu - Aslı Ağırdil

ABD'nin arka bahçesinde Türkiye ve Çin rüzgarı esti ABD'nin arka bahçesinde Türkiye ve Çin rüzgarı esti

Çinli otomotiv devi BYD, Manisa'da elektrikli ve şarj edilebilir hibrit otomobil üretim tesisi ile bir AR-GE Merkezi kurma planlarını duyurdu. BYD, Türkiye'ye kuracağı bu tesisi 12 ay gibi kısa bir sürede tamamlamayı hedeflerken yeni tesiste, 8 ila 12 farklı modelin üretileceği belirtiliyor.

Gedik Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve ASEAN Müdürü Sibel Karabel, BYD'nin bu yatırım kararını ve Türkiye-Çin ilişkilerini bölgesel ve akademik açıdan CGTN Türk'e değerlendirdi.

"Değerlendirilmesi gereken bir fırsat"

Sibel Karabel BYD'nin Manisa yatırımıyla ilgili şunları söyledi:

"Bu yatırım gerçekten çok önemli ve uluslararası ilişkiler bağlamında değerlendirilmesi gereken bir fırsat sunuyor. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği, Çin'e elektrikli araçlar konusunda yüksek tarifeler uygulamış durumda. Bu durum, Çin'in elektrikli araç sektörü üzerinde büyük bir etki yaratmış ve 2023 yılında Çin, devlet teşvikleri olmadan küresel liderliği elde etmiş bir pazar konumuna gelmiştir. Çin, bu olgunlaşmış pazarla birlikte yeni pazarlar arayışında, ve Türkiye, bu bağlamda önemli bir fırsat sunuyor.

Kazan-kazan getirisi

BYD'nin Türkiye'deki yatırımları, bu konjonktürde bir katalizör yatırım olarak değerlendirilebilir. Türkiye'den resmi ajanslar aracılığıyla, en az beş farklı markanın Türkiye ile yatırımlar üzerine görüşmelerde bulunduğu belirtilmiştir. Bu yatırım, Türkiye'nin önemli bir dış ticaret açığı yaşadığı bir dönemde, Kuşak ve Yol İnisiyatifi'ndeki altyapı projeleri ve yatırımlarla birlikte, karşılıklı kazan-kazan ilişkisini güçlendirme potansiyeline sahiptir.
Bir diğer önemli nokta ise Türkiye'nin coğrafi konumu. Türkiye, Asya ile Avrupa arasında bir köprü işlevi görmektedir ve Avrupa Birliği ile bir Gümrük Birliği anlaşması bulunmaktadır. Bu durum, Türkiye'de yapılacak yatırımların Avrupa Birliği tarifelerinden muaf tutulmasına olanak tanır. Bu da yatırım için büyük bir avantaj sağlar. Bu bağlamda, her iki ülke için de kazan-kazan getirisi oluşturabilecek bir fırsat söz konusu. Sonuç olarak, Türkiye'de yankı uyandıran bu yatırım, özellikle yoğun rekabetin yaşandığı bu sektörde önemli bir katalizör işlevi görebilir."

"İki ülkenin yumuşak güçlerinin pekişmesine olanak tanımakta"

Karabel Türkiye-Çin ilişkilerini ise şöyle değerlendirdi:

"Her iki kültür, eğitim sistemleri ve akademik iş birlikleri açısından büyük bir potansiyel sunmaktadır. Çeşitli akademik perspektiflerin paylaşılması, bu ülkelerin eğitim sistemlerinin tanıtılması ve kültürel normların anlaşılması açısından önemli fırsatlar sağlamaktadır. Türkiye'den ve Çin'den gelen farklı akademik delegasyonların karşılıklı ziyaretleri, bu bağlamda oldukça faydalıdır. Bu ziyaretler, her iki ülkenin kültürel kodlarının, normlarının ve eğitim sistemlerinin tanıtılması açısından değer taşımaktadır. Çin'in 2013 yılında Xi Jinping tarafından başlatılan Kuşak ve Yol İnisiyatifi, beş önemli maddeden oluşmaktadır ve bu maddelerden biri insan ve kültürel etkileşimi öngörmektedir. Türkiye, bu inisiyatifin önemli bir parçası olarak değerlendirilmektedir. Dolayısıyla, akademik iş birlikleri ve karşılıklı kültürel ziyaretler, iki ülkenin yumuşak güçlerinin pekişmesine olanak tanımakta."